Bir önceki yazımızda satanist müziğin oluşturduğu ritim ve sesle seyirciyi nasıl sarstığını ve öfkeli bir ses deryasına daldırarak teslim aldığını irdelemeye çalışmıştık. Bu yazımızda amacı ve felsefesi dinleyicileri doğrudan intihara, toplu şiddete ve sistematik cinayete yönlendirmek olan punk rock müzik türünden bahsedecek ve iletilen subliminal mesajlara dikkat çekeceğiz.

1980'ler, amacı ve felsefesi dinleyicileri doğrudan intihara, toplu şiddete ve sistematik cinayete yönlendirmek olan punk rock gruplarının doğuşuna tanık oldu. Bunların en ünlü grupları arasında Kiss, Ted Nugent ve mutantlar, Aphrodite's Child (albüm 666) yer almaktadır. İnsan ve müzik deneyiminin punk zirvesi, kişinin eşini kot pantolonlara ve gömleklere dikilmiş jiletlerle kana bulayabilmesi ve zaten yaralanmış katılımcıları çivi ve bızlarla dolu bileziklerle nakavt edebilmektir. 1983 yılında rock 'n' roll'un gittiği yer burası olmuştur.

Amerika Birleşik Devletleri'nde ilginç bir olay meydana gelmemiş olsaydı sorunsuz bir şekilde yoluna devam edebilirdi. Ancak Rock 'n' roll devriminin maskesi burada düştü. Kendisi de eski bir rock sanatçısı olan papaz Gary Greenwald Em'in gençler arasında çok popüler olan kayıtlarda bilinçaltı mesajların varlığını ifşa etmesiyle ortalık karıştı. Led Zeppelin grubu Uluslararası alanda tanınan tüm sanatçılar arasında özellikle Stairway to Heaven şarkısı nedeniyle sistematik bir incelemeye tabi tutuldu. Kaliforniya Yasama Meclisinde oluşan Tüketici Koruma Komitesi vatandaşlardan çeşitli şikayetler aldı. Geriye dönük maskeleme sürecine(kamufle edilmiş ters kayıt) ilişkin bir soruşturmanın ardından, Milletvekili Philip Wyman, bundan böyle plak şirketlerinin bilinçaltı mesajların içeriğini kapaklarında belirtmelerini zorunlu kılan bir yasa tasarısı hazırladı. Doğruyu söylemek gerekirse, Led Zeppelin grubu sadece buzdağının görünen kısmıydı. Rolling Stones, Styx, The Who ve diğerlerinin Disklerindeki bilinçaltı mesajların incelenmesi bu ünlü dava sayesinde kamuoyunun dikkatine sunuldu.

Subliminal mesaj:

Sübliminal mesaj “bilincin iğfal” eden dinleyicinin 'vicdan eşiğinin hemen altındaki' alana ulaşmasına yönelik bir mesajın iletilmesi olayıdır. Böyle bir mesaj kulaktan, gözlerden, dış duyulardan kaçar ve bu saldırganlık biçimine karşı tamamen savunmasız olan dinleyicinin derin bilinçaltına nüfuz eder. Aslında ABD’de yirmi yıl boyunca ilgili mevzuat, reklam, film, basılı yayın, radyo ve televizyon kanallarında herhangi bir bilinçaltı tekniğin yasaklanmasını öngörmüştür. Ancak hiç kimse bu yasal yasağı diskler, kasetler ve görsel-işitsel materyal alanına genişletmeyi düşünmemişti. Yasadaki bu boşluk nedeniyle, rock 'n' roll, vicdanı ve gençliğin kalplerini çarpıtmak için mevcut her elektronik tekniği kullanarak patlama yapmıştır.

Subliminal mesajın tasarımcısı, ulaşmak istediği hedefin tamamen farkındadır: yani tüm altüst etme yeteneğine sahip derinlemesine bir devrimi hedeflemektedir. Öte yandan dinleyici, bilincine ve kendisine yönelik bu işgali yaşadığından tamamen habersizdir. Derin bilinçsizlik. Bilinçli olan zekâsı ve iradesi ne tedbiren tetikte ne de herhangi bir ayırt etme konumunda olmadığından, mesajı “id” ve “süper ego” aracılığıyla yakalayan, çözen, yeniden yapılandıran ve hafıza yoluyla "bana" iletecek olan bilinçaltıdır.

Rock 'n' roll’ yoluyla iletilen mesajlar çok çeşitli subliminal bir içeriğe sahiptir:

a) Her türlü cinsel sapıklık

b) Kurulan düzene isyan çağrısı

c) İntihar önerisi

d) Şiddete ve cinayete tahrik

e) Şeytan'a Adanma

Peki Subliminal mesajlaşma teknikleri nasıl uygulanır

1. Sözlü bilinçaltı mesaj

Subliminal mesajları daha fazla iletmek için ince ve daha az algılanabilir cümleler "ters" olarak yazdırılır, bu durum araştırmalara göre, garip bir çifte fenomenin meydana geldiği hipotezini formüle etmemizi sağlar: ilk olarak, bilinçaltı tersten söylenen bir cümleyi yakalayabilir daha sonra dinleyici tarafından bilinmeyen bir dilde ifade edilse bile bu mesajın kodunu çözebilir.

