Miraç Öztürk

Miraç Öztürk

Adem pabucu yarım, çık sokağa anlatalım…

Bazen siyasilerin yaptığı açıklamaları ağzım açık dinliyorum...

 

Özellikle de iktidar partisinin milletvekilleri veya temsilcileri bazen öyle

açıklamalar yapıyor ki, "Ulan bu adam bizimle resmen "billur" geçiyor" diyesi

geliyor insanın...

 

AK Parti Samsun İl Başkanı Adem Güney de buna benzer şekilde, dün haberexen'den Vedat Atıcı'ya özel bir açıklama yapmış...

 

Haberi baştan sona okudum...

 

Didik didik ettim...

 

Belki başkan haberin arasında bir yerde "Yok canım makara yapıyorum, bu

söylediklerimi ciddiye almayın" der falan diye düşündüm ama...

 

Maalesef gayet ciddiymiş...

 

Ne demiş Güney özetle: "Efendim Samsun Karadeniz'in göç vermeyen tek ili, Samsun'da

işsizlik yok, iş beğenmemek var"

 

Allah Allah...

 

Sanki memleketteki tüm işverenler açmış “tükkanları” eleman bekliyor, sanayi tesislerinde eleman savaşı veriliyor, sanki her üniversite mezunu, okulundan  mezun olduğu yıl

hemencecik atanıyor da... Kimsecikler iş beğenmiyor...

 

***

 

Güney çok rahat konuşuyor…

 

Bunun nedeni iktidar olmanın verdiği bir güç mü?

 

Bence karşısında bir başka gücün olmamasıdır, bu kadar rahat manevra etmesinin nedeni ve elbette ki sokağı bilmemesi…

 

Güney aslında sokaktan uzak yaşadığını, bu sözlerle bir kez daha tekrarlamış oldu…

 

Hatta bu durum muhalefet tarafından da iyi tahlil edilmiş olacak ki, Demokrat Parti Samsun İl Başkanı Feraye Keleşoğlu Kefeli geçtiğimiz aylarda yaptığı bir açıklamada Güney"e “ekmeğin fiyatını” sormuştu…

 

Aslında çok ağır bir eleştiriydi bu…

 

Sokaktan, halktan uzak olmanın tek kelimeyle zekice anlatılabileceği bir soruydu yani…

 

Güney sonrasında ne cevap verdi bilmiyorum…

 

Umarım rahmetli Maria Antoniette gibi olaya pastadan girip, “kremalı kek fiyatlarını” açıklamamıştır…

 

Dedim ya, Güney sokaktan uzak diye…

 

Bir öneriyle devam edelim o zaman…

 

Sonuçta gazeteci hep eleştiren olmamalı yeri ve zamanı geldiğinde de “yol göstermelidir”, öyle değil mi?

 

***

 

Güney"i sokağa davet ediyorum…

 

Parti binasından çıktığında korumaları, yalaka tayfası olmadan cipine atlayıp hemen evini yolunu tutmaz da bir gün, sokaklarda gezeriz umarım…

 

Ben varım…

 

İşim yok, gücüm yok…

 

Çünkü ben de Güney"in dediği gibi “iş beğenmeyenlerdenim”…

 

Neyse, Güney"le Saathane"den başlarız gezmeye, oradan bir Mecidiye yaparız, ardından da Yıldız"a yavaş yavaş ileriye doğru gider sanayiye bakarız, Belediyeevleri son durağımız olur…

 

Neden böyle bir güzergah?

 

Çünkü Güney, ilk önce sabahın köründen gecenin karanlığına kadar yaz-kış demeden  Saathane Meydanı"nda günlüğü 10-15 liraya iş bekleyen hamallara anlatacak, “Arkadaş işsizlik yok, iş beğenmemek var” diye…

 

Oradan çıkacağız Mecidiye"ye…

 

Tuhafiyelerde, “cancanlı” mağazalarda ayda 300 liraya, sigortasız çalıştırılan, sabahtan akşama kadar ayakta bekletilen, geleceğinden umutsuz gencecik kızların yüzüne bakacak ve anlatacak Güney, “Bunu bulamayanlar da var, 300 lira az para değil, beğenmemezlik yapmayın, aza kanaat etmeyen çoğu hiç bulamaz” diye…

 

Mecidiye"den çıkıp Yıldız"a uğrayacağız…

 

Ellerinde poşetlerle “öğle yemeklerini” taşıyan üstü başı yırtık, elleri boyalı sanayici çocukları göreceğiz birlikte… Aynısını söyleyecek Güney onlara da, “İşsizlik yok, iş beğenmemek var” diye…

 

Bir sonraki adresimiz, Belediyeevleri olacak…

 

Sanayi servislerini izleyeceğiz birlikte…

 

En arkada, kafasını cama dayayıp sabahın 6"sında “birazcık daha” uyumaya çalışanların gözlerindeki mahmurluğa bakacağız, kadınların “yorgun” telaşını süzeceğiz köşe başından…

 

Sabahın 6"sından akşamın 8"ine kadar, güvencesiz bir ortamda asgari ücretin çok çok altında, karın tokluğuna çalışanları toplayacağız etrafımıza ve Güney başlayacak anlatmaya…

 

“Efendim işsizlik yok, iş beğenmemek var” diye…

 

Sonra akşam olacak, “bulvarüstüne” çıkacağız birlikte…

 

Kadifekale"ye, Anadolu Mahallesi"ne, Kadıköy"e, Çatalçam"a…

 

Oradaki evlerde akşam yemeğine konuk olacağız, Güney anlatacak evlerine ayda 300 lira girenlere, “İşsizlik yok, iş beğenmemek var” diye…

 

Ne olur acaba böyle yapsak ?

 

Kaçacak delik mi arar?

 

Bence hiçbir şey olmaz…

 

Hatta alkışlanır bile…

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
5 Yorum
Miraç Öztürk Arşivi
SON YAZILAR