Milli Savunma Bakanımız Sayın Hulusi Akar, son dönemde yaşanan ‘’sığınmacı’’ tartışmaları üzerine
Hatay sınırından açıklama yaptı ‘’ "Cumhuriyet tarihimizde hiç olmadığı kadar hudutlarımız kontrol
altında", "Sınır güvenliği noktasında da dünya standartlarının üzerindeyiz" ifadelerini kullandı.
Esasen gelişen teknolojik imkanlar da durumun böyle olmasını gerektiriyor.
Ancak gerçek pek de öyle görünmüyor.
Neden mi ?
Çünkü ülkemizde dünyanın pek çok ülkesinden gelen ve yurda nasıl girdikleri belli olmayan
yüzbinlerce yabancı dolaşıyor.
Suriyelilerin geliş şekilleri üç aşağı beş yukarı belli.
Gelmeleri için bombalandılar.
Iraklı olanlar da anlaşılabilir.
Paraları olduğu için gelmelerine yol verildi.
Fakat Suriyeli ve Iraklı sığınmacıların dışında Afganistan, Pakistan, Bangladeş, Afrika Ülkeleri gibi
ülkemize binlerce kilometre öteden gelip elini kolunu sallayarak gezenleri neyle izah etmek lazım ?
Sınırlar bu kadar kontrol altındaysa bu insanlar nasıl giriyor ülkemize ?
Sınırdan kaçak geçmiyorlarsa ışınlanıyorlar mı ?
Kaldı ki Sayın Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan da , Bakan Hulusi Akar’la aynı gün yaptığı
açıklamada ;
‘’…Birilerinin kalkıp ülkemize hicret eden ama Suriye, ama Afganistan, ama Irak, İran fark etmiyor biz
muhacirlik ve ensar olma kabiliyetinin ne olduğunu en iyi bilen bir kültürün mensuplarıyız. Muhacirlik,
ensar nedir? Bunu anlamayan bilmeyenlerle bizim işimiz yok. Biz bu yolda aynı anlayışla devam
ediyoruz. Suriye'den savaştan çıkıp ülkemize sığınan bu kardeşlerimize sonuna kadar sahip
çıkacağız Bay Kemal. Siz ne derseniz deyin biz ordayız. Biz bu konutları da onun için yapıyoruz.
Kendileri arzu ettikleri zaman vatanlarına dönebilirler. Biz onları asla bu topraklardan kovmayız ve
kovmayacağız da bunu bilesin...’’ dedi.
Yani özetle ‘’ne olursan ol gel’’ diyor sanırım.
Her konuşmasında ‘’ABD-AB-Soros vs. bize karşı aynı hizada birleşti’’ , ‘’Dış Güçler’’ gibi sloganlarla
başkalarına ayar veren iktidar bu meselede açıkça ABD-AB-Soros ile aynı cephede hizalanmış
durumda bu sefer.
Zira ABD-AB-Soros ve bunlara bağlı fonlar açıkça ‘’Türkiye sığınmacıları bir yere göndermesin,
topraklarında baksın’’ diyorlar.
Meseleyi Ensar-Muhacir zaviyesinden izah etmenin de bir anlamı yok.
Ülkemize gelen kitleden Muhacir çıkmaz.
Milletimiz bu devirde Ensar olmanın gereğini ise yeterinden fazla yaptı her şeye rağmen.
Gelinen noktada ise kamuoyu yoklamaları artık Türk Milleti’nin yüksek bir oranda sığınmacıların
gitmesini istediğini net olarak ortaya koyuyor.
Tüm bunlara rağmen bu inat niye ?
Ensar-Muhacir benzetmesi üzerinden geliştirilen ideolojik bir körlük mü ?
ABD ve Avrupa’ya verilen bilmediğimiz taahhütler yada oralardan gelen tehditler mi ?
Seçime doğru sığınmacılar üzerinden oluşturulacak gerginlikler mi ?
Neden, neden , neden ?