Hülya Şahin Akman

Hülya Şahin Akman

Havf ve Reca arasında kulluk

Havf kelimesi sözlükte; “korkmak, kaygılanmak, endişe duymak” gibi anlamlara gelmekle birlikte dini literatürde, Allah korkusu ve âhiret hayatıyla ilgili endişeler için kullanılır. Kuran’da; Allah’tan (Ali-i İmran 3/175; Maide5/94), Allah’ın vaadinden (İbrahim 14/14), âhiretten (Enbiya 21/103), Allah’ın azabından (Fussilet 41/43) korkmak ile ilgili birçok ifade kullanılmıştır.

Reca kelimesi ise sözlükte; “ummak, ümit etmek, iyi bir beklenti içinde olmak” anlamlarına gelmektedir. Kuran’da Allah’ın rahmetini ummak (Bakara 2/218; İsrâ 17/57). Allah’a kavuşmayı ümit etmek (Yûnus 10/7, 11, 15; Kehf 18/110) gibi manalarda kullanılmıştır.

Allah bizleri korkan ve ümit eden varlıklar olarak yaratmış ve bu iki duygunun, bilhassa korkunun imtihan vasıtası olduğunu (Bakara 2/155); korkudan emin olmanın da hem dünyada (Kureyş 106/4) hem de âhirette (Bakara 2/38) büyük bir nimet olduğunu yüce kitabımız Kuran’da sıklıkla vurgulamıştır.

Yaratıcımızın olan Allah’ın, bu iki duygunun üzerinde durmasının hikmeti, korku ve ümit duygularının insan psikoloji üzerindeki olumlu ve olumsuz etkilerinden olsa gerektir. Şöyle ki insan davranışlarının arkasında duygu ve düşünceleri yatmaktadır.

Dolayısı ile insana en çok hata yaptıran da bu iki duygudur. Fakirlik korkusuyla infaktan kaçınma, rızık korkusuyla çocuk aldırma, biz Allah'ın sevgili kuluyuz diyerek ibadetten kaçınma, verilen mal mülk ile şımarma gibi. Tüm bunlar korku ve ümitte haddi aşma neticesinde sergilenen olumsuz davranışlardır. Hâlbuki kuldan beklenen her konuda olduğu gibi duygularını yönetmede de itidalli olmasıdır.

Gerek Rabbi ile arasında gerek dünyaya bakışında gerekse diğer canlılar ile ilişkisinde korku ve ümit arasında olmasıdır. Secde suresi 16.ayette Allah; “Onlar, korku ve ümit içinde Rablerine dua ederler.” ifadeleriyle, korku ve ümidin birlikte ve dengeli olması gerektiği vurgulanmaktadır. Böyle olduğu takdirde maddi ve manevi açıdan sağlıklı bir kul olur ve dünya imtihanlarında basarı oranı artar. Aksi tutumlar ise yani korku ve ümit etmede aşırı gitme insana hata yaptırır. Korkuda aşırı gitme karamsarlığa sürükler.

Rabbine küsmesine hatta O’nu inkâr etmesine varan tutum ve davranışlar içerisine girmesine sebep olur. Ümit etmede aşırı gitme ibadetlerinde ihmalkâr davranmasına yol açar. Korku ve ümit dengesiyle yaşayan kul, bir yandan hataları ve günahları sebebiyle Allah’ın sevgisini kaybetmekten ve azabına uğramaktan korkarak günahlardan uzaklaşır, bir yandan da sonsuz rahmet sahibi Rabbinin bağışlamasını ümit ederek (Zümer 39/53) tövbe eder. Tövbe ve ümitle istikametini düzelterek İbadetlere ve Allah’a yönelir.

Bu nedenle kuldan her zaman havf ve reca arasında olması beklenir ve tavsiye edilir. Hz. Ömer'den rivayet edilen şu söz de bu konuyu çok güzel özetlemektedir: “Bilsem ki Cenâb-ı Hak bir kimseyi cehenneme atacak, ola ki o kimse ben olurum diye korkarım. Bilsem ki Cenâb-ı Hak bir kişiyi cennete alacak, ola ki o kişi ben olurum diye Allah’tan ümitli olurum.”

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Hülya Şahin Akman Arşivi
SON YAZILAR