VALİ BEY DOĞRUYU SÖYLEDİ DE ANLAMAK İSTEYEN VAR MI?

     Doğruları konuşmak insanlara neden bu kadar zor geliyor bir türlü anlamış değilim. Oysa ki yalanın mesafesi çok kısadır, günü kurtarırsınız ama neticede doğrular oryaya çıkınca kimin ne olduğu da anlaşılmış olur. Toplum olarak doğruları değil de canımızın istediğini duymaktan keyif alan bir toplumuz, oysa ki gerçekler acıdır ama o gerçeklerle yüzleşmekten başka da çaremiz olmadığını bilmek zorundayız. İnsanlara kısa vadede onların istediklerini söyleyebiliriz ama uzun vadede doğrular ortaya çıkınca rezaletin diz boyu olduğunu görünce de kaçacak delik ararız. Basın toplumun vicdanıdır, olayları olduğu gibi topluma sunmak zorundadır, ahlaklı olmayan basın toplumu fevkalade yanlış yönlendirir ve toplum doğruları yanlış, yanlışları da doğru olarak algılar ve bu da büyük bir vebali gerektirir. Bu işe ilk başladığımızda da söylediğim gibi keçisi çalınan müftünün haberini yaparken dikkat çekmesi için “Müftü keçi çaldı” diye haber yapanlar gibi olmayacağız dediğimi beni okuyan herkes bilir. Allaha hamdü senalar olsun ki önümüzdeki ocak ayında bu gazeteyi kuralı tam on yıl olacak. Yaptığımız haberler bazılarını çok rahatsız etse de asla doğruları yazmaktan vaz geçmedik; bundan sonra da ömrümüz oldukça bu çizgiden şaşmayacağız.

     Geçtiğimiz hafta bizim meslek erbabı Vali Bey’in öğrenciler yaramazlık yapınca hafif dövülebilir ifadesini evirip, çevirip, allayıp, pullayıp öyle bir hâle soktular ki “Yanlış anlaşıldım” demek zorunda kaldı. Oysa ki Vali Bey’in söyledikleri hakikatin ta kendisiydi. Nasıl ki kul olarak Rabbimizle olan irtibatımız “Beyne havfi verreca” dediğimiz “korku ile ümit arasında” olacaksa, öğrencilerle öğretmenlerin hukuku da aynı şekilde saygı ile sevgi hukukunda olmak zorundadır. Bir öğrenci öğretmeninin yanında bacak bacak üzerine atıp oturabiliyorsa, öğretmenine her türlü saygısızlığı yapabiliyorsa ve öğretmeni ona hiçbir şey söyleyemiyorsa orada ne eğitim var ne de öğretim. Eğitim, öğrencilere, okudukları dersleri öğretmektir; öğretim ise öğrencinin vatanına, milletine, devletine, ailesine ve topluma yararlı bir birey olması için öğrenmesi gereken davranış biçimleridir. İslam kültürü çocuklarımıza namaz kılmayı öğretmemizi, beş yaşına geldiklerinde namaz kılmamakta ısrar eden çocukları hafif okşamamızı tavsiye eder. Hatta bazı mezheplerde namaz kılmayanlara dayak vurulması esastır. Arabistan’a gidenler bilirler, ezan okunduğunda işyerini kapatıp camiye gitmeyenler polisin sepetine atılıp karakola götürülürler. Bu uygulama bizim mensup olduğumuz Hanefi mezhebinde yoktur ama bazı mezheplerde olduğu açıkça ortadadır.

  Vali Bey’i hiç tanımam, hatta işletirmin yoğunluğu nedeniyle henüz gidip hoşgeldin deme fırsatım dahi olmadı. Bazı şerefsizlerin dediği gibi randevu alamadım değil tam aksine randevu talep edecek zamanım olmadığından gidip hoşgeldiniz diyemedim. Ancak ilk Samsun’a geldiğinde ailesiyle birlikte karşılama töreninde görünce, elhamdülillah nihayet aile boyu İslam’ı yaşayan bir vali geldi Samsun’a demiştim. Bu kültürü almış bir insanın öğrencilerin yaramazlık yaptıklarında hafifçe okşanmalarının mümkün olabileceğini söylemiş olması bunu yapacağı veya bu uygulamayı istediği anlamına gelmez. Vali Bey’in bu söylemdeki amacı, içerisinde bulunduğumuz ortamda öğrenci öğretmen ilişkilerinde gelinen noktada, öğretmenlerin ciddi anlamda rahatsız olduklarını, sırf bu nedenle pek çok öğretmenin emekliliğini isteyecek hâle gelmesi; bunu hepimiz biliyoruz.

   Ergenlik çağına gelmiş bir öğrenciye, siz, “öğretmen sana ters bile bakamaz” derseniz o öğrenci öğretmene değil saygı göstermek, bacak bacak üstüne atıp öğretmenin gözünün içerisine sırıtarak bakınca o öğretmenden ne beklersiniz... Hazreti Ali’nin “bana bir harf öğretenin kırk yıl kölesi olurum” dediği bir kültürden gelen bizler şimdi öyle bir hâle gelmişiz ki öğretmen öğrencisine ters baksa, öğrenci velisi anında soluğu Cumhuriyet Savcılığı’nda alıp öğretmen çocuğuma mobbing uyguladı diyor ve öğretmen yıllarca mahkemelerde koşuşturuyor.

      Allah rızası için soruyorum size, bu öğretmenden ne bekliyorsunuz? Kimse yalandan öteye beriye vurmasın, gençliğimiz perişan, uyuşturucu kullanma yaşı on, on iki yaşlara düşmüş durumda. Denetimli serbestlikte müdirelik yapan Canan Hanımla gidin bir konuşun, kadıncağız onca iyi niyetine rağmen nelerle uğraşıyor görseniz şaşarsınız. Vali Bey’in yaptığı açıklama bana göre on numara ve yerinde bir açıklamaydı ama bu şehrin olaylara kıçından bakan bazı insanları bunu anlamak istemeyince yukarıdan bazı yetkililer Vali Bey’e bir şey demiş olacak ki yanlış anlaşıldım dedi. Bana göre Vali Bey hakikatin ta kendisini söyledi, sonuna kadar bu konuda haklı ama ne mutlu anlayabilene. Umarım bizden sonraki nesiller bizim neslimizi aratmazlar diyerek sözlerime son veriyorum. Kalın sağlıcakla.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
4 Yorum
Adnan Bahadır Arşivi
SON YAZILAR