HELAL LOKMA

İnsan ruhuna en çok iki şey tesir eder. Birincisi birlikte olduğu kimselerin manevi durumu, ikincisi yediği lokmaların helal haram derecesidir.

Malını nereden kazandın nereye harcadın? Kıyamette karşımıza çıkacak zor sorulardan biri…

Lakin biz helalin haramla, haramın helalle iç içe geçtiği bu konuda hassasiyetlerin çokça azaldığı bir ahir zamanda yaşıyoruz.

Nitekim sevgili Peygamberimiz (sav) bu günleri işaret ederek şöyle buyurmuştur:
“Öyle bir zaman gelir ki kişi malını helalden mi haramdan mı kazandığına hiç aldırış etmez.” (Buhari- Büyü,7-23)

Yüce Rabbimiz de Kur’an-ı Kerimde “Ey İnsanlar! Yeryüzünde bulunan maddelerin helal ve temiz olanından yiyin; şeytanın peşinden gitmeyin, çünkü o apaçık düşmanınızdır.” buyurmuştur. (Bakara,168) 

Büyüklerin dediği gibi “Haram kazanç kapıdan girince Allah’ın rahmeti pencereden çıkar. O evde ne huzur ne de bereket olur.”

Mevlana hazretleri: “Bu seher benden ilham kesildi. Anladım ki vücuduma şüpheli birkaç lokma girdi. Bilgi de, hikmet de helal lokmadan doğar. Aşk da, merhamet de helal lokmanın mahsulüdür. Nur ve kemali artıran lokma helal kazançtan elde edilen lokmadır.” der.

Allah dostlarının her daim üzerinde durduğu konudur helal lokma… Buyrulur ki: “İki şeye dikkat edeceksiniz, ağzınıza giren lokmaya ve ağzınızdan çıkan söze…”

İnsan ruhuna en çok tesir eden iki şeyden biri olan lokma, haram veya şüpheli ise manevi hayata zehir saçar. Kalbe kasvet, ibadetlere karşı üşengeçlik ve Allah yolundaki hizmetlere karşı tembellik verir.

Hayırlı bir nesil yetiştirmenin yolu da yine helal lokma hassasiyetinden geçer. İmam Gazali Hazretleri çocuğu İslam fıtratı üzere yetiştirmek için yapılacak ilk şeyin onun helal lokma ile beslenmesi olduğunu söylemiştir.

Bu anlamda toplum literatürümüzde sıklıkla kullanılan “helal süt emmiş” tabiri ne güzel bir ifadedir.

Müslüman'ın her gün evden çıkarken ve işine giderken en önemli hedefi helal kazanç olmalıdır. İyi niyet ve hüsnü zan sahibi olarak sevgili Peygamberimizin (sav) şu duasıyla çıkmalıdır.

“Allah’ım! Şaşmaktan ve şaşırtmaktan, haktan sapmaktan ve başkaları tarafından saptırılmaktan , hataya düşmekten ve başkaları tarafından hataya düşürülmekten, haksızlık etmekten ve başkalarınca haksızlığa düşürülmekten, cahillik etmekten  ve cahilce muameleye maruz kalmaktan sana sığınırım.” (Ebu Davud, Edeb,102-103)

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Hatice İnan Arşivi
SON YAZILAR