KARDEŞLİK HUKUKU

İslâmî literatürde kardeşlik kavramını ifade etmek üzere kullanılan uhuvvet kelimesi, aynı anne- babadan dünyaya gelenler arasındaki kan bağını belirttiği gibi, aynı inanç ve değerleri paylaşan kişi ya da gruplar arasındaki birlik ve dayanışma ruhunu da ifade etmektedir. İslam kan bağına, kardeşliğe, akrabalığa önem vermiş, sıla-i rahim İslam’ın ele aldığı özel konular içinde yer almıştır. Bununla birlikte ‘‘Müminler ancak kardeştirler’’ ayeti kerimesi bütün müminleri iman çatısı altında din kardeşi ilan etmiştir. Bu kardeşlik zamanla ve mekânla sınırlı değildir. Nitekim Hz. Peygamber “Kardeşlerimizi görmeyi çok isterdim. Onları ne kadar da özledim!” buyurmuş, bunun üzerine Ashâb-ı kiram:

“–Biz Sen’in kardeşlerin değil miyiz, Yâ Rasûlâllah?” dediğinde

Efendimiz (asm):

“–Sizler benim ashâbımsınız, kardeşlerimiz ise henüz gelmemiş olanlardır.” buyurmuştur.

Yüce dinimiz İslam, zamanı ve mekânı aşan bir kardeşlik bağıyla bizi birbirimize bağlamıştır. Bu kardeşlikte esas olan iman birliğidir. Aslında iman birliği yoksa kan bağının bir kıymetinin olmadığını Hz. Nuh (as)’ın Kur’an’daki ki kıssası bize anlatmaktadır:

“Derken gemi onları, dağlar gibi dalgalar arasında götürmeye başladı. Nûh, uzak duran oğluna, “Haydi yavrum gel, sen de bizimle birlikte gemiye bin, kâfirlerle beraber olma!” diye seslendi.” (Hud/42)

“Oğlu, “Beni sudan koruyacak bir dağa sığınacağım” diye cevap verdi. Nûh dedi ki: “Bugün Allah’ın hükmünden ancak O’nun esirgedikleri kurtulacaktır.” Derken aralarına dalga giriverdi, böylece o da boğulanlardan oldu. (Hud /43)

Nûh Rabbine şöyle seslendi: “Ey rabbim! Şüphesiz oğlum da ailemdendir. Senin vaadin elbette haktır. Sen hâkimlerin en âdilisin” dedi. (Hud/45)

Allah buyurdu ki: “Ey Nûh! O senin ailenden değildir. Çünkü onun yaptığı iyi olmayan bir iştir. (Hud/46)

Müminler yeryüzünde birbirine kardeş olan kocaman bir aile gibidir. Bu sebeple Müslümanlar olarak birbirimize karşı sorumluluklarımız vardır. "Müslüman, Müslüman’ın kardeşidir. Ona zulmetmez, haksızlık yapmaz, onu düşmana teslim etmez. Müslüman kardeşinin ihtiyacını gideren kimsenin Allah da ihtiyacını giderir’’ hadisi sorumluluklarımızı özetlemiştir. İslam tarihinde kardeşlik hukukunun nasıl teşekkül ettiğini ve kardeşlik ilişkilerinin en güzelini Hz. Peygamber’in uygulamalarında ve ensar-muhacir arasındaki kardeşlikte görmekteyiz. Efendimiz (as) camiye giderken farklı yolları kullanmış, böylelikle sıkıntısı olan mü’minleri tespit edip dertlerine deva olmayı hedeflemiştir. İlahi huzura çıkarken ve ilahi huzurdan dönerken müminlerin dertlerini çözme gayreti göstermiştir. Medineli Müslümanlar da Mekke’den Medine’ye gelen muhacirlere kucak açmış neyi varsa yarısını din kardeşiyle paylaşmıştır.

Hz. Peygamber müminleri tarif ederken “Müminler, birbirlerini sevmede, birbirlerine merhamet ve şefkat göstermede, tıpkı bir organı rahatsızlandığında diğer organları da uykusuzluk ve yüksek ateşle bu acıyı paylaşan bir bedene benzer.” diye tarif etmiştir. "Yanı başındaki komşusu açken tok olarak geceleyen kişi (olgun) Mü’min değildir." hadisi kardeşinin açlığını dert edinmeden sabahlayan kimseyi tam olarak mümin sınıfına almamıştır. Açlık sadece karın açlığı değildir elbette. Sevgiye aç, sohbete aç, tebessüme aç, hal-hatır sormaya aç olan komşum-arkadaşım varsa bu kardeşlerimin maddi manevi her sıkıntısını gidermekle bizi birbirimize karşı sorumlu kılmıştır. Özellikle günümüzde bombalar altında ölen Filistinli bebekler, Doğu Türkistan’da Çin zulmüne uğrayan kardeşlerimiz gündemimizde yoksa bu kardeşlerimizin hallerini düşünmeden sabahlayabiliyorsak Hz. Peygamber’in ‘‘tam manası ile iman edememiştir’’ ikazını bir daha düşünmemiz gerekir.

Biz Hz. Peygamberin görmeyi arzu ettiği kardeşleriyiz. Bu kardeşliğin gereklerini yerine getirmek için kardeşlerimizin derdiyle dertlenmeli sevincine ortak olmalıyız. Hz. Peygamber Müslümanları bir binanın yapı taşlarına benzetmiştir. Bu sebeple Müslümanlar arasındaki küslükler İslam binasına zarar verir, yanlışların çetelesini tutarak değil yanlışı örtüp doğruları büyüterek kardeşliğimizi pekiştirelim. Üç günden fazla küslüğü yasaklayan Hz. Peygambere ümmet olmak bunu gerektirir. Rabbim kardeşliğimizi daim eylesin.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Bayram Edis Arşivi
SON YAZILAR