KARDEŞLİK AHLAKINI KUŞANMAK

Kuranı kerimden ve hadisi şeriflerden öğrendiğimiz kadarıyla Rabbimiz ilk insan olarak Hz. Adem’i yaratmış ardından eşi Hz. Havva’yı var etmiştir. Yaratıcının emrine muhalefetleri sonucu Hz. Adem ve Hz. Havva’nın dünya sınavları başlamış, onlardan meydana gelen evlatlarla birlikte zaman içinde çoğalarak koca bir insanlık ailesi zuhur etmiştir. Rabbimiz ilk insan ve ilk peygamber olan Hz. Adem’le birlikte dünyada yaşama kurallarını da beraberinde göndermiştir. Sonraki süreçlerde nice suhuflar, kitaplar, nebi ve resuller insanlığın bunalan ruh dünyası ve fiziki âlemlerine merhem olacak şekillerde gönderilmişlerdir. Öz olarak Allah tarafından görevlendirilen tüm elçiler Allah’ın varlığı ve birliği ve yaşamın olmazsa olmaz diyebileceğimiz manevi değerlerine vurgu yapmışlardır. Bu elçiler halkasının son temsilcisi Hz. Muhammed (S.A.V) dir. O’na gönderilen vahiyde Rabbimiz:
“Mü’minler ancak kardeştir.”(Hucurat,49,10) buyurmaktadır. Bu ayetle inananlar bir ailenin üyesi gibi görülmektedir. Başka bir ayeti kerimede;
“Hep birden Allah’ın ipine sımsıkı sarılın. Ayrılmayın. Allah’ın size olan nimetini anın.” buyrularak nasıl ki ayrışmak aile bağlarını koparıyorsa Allah’ın dediklerinden ayrılmakta inananları birbirinden ayırmaktadır.
Hz. Muhammed (S.A.V.) de kardeşlik ahlakına dair pek çok hadis söylemiştir. Bunlardan biri;
“Müslüman Müslüman'ın kardeşidir. Ona zulmetmez, haksızlık yapmaz, onu düşmana teslim etmez. Müslüman kardeşinin ihtiyacını gideren kimsenin Allah da ihtiyacını giderir. Kim bir Müslümandan bir sıkıntıyı giderirse Allah da o kimsenin kıyamet günündeki sıkıntılarından birini giderir. Kim bir Müslüman'ın ayıp ve kusurunu örterse Allah da o kimsenin ayıp ve kusurlarını örter.” (Buhari, Mezalim 3; Müslim, Birr 58; Ebu Davut, Edep 38,60)
Bu hadis Müslümanların birliğini diri tutacak kurallarla doludur. Zulüm ve haksızlık yok, ihtiyacını gidermek var ve bu davranışlar sanki Allah’a karşı yapılıyor gibi kabul ediliyor. Tabiri caizse Rabbimiz “bunu zahirde muhatabına yapıyorsun ama batında muhatabın benim” diyor .Başka bir hadis;
“Sizden biriniz kendisi için sevdiğini mü’min kardeşi içinde sevmedikçe gerçek mü’min olamaz.”(Tirmizi, Sıfatül kıyame,59) Burada gerçek imanı diğerini sevmeye bağlamıştır. Hatta bu sevgi bir bedenin uzuvları gibi görülmüş ve “mü’minler birbirlerini sevmede birbirine karşı sevgi ve merhamet göstermede tek bir beden gibidir. O bedenin bir organı acı çektiği zaman, bedenin diğer organları da uykusuzluk ve yüksek ateş çekerler.” (Müslim, “Birr” 66)buyurarak diğer inananın sıkıntılarına gerçek iman sahibinin kayıtsız kalamayacağını bildirmiştir. Pek çok hadiste sosyal ilişkilerin devamı için lazım olan değerler göze çarpmaktadır.
“Bir Müslüman'ın din kardeşine karşı şu beş görevi vardır: Selamını almak, aksırana “yerhamukallah” demek (Allah sana merhamet etsin diye dua etmek) davetine katılmak, hastalanınca ziyaretine gitmek, cenazesine katılmak”. (Müslim, “Selam”4) yani sosyolojik ve psikolojik açıdan “görmezden gelme, acısına ortak ol, destek ol” diyebileceğimiz değerler barındırmaktadır.
Burada sadece bir kaçını zikrettiğimiz hadislerden de anlaşılacağı üzere kardeşlik ahlakına dair nice erdem hem Kur’anda hem hadislerde yer bulmuş, bu sözlerin fiiliyata geçmiş halleri Peygamberin ve güzide ashabının hayatlarında okuyanların ruh dünyalarında ışık olmuştur. Bizlere dünya kandillerimizin yanında ahiret kandillerimizi yakmanın yollarını öğreterek bu dünyaya elveda demişlerdir. Ne mutlu “hoş sadalarla ayrılanlara…

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Emine Karataş Arşivi
SON YAZILAR