Abdullah Demircan

Abdullah Demircan

RAMAZAN’IN VAZGEÇİLMEZ İBADETİ İNFAK

Mülkün yegâne sahibini hatırlatıp nimetin şükrünü sağlayan, toplumdaki ihtiyaç sahiplerinin imdat çığlığına cevap olan, insanlar arası ilişkilerde sevgi, saygı ve merhameti oluşturan, ferdin kalbini yumuşatıp insan olduğunu hatırlatan, dinimizdeki gerekleri yerine getirildiğinde kişiyi bu dünyada mutlu kıldığı gibi ahiretini de imar eden, fitre, fidye, sadaka ve zekatıyla Ramazan ayının ibadetlerinden biri de infaktır.

İnfak, sözlükte, para veya malı elden çıkarmak, harcama yapmak anlamında kullanılsa da dinimizde, Allah’ın rızasını kazanmak için yardım yapılan kişi veya kuruluştan menfaat beklemeksizin aynî ve nakdî yardım etmek demektir. Kur’an-ı Kerim’de yetmişe yakın yerde infaktan bahsedilmekte hatta pek çok ayette, önemine binaen namazdan sonra ilk zikredilen ibadet olarak karşımıza çıkmaktadır.[1]

Yanlış bilinenin aksine infak, sadece zenginlerin yapabildiği ibadet olmaktan ziyade, zengini, fakiri, kadını erkeği, büyüğü ve küçüğüyle herkesin muhtaçlara yardım edebileceği geniş kapsamlı bir yapıya sahiptir. Bu sebeple zekât, fitre, fidye, keffaretler ve kurban gibi müminlerden maddi imkanları yerinde olanlara, dinimizin emri olarak zorunlu kılınanlar yanında, miktarı ne olursa olsun gönülden yapılan her türlü yardım ve iyilik infak olarak nitelendirilir. Yüce Rabbimiz’e itaat ve ibadet niyetiyle dinimize ve Müslümanlara yardım niteliği taşıyan her türlü harcama infak kapsamında sayılmaktadır. Zekât, fitre, fidye, kurban ve sadakalarla muhtaçlara yardım etmekten tutun, okul, kütüphane, cami, yol, bakımevleri gibi vakıfların yapılması veya bu vakıf hizmetlerinin yürümesi ve ülke savunmasının sağlanması için yardımda bulunmak, gayrimenkulleri âtıl bırakmayıp depremzede gibi konut ihtiyaçlarını sağlayamayan muhtaçlara açılmak, meşru alanlarda yatırım yapıp insanları istihdam ederek ailelerinin geçimini sağlamaya vesile olmak, Hz. Peygamberimiz (sav)’in buyurduğu gibi kendini ve ailesini başkalarına muhtaç etmemek için ailesinin geçimini helal yönden kazanmak üzere çalışmak [2] dâhi infak kapsamına girmektedir.

Öncesi rahmet, ortası bağışlanma, sonu da cehennemden kurtuluş ayı olan mübarek Ramazan ayı ibadetlerin yoğun olarak yapıldığı aydır.[3]

Ramazan oruç demektir. Oruç ise verilen nimetlerin yegâne sahibi olmadığımızı, bize verilen nimetlere ulaşamayan insanların olduğunu ve bu nimetleri onlarla paylaşmamız gerektiğini bizlere hatırlatan bir ibadettir.

Ramazan fitre, fidye sadaka ve hatta zekât ayıdır. Ramazan ayındaki Rabbimiz’in affı, bağışlaması ve bizleri cehennemden âzad ederek nimetlerle dolu cennetlerine koyması lütfuna, bu aydaki fitre, fidye, zekât ve sadaka gibi yardımlarla toplumdaki muhtaçların ihtiyaçlarını karşılayarak ulaşabileceğimizi hatırlatır.

Ramazan yardımlaşma ve paylaşma ayıdır. Efendimiz (sav)’in ‘’Yarım hurma ile de olsa, kendinizi ateşten koruyun’’[4]hadisine binaen fakiriyle zenginiyle toplumun tüm kesiminin iftar ve sahur sofralarına davet edilmesi, toplumdaki muhtaçlara rahat oruç tutabilmeleri için, yardım paketleri hazırlayıp gönülleri incitilmeksizin onlara verilmesi, bayram hazırlığında kendi çocuklarımız kadar muhtaç çocukları da düşünerek onların sevindirilmesi, Ramazan ayını ve bayramı toplumun tüm kesimiyle yaşamak ve kutlamak demektir.

Kısaca Ramazan infak demektir. Yüce Rabbimiz’in Kur’an’da ‘’sizler için en güzel örnek’’[5] buyurduğu, yaşadığı dönemdeki arkadaşlarının (sahabelerin) ‘’Tanıdığımız kişiler içerisinde en cömerdiydi. Hatta Ramazan’da esmek için engel tanımayan bereketli rüzgârlardan daha cömert davranırdı’’[6] diye cömertliğini tasvir ettikleri Efendimiz (sav)’i örnek alıp Ramazan’ı oruç, teravih ve mukabele gibi bedeni ibadetler yanında, fitre, fidye, zekât, sadaka, yardım kolileri, iftar sofraları ve toplumdaki muhtaçlara yapılan her türlü yardımla yani mali ibadetler olarak bilinen infakla geçirmek, Ramazan-ı şerifi, ruhuna uygun olarak idrak edebilmektir.

Rabbimiz, başta Filistin ve Doğu Türkistan olmak üzere zulme uğrayan kardeşlerimizin yanında olabilmeyi, zalimlerin zulmüne dur diyebilmeyi bizlere nasip eylesin.

Rabbimiz, bedeni ve mali ibadetlerle Ramazan’ı dolu dolu yaşamayı nasip eylesin.


[1] Diyanet İslam Ansiklopedisi İnfak Md.

[2] Müslim, Zekât, 39; Tirmizi, Bir, 42

[3] Beyhaki, Şuabu’l-iman, 5/223

[4] Buhari, Bedü’l-vahy,5,6; Savm,7; Menakıp, 23

[5] Ahzâb, 33/21

[6] Müslim, Fedâil, 56

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Abdullah Demircan Arşivi
SON YAZILAR