Miraç Öztürk

Miraç Öztürk

Anayasa paketi ne kadar samimi…

Referandum…

 

Bize biraz yabancı bir kelime…

 

Biz ancak seçimden seçime gider, dönemin en güçlü partisi ne ise yada siyasi rüzgar kimden yana esiyorsa oyumuzu ona veririz… Fazla kurcalamayız yani…

 

Toplumun yüzde 50"si böyle…

 

Kimmiş, neymiş, geçmişinde ne yapmış, eğitim için, sağlık için ne diyor, gençlere ne imkanlar sunuyor diye kimse sormaz zaten…

 

Ama ne gariptir ki oyunu atan sonradan başlar yakınmaya ve öyle bir yakınır ki sanki eşitliği onun kullandığı oy bozmuş, hükümet onun sayesinde kurulmuş gibidir…

 

Kahvede, evde, işte, dolmuşta her yerde anlatır da durur…

 

Dedim ya, seçim falan işleri böyledir bizde…

 

Referandum falan gibi “ara sıcaklar” ilgi çekicidir yine de…

 

Önceki gün bir karar açıklandı malumunuz…

 

Söz konusu anayasa değişikliği paketinde kısmen iptaller var…

 

Benim niyetim baştan belliydi zaten tümden de iptal edilse, kısmen de iptal eedilse hatta hiç iptal edilmese de durum netti: “HAYIR”

 

Hem de kocaman bir “HAYIR”

 

Bu ülkenin sivil bir anayasaya gerçekten ihtiyacı var. Buna yürekten inanıyorum…

 

Ama bu anayasa iktidar erki tarafından hazırlanmış, toplumun kanaat önderlerine, aydınlarına, meslek kuruluşlarına, gençlerine, yaşlılarına, kadınlarına sorulmamış bir taslak…

 

Yani herkesi kapsayan bir durum yok ortada…

 

İşin ilginci şu aslında, mevcut anayasa ne kadar doğru uygulanıyor ki, üzerinde tadilat yapılıp, yenilenmesi isteniyor…

 

Demezler mi adama, önce elindekinin değerini bil diye…

 

Bence hükümetin sunduğu Anayasa da bu minvalden bakıldığında samimiyetten uzak. Hatta bırakın samimiyeti, gerçeklerden de uzak.

 

Ülke gerçeklerinin yakınından bile geçmiyor…

 

Örneklendirmekte fayda var…

 

Mesela Madde 6… Ne diyor, tek tek bakalım?

 

MADDE 6. – Egemenlik, kayıtsız şartsız Milletindir.

Allah Allah… Seçim barajı yüzde 10 değil mi bu ülkede? O zaman egemenlik milletin tamamının değil, parasıyla, puluyla, gücüyle seçmenleri etkileyenlerin ve iktidar olanların… Demek ki azınlıkta kalanlar milletten sayılmıyor… O zaman bu madde üzerinde de tam anlamıyla bir tadilat yapılmalı ve taslağa eklenmeli…Bunun için ise asıl yapılması gereken de siyasi partiler yasasını tümden değiştirmektir. O değişmediği müddetçe de bu madde sadece kağıt üzerinde kalacaktır… Ki, bugüne kadar olduğu gibi…

MADDE 18. – Hiç kimse zorla çalıştırılamaz. Angarya yasaktır.

Angarya yasak… O zaman çevremizdeki herkes anayasal bir suç işliyor. Mağazalarda çalışan genç kızlar, sanayide çalışan çocuk yaştaki işçiler angaryaya tabi kalmıyor mu? Peki neden bu memleketin hakimleri, savcıları devreye girmiyor… Neden angaryaya neden olanlar bu suçtan yargılanmıyor? Neden bu maddede değişime gidilmiyor peki? Yada bu maddenin uygulanması ile ilgili net kararlar alınmıyor? Uygulanmayan bir maddeyse, bu da değiştirilmeli…

MADDE 20. – Herkes, özel hayatına ve aile hayatına saygı gösterilmesini isteme hakkına sahiptir. Özel hayatın ve aile hayatının gizliliğine dokunulamaz.

Şöyle bir bakın çevrenize… Haberlerde izlemiyor muyuz? Dinlenen telefonlar, gizli çekim kamera kayıtları, ses kayıtları… Değişmesi gereken bir madde daha işte…

MADDE 25. – Herkes, düşünce ve kanaat hürriyetine sahiptir. Her ne sebep ve amaçla olursa olsun kimse, düşünce ve kanaatlerini açıklamaya zorlanamaz; düşünce ve kanaatleri sebebiyle kınanamaz ve suçlanamaz.