Bu nedenle bu sürece gerçek bir vicdan tecavüzü denebilir. Nitekim Dr. Joost AM Meerlo’ya göre: "Şiddetli boğuk ses, şiddetli duygusal tepkiler üretir ve tüm savunma mekanizmalarının kontrolünü yok eder.

Bilinçaltı mesajın izlenimi için dört teknik kullanılır:

a) Modüle edilmiş frekans :

b) Çok düşük frekanslar (14 ila 20 döngü/saniye);

c) Yüksek frekanslar (17 bin ile 20 bin devir/saniye arası);

d) Değişken hız (yalnızca bu amaç için özelleşmiş bir cihazla duyulabilir).

2. Ritim ve bilinçaltı etkisi

Rock’un gücü, insan organizmasında vücudun çeşitli organlarının işleyişini değiştirebilen biyo-psikolojik bir yankı üreten ritmin senkoplu nabzıdır. Vuruş, kalp atışının hızlanmasına ve adrenalin düzeyinde bir artışa neden olabilir; sadece cinsel esenliğe değil, orgazma varan cinsel uyarılmalara da neden olabilir.

3. Bilinçaltı sinyali

Bir diske ultrasonik frekansta bir sinyal kaydetmek mümkündür. Beyin böyle bir ultrasonik sinyalle uzun süre uyarıldığında, adından da anlaşılacağı gibi, bir ısırık morfine eşdeğer bir biyokimyasal reaksiyon üretir: “endorfin” (doğal morfin). BU tepki insanda çifte etki yaratır: Garip bir esenlik hissi ve zihinsel süreçlerin aktivasyonu. Sanki beynin hiperaktivitesi, bilinçaltı mesajı daha net anlamasına izin vermiş gibi bir kısır döngü başlamıştır.

4. Stroboskopi

Bilinçaltı sinyalin dördüncü bir tekniği stroboskop kullanılmasıdır. Bu cihaz sayesinde kişi istediği zaman ışık ve karanlığın değişimini hızlandırabilir, bu da oryantasyon, yargı ve refleks duygusunda önemli bir zayıflamaya neden olur.

Flaş ışığının aşağıdaki etkileri ürettiği tespit edilmiştir:

- aydınlık/karanlık döngüsü saniyede 6 ila 8 kesinti arasında değiştiğinde, derinlik algısının kaybıyla sonuçlanır;

- ışık/karanlık döngüsü saniyede 25 kesintiye yükseldiğinde, ışık parlamaları, konsantre olma yeteneğini kontrol eden beynin alfa dalgalarıyla girişim yaratır;

- aydınlık/karanlık döngüsü daha da hızlandırıldığında, tüm kontrol yeteneği kaybolur.

Rock müziğin etkisini strobe oyunuyla birleştirdiğinizde, ahlaki yargının tüm engelleri yıkılır. Kişi daha sonra otomatik reflekslerini ve doğal savunma mekanizmalarını kaybeder. Farkına bile varmadan kendini disklerdeki bilinçaltı mesajların telkinlerine bırakır.

Tüm bu son derece uzmanlaşmış teknik araçlarla karşı karşıya kalındığında insan, özgür iradesi ve olağan savunma araçları düzeyinde kendinin ihlal edildiğini görür.

Bu bağlamda Rolling Stones dergisi şöyle diyor: “Rock, müzikten daha fazlasıdır, yeni bir kültürün ve devrimdeki gençliğin enerjik merkezidir. İngiliz müzik eleştirmeni Geoffrey Cannon diyorki: “Yanlış kulaklara giren rock müziği cinayete yol açabilir. Graham Nash: “pop müzik, onu dinleyen insanların düşüncelerini koşullandıran bir iletişim aracıdır. Müzisyenlerin de bu müzik sayesinde müthiş bir avantaja sahip olduklarına inanıyorum. Dünyaya hükmedebiliriz... elimizde güç var.

Kendisine "Rock'un Lucifer'ı" diyen Rolling Stones'tan Mick Jagger şöyle diyor: "Her zaman insanların zihinlerini ve isteklerini yönlendirmek için çalışıyoruz ve diğer birçok grup da aynı şeyi yapıyor. Jerry Rubin: “Elvis bedenlerimizi tamamen değiştirerek uyandırdı. Enerjik ritminde sırrını saklayan hayvani sert kaya, sıcak bir şekilde vücudumuza girdi; bastırılmış, geri tutulmuş tüm tutkuları ortaya çıkaran itici bir ritim. Bir otomobilin arka koltuğu cinsel devrimin tiyatrosuyken, bu otomobilin radyosu bu yıkım için bir ortam işlevi gördü. Rock, devrimin başlangıcı oldu. Yeni bir yaşamı hayal gördüren bir yaşam tarzıyla birleştirdik. Yaşam tarzımız, asidimiz, acayip kıyafetlerimiz, rock müziğimiz, işte gerçek devrim bu!

Gelecek yazımızda Rock müziğin arkaplanını çözümlemeye devam edeceğiz.