BİR YILI DAHA GERİDE BIRAKTIK

Yarın itibariyle bir yılın daha sonuna gelmiş bulunmaktayız. Kimimiz yeni yıla girerken eğlence düzenleyecek, kimimiz zevk-ü sefa yapacak, kimimiz de geçmiş bir yılın muhasebesini yapıp günahlarının bağışlanması için Allah’a yalvaracak. Gerek yaş günlerinde gerekse yılbaşlarında insanların neyi kutladıklarını merak eder dururum. Yeni bir yıla daha girmek elbette güzel de geçmiş bir yılda ne yaptığımızın muhasebesini yapmak daha güzel değil mi? İnsanlığın atası olan Âdem aleyhisselamdan son peygamber olan efendimize kadar hangi peygamber doğum günü kutlamış, hangi peygamber yılbaşı kutlamış? Ona baktıktan sonra yılbaşını kutlamamız gerekmez mi? Kilisenin pastörü dahi gerçek Hristiyanların yılbaşı kutlamadıklarını, İsa aleyhisselamın doğum gününün 26 Aralık olduğunu, Hristiyanlık âleminin Mesih’in gelmesini beklediğini, yılbaşı kutlamalarının Hristiyanların Dini ritüeli olmadığını açıkladı. Üzülerek ifade etmek gerekirse toplum olarak öyle enteresan bir noktaya geldik ki inandığımız gibi yaşamayı bıraktık, yaşadığımız gibi inanmaya başladık. 

Bu ara peygamberler tarihini tekrar okuma gereği duydum. Daha önce okumuştum ama unuttuğumu düşünerek yeniden okuma gereği duydum. Eyüp aleyhisselama kadar geldim, bin yıl yaşayan peygamberler var. Hiçbiri doğum günü, yılbaşı gibi şeylerle uğraşmamış, tamamı yaşadığı toplumu Allah’a inanmaya, şirkten uzak tutmaya ve Dünya ve Ahiret mutluluğu için mücadele etmişler ama maalesef iman eden insan azınlıkta kalmış, inkâr edip azgınlık yapanlar çoğunlukta olmuş. Sağlığında en çok iman etmiş ümmeti olan tek peygamber efendimizdir. Bugün Hıristiyanlığa veya Yahudiliğe inananların tamamına yakını tahrif edilmiş kitaplarına iman etmekteler. Tahrif edilemeyen tek kitap Kur’an-ı Kerim’dir. Bu da Allah’ın bir mucizesidir.

Peygamberler tarihinde dikkatimi çeken önemli hususlardan birisi nedir bilir misiniz? Şehirleşme arttıkça, inanan insanlar azalmış. Âdem aleyhisselamın oğulları Habil ile Kabil arasında çıkan kan davasından sonra Kabil’in Habil’i öldürmesinin ardından Âdem aleyhisselam Kabil’i yanından kovmuş, Kabil şehre inmiş ve sürekli şeytanla beraber olup insanları kötülüğe, ahlaksızlığa ve fuhşa meylettirmiş. Nuh aleyhisselama kadar bu durum devam etmiş ve Nuh aleyhisselam döneminde o meşhur Nuh tufanı olmuş ve Nuh aleyhisselamın gemisine binmeyenlerin tamamı helak olmuştur. Nuh tufanı umumi bir olaydır. Nuh aleyhisselamdan sonra yaşanan farklı olaylar da olmuştur. Örneğin Lut kavminin yaptığı kötü işler nedeniyle yaşanan olay umumi değil, bölgeseldir. Zira tarihçilerin verdiği bilgilere göre Lut aleyhisselam İbrahim aleyhisselamın kardeşi Haran’ın oğludur ve aynı dönemde yaşamışlardır. Sağlam rivayetlere göre Lut kavmini helak edecek olan dört büyük meleğin önce İbrahim aleyhisselama geldikleri ve onunla bu konuyu konuştukları, İbrahim aleyhisselamın Lut kavminin helak olmaması için onlardan istekte bulunduğu ancak onların bunun Allah’ın emri olduğunu söyledikleri bildirilmektedir.

Merhum Asım Köksal hocanın Peygamberler Tarihi’nde bugüne kadar bildiğimin aksine olan bir ayrıntı dikkatimi çekti. Nedir o ayrıntı derseniz biz bugüne kadar Lut kavminin bir kısmının ibadetle meşgul olduklarını, bir kısmının kötü işle meşgul olduğunu biliyorduk. Ancak Asım Köksal hoca çok farklı yazmış. Melekler Lut kavmini helak edecekleri zaman İbrahim aleyhisselama gelip durumu anlattıklarında İbrahim aleyhisselamla aralarında şöyle bir konuşma geçer; İbrahim aleyhisselam onlara ‘‘bir beldede iki yüz Müslüman olursa Allah orayı helak eder mi?’’ diye soruyor. Onlar da ‘’hayır’’ diyorlar ve bu konuşma uzuyor. Sonunda İbrahim aleyhisselam meleklere ‘‘bir beldede on Müslüman olursa Allah o beldeyi helak eder mi?’’ diye sorunca melekler yine ‘‘hayır etmez’’ diyorlar. Bu anlatımdan anlaşılan o ki Lut kavminde iyilikle uğraşan on mümin yokmuş ki Allah onları helak etti. Zaten Lut aleyhisselama ‘‘eşin hariç aileni al ve arkana bakmadan buradan çık, sabah ezanı vaktinde kavmin helak olacak’’ deniliyor. Eşi Lut aleyhisselama iman etmediğinden helak oluyor. Neticede Lut aleyhisselam eşi hariç ailesini alıp gidiyor. Sabah ezanı vakti kaynar çamurla her taraf doluyor, gökten taş yağıyor ve Lut kavmi helak oluyor. 

Bu olayı anlatma nedenim, geçmişte yaşanan bu olayları Rabbimiz Kur’an-ı Kerim’de bize anlatmakta ki ders alıp yanlış işler yapmayalım. Yılbaşı Müslümanların kutlamamaları gereken bir zaman dilimi olduğunu hatırlatarak mümin olarak geçmiş günahlarımıza af dileyip ibadet etmek varken bu işlerle uğraşmayalım diyerek sözlerime son veriyorum. Kalın sağlıcakla.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
2 Yorum
Adnan Bahadır Arşivi
SON YAZILAR