Ülke tarihine bir bakın…. Sanatçılardan, şairlerden, yazarlardan bahsi geçen konu ile ilgili yargılanmayan var mı acaba ? Bu maddenin getirdiği haklar yeni anayasada gerçek anlamda güvence altına alınmalıdır… Tabi niyet gerçekten buysa…

MADDE 26. – Herkes, düşünce ve kanaatlerini söz, yazı, resim veya başka yollarla tek başına veya toplu olarak açıklama ve yayma hakkına sahiptir. Bu hürriyet resmî makamların müdahalesi olmaksızın haber veya fikir almak ya da vermek serbestliğini de kapsar.

Düşünce suçu nedeniyle cezaevlerinde yatanların sayısını bilen var mı? Hatta bu ülkenin Başbakanı, Anayasa"nın değiştirilmesini talep eden Erdoğan bile düşünce suçundan kaynaklı cezaevinde yatmadı mı? Bu madde ile ilgili bir durum, değişiklik  neden söz konusu değil?

MADDE 28. – Basın hürdür, sansür edilemez.

Bu madde, “Paran ve iktidar gücün varsa sansür de edersin, çarçur da edersin” diye değiştirilmeli…

MADDE 34. – Herkes, önceden izin almadan, silahsız ve saldırısız toplantı ve gösteri yürüyüşü düzenleme hakkına sahiptir.

Madem böyle bir hak var neden memleketin her yanında eylem yapan üniversite öğrencisi gençler, kadınlar, hak arayanlar yaka paça gözaltına alınıyor?

MADDE 42. – Kimse, eğitim ve öğrenim hakkından yoksun bırakılamaz.

Aslında benim için en önemli madde bu…

Üniversite harçlarının fahiş oranlarda olduğu, ilköğretim okullarında katkı payı adı altında paraların toplandığı, dersanelerin mantar gibi her yanı sardığı, özel eğitim kurumlarının devlet ile yarıştığı bir ortamda bu maddeyi değiştirmeden referanduma gitmek samimiyetsizliğin en önemli göstergesidir…

Şöyle denebilir mesela: “Parası olan herkes eğitim ve öğretim hakkına sahiptir. Parası olmayan başının çaresine bakabilir. Sanayilerde ara eleman sıkıntısı var”

MADDE 55. – Ücret emeğin karşılığıdır.

Asgari ücretten haberi yok herhalde kimsenin… Açlık sınırının 950 TL olduğu bir ülkede asgari ücretin çok çok altında çalışanların olduğundan sanırım herkes bi haber… Bu maddenin dahi ele alınmadığı, açlık ve yoksulluk sınırlarının değerlendirilmediği, asgari ücretle geçinenlerin yaşamlarının güvence altına alınmadığı bir anayasa vatandaşına ne kadar güven verebilir?

MADDE 58. – Gençliğin korunması. Devlet, gençleri alkol düşkünlüğünden, uyuşturucu maddelerden, suçluluk, kumar ve benzeri kötü alışkanlıklardan ve cehaletten korumak için gerekli tedbirleri alır.

Açın televizyonları… Para kazanmanın kısa yollarının nereden geçtiğini bir sorgulayın… Ama sorgularken de bu maddeyle çelişmeyin sakın… Devletin yasal olarak “kumar oynattığı” bir düzende (İddaa, kazı kazan, milli piyango vs…) kimi kimden koruyorsunuz siz? Alkol, sigara, uyuşturucu kullanım yaşının ilkokul sıralarına düştüğü bir dönem içerisinde bu maddenin gerçekliği de ele alınmalı ve nesnel koşullarla değerlendirilmeli…

Hafızalarınızı tazeleyin, Samsun"da bir okul kantininde esrar satışı nedeniyle düzenlenen operasyonu… Ve bunun gibi yüzlerce olayı…

***   ***   ***   ***

Açtım anayasayı… Maddeleri baştan aşağı tekrardan okudum ve kontrol ettim. Üzerinde konuşulması, değiştirilmesi gereken o kadar çok madde var ki…

Daha doğrusu, sivil bir anayasa niyetini samimileştirecek düzenlemelere o kadar çok ihtiyaç var ki, sayfalar yetmeyebiliyor bazen…

O yüzden örnekleri de kısa kesiyorum… Ama düzinelerce örnek çoğaltılabilir…

***   ***   ***   ***

Şimdi AK Partili milletvekilleri yollara düştü…

 

Her yerde köyde, dağda bayırda anayasayı anlatacaklar…

 

Peki kendilerine neden eğitim, sağlık, asgari ücret, hak ve hürriyetler gibi maddelerde istenen değişiklikleri yapmadıkları sorulduğunda ne cevap verecekler?

 

Yoksa susup, bu anayasa hamlesinin seçim öncesi bir “ön yoklama” yada 12 Eylül darbecilerinin yaptığı gibi, bir “sivil darbe” anayasası olduğunu kabul mü edecekler?

 

İşte yabancısı olduğumuz referandum ile ilgili asıl merak edilen de bu…

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Miraç Öztürk Arşivi
SON YAZILAR