MOLLA KASIMDAN VEKİLLERE MEKTUP

MOLLA KASIMDAN VEKİLLERE MEKTUP

 Aslında bugün Molla Kasım kılkuyruklara mektup yazacaktı. Ancak gündemin siyaset ağırlıklı olması nedeniyle vekillere bazı nasihatleri olacak. Bu nasihatleri yapmamın nedeni: Yaklaşık bir buçuk yıl sonra tarihin derin sahifelerinde yerlerini alacak olan vekillere son demlerinde yapmaları gereken bazı güzel icraatlar konusunda nasihatler olacak. Zira vekillerimiz geldikleri nokta itibarı ile toplumun öyle tepkisini almışlar ki anlatamam. Vekilliklerinden sonra bu şehirde çay içecek tek bir Allah kulunu dahi bulamayacaklarından belki Molla Kasım'ın nasihatlerini dinlerler de vekillik sonrası çay içmeye bir arkadaş bulurlar. Hiç unutmuyorum bundan altı yedi yıl önce Şeyhim Ali Duranla birlikte bizim öğrenci yurdunun önünde dururken yukarıdan aşağıya bir adam Çarşambalıların deyimi ile poydura poydura (ayakları sekerek) geliyordu.  Adam tam yanımızdan geçeceği esnada aşağıdan yukarıya gelen bir adam bu adama ağza alınmayacak hakaretlerde bulundu. Ama adamcağız bu kadar hakarete rağmen hiç sesini çıkarmadan yoluna devam etti. Bu duruma çok şaşıran şeyhim Ali ağabey hakaret eden adama yanaştı: “Arkadaşım kusura bakma ama bu adama neden bu kadar hakaret ettin.” diye sorunca adam aynen şunu dedi: “Bu adam eskiden Amasya Vekili idi. Dünyayı ben yarattım havasındaydı ve insanlara yapmadık hakaret bırakmazdı. Ama şimdi yaptıklarını bildiği için Amasya'da yaşayamadı ve buraya taşınmak zorunda kaldı. Ben de görünce içimi boşaltayım.” dedi.

  Vekillerimiz bu yaşadığımız olayı çok ama çok iyi okusunlar. Ak Parti iktidarı kurulduğu günden bu güne kadar vekillik yapmış olanlardan bir iki tanesi hariç tamamına yakını bu şehirde bir bardak çay içecek dost kendisine bırakmadı. Keşke biraz toplumla kucaklaşıp onlarla dost olmayı becerselerdi de vekillik sonrası çay içmeye yüzleri olsaydı. İşte bu nedenle bugün Molla Kasım vekillerimize bazı nasihatlerde bulunacak. Dilerseniz sözü fazla uzatmadan mektuplara başlayalım. İlk olarak tevazu özürlü vekilimizden başlayalım.

 “Sevgili Vekil sana birileri Reis dese de ben hayatımda hiç diyemedim. Demek ki sen ona layık olamamışsın ki ben sana bu ismi söyleme fırsatı bulamadım. Yoksa sana Reis demek benim için zor bir iş değildi. Söylemekten de gocunmazdım ama Reislik söylemle değil eylemle olur. Bir insanın Reis olabilmesi için önce bir ekibi olacak. O ekibine güvenecek ekibi de ona güvenecek. Oysa senin hayatında hiç ekibin olmadı. Bu şehirde on yıl önce seninle dost olup da bugün hala daha dostluğunu devam ettirdiğin tek bir arkadaşın var mı? El cevap yok. Sorarım sana herkes suçlu da sen mi haklısın? Elbette ki haksız olan birisi varsa o da sensin. Sana tavsiyem insanlara yukarıdan aşağı bakmaktan vazgeç. Sana işi düşen insanların işini görmeye çalış. Şayet göremiyorsan dön onlara de ki: Sizin işinizi şu sebeple göremedim. Seçildiğin günden beri vekil gibi eğil adeta Bakan gibi çalışmaya gayret ettin. Sana insanlar ulaşmak istediklerinde önce danışmanlarına ulaşacaklar, ardından sen gelen aramalardan seçerek işine gelenleri arayacaksın. Bu vekillik anlayışı sana mahsus bir anlayış olup, bana göre çok yanlış bir anlayış. Önümüzdeki bir buçuk yıllık süreçte bu davranışlarından vazgeç belki bu şehirde çay içecek dost bulursun.

 Gelelim sana Sayın karnından konuşan vekil. Rüyanda dahi göremeyeceğin makamları Ak Parti iktidarında görmüş olmana rağmen asar keser haricinde Allah kulunun parmağına merhem sürmedin. Sana iş için gelenlere bol bol nasihatte bulunarak insanları bezdirip gönderme politikan sana mahsus bir politika olmakla insanların bunu yuttuğunu sanma. Senin için insanlar iki kısma ayrılırlar: Asar dereliler ve diğerleri… Senin için asar dereliler insan, diğerleri ise önemli olmayan topluluklardır. İnsanların sakin ve sessiz olanları senin için taşın altına elini koymayan insanlar. Hareketli, cevval, iş yapanları ise siyasetin dışında değerlendirilmesi gereken insanlar olduklarından, senden ricam Cenabı Hakka dua et de senin için özel kullar yaratsın olmaz mı? Sana tavsiyem nedir dersen emekliliğinden önce alıp sattığın koyunları tekrar al. Emeklilik sonrası sen koyunlara ben tavuklara bakarız olmaz mı? Bizim Kuyucubaşı da ara sıra gelir çayımızı içer.

Değerli dostlar henüz iki vekili yazdık ki bize ayrılan yer yine bitti. Bu işe isyan edesim geliyor. Ancak kimi kime şikâyet edeceğimi bilemiyorum. Henüz değerlendirmediğimiz genç vekilimiz, ablamız, yaşı eskise de ismi yeni olan vekilimiz, bebek yüzlüler, kimler kimler vardı. Ama yerimiz bittiğinden üzülerek kalan vekillerimizi başka bir yazıya bırakıyorum.” Kalın sağlıcakla…

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
6 Yorum
Adnan Bahadır Arşivi
SON YAZILAR