Masa da masaymış ha...

Masa da masaymış ha..Aşk gelir mi sahiden.. Kardan adam yapsak...Yoksa kardan kız mı yapmalı?

Merhaba, yine yeniden ey okur!
 Biliyorsun, her bir taraf kar kıyamet. Evde oturmadığını, kestane kebap yapmadığını, mısır patlatmadığını biliyorum. Dün avda değildin, yarın da olmayacaksın muhtemelen. Kaç ördek, kaç çulluk vurduğunu sormayacağım sana o yüzden. Ama bir türlü şu palavralardan kurtulamıyorsun. Palavracı bir avcı gibi bire bin katarak yaşıyorsun hayatı. Yalan söylüyorsun, kendini kandırıyorsun. Derhal terk et bu hali!  İşlerin iyi gitmiyor "iyi" diyorsun; "hamdolsun" diyorsun. Kocadın üstelik. Yirmi yaşındaymış gibi davranmaktan vazgeçmiyorsun. Gönül işlerin de pek iyi gidiyor değil aslında. Hanımla kardeş oldunuz (bunu sen söylemiştin). Her gün eve, her gün işe işten eve evden işe daraldın biliyorum. İş yerindekilerin suratlarını görmekten sıkıldığını biliyorum. Başınla onaylamana lüzum yok. Gözlerime bak yeter. Sen de biliyorsun. Hele o,  fırsatını bulsan bir bardak suda boğacaksın o"nu. Adam ayağını kaydırmaya çalışıyor doğru. Ondan önce sen onun ayağını kaydırmalısın fikrinden kurtul artık. Koskoca adamsın. Akıllı ol. Değmez. Yemekten içmekten semiren gövden, ayak kaydırmalara karşı sapasağlam, gör artık bunu. Hem artık rejime başlasan iyi olacak gibi. Hepsinden öte hayatına çeki düzen vermenin zamanı geldi geçiyor, anla artık. Bak bir şey yapalım senle; şairin yaptığı gibi yapalım bu sefer ne dersin. Bana da uyar bu. Ne varsa koyalım masaya.
Masa da masaymış ha
Adam yaşama sevinci içinde
Masaya anahtarlarını koydu
Bakır kâseye çiçekleri koydu
Sütünü yumurtasını koydu
Pencereden gelen ışığı koydu
Bisiklet sesini çıkrık sesini
Ekmeğin havanın yumuşaklığını koydu
Adam masaya
Aklında olup bitenleri koydu
Ne yapmak istiyordu hayatta
İşte onu koydu
Kimi seviyordu kimi sevmiyordu
Adam masaya onları da koydu
Üç kere üç dokuz ederdi
Adam koydu masaya dokuzu
Bir bira içmek istiyordu kaç gündür
Pencere yanındaydı gökyüzü yanında
Uzandı masaya sonsuzu koydu
Masaya biranın dökülüşünü koydu
Uykusunu koydu uyanıklığını koydu

Masa da masaymış ha
Tokluğunu açlığını koydu
Bana mısın demedi bu kadar yüke
Bir iki sallandı durdu
Adam ha babam koyuyordu. (Edip Cansever)
"Şiir manyağı yaptın bizi Hoca"  dediğini duyar gibiyim. Ayran manyağı olmaktan iyidir oysa bunu da bil. Daha öğrenecek çok şeyin olduğunu biliyorsun. Bir varsın bir yoksun hayatta. Unutma. Daha dün yatağa uzanmış, serum takılı koluma bir de solgun parmaklarıma bakarak İbrahim Hoca"ya " bu işte"  demiştim hayat. "Buraya kadar kim bilir".
Kalk kardan adam yapıyoruz hep beraber. Burnuna havuç koymasak ta olur nemelazım. Bir kömür parçası, bir fındık kırığı. Havuç gerekmez bu yaşta adamların yapacağı kardan adama. Olmaz havuçsuz dersen, yine de sen bilirsin. Peki. Çölde bir kar satıcısı şöyle bağırıyor etrafa; "sermayesi sürekli tükenen şu adama merhamet edin " Birazdan kısa bir zaman sonra güneş doğacak güneş çıkacak ve eriyip gidecek gözlerimizin önünde ve içinde hayat. Kardan adamın ceplerinde bozuk paralar,  burnunda kocaman bir havuç  gibi  kalacak geriye hayat. “-Aşk gelecek cümle eksikler biter” (Yunus) Süpürgesi kar adamın tertemiz edecek her bir yeri. Bu yazı yazılmamış olacak o an. Seni seviyorum güzel kız… Denmemiş olacak kim bilir…"Acıydı vefanın peşinatı, taksiti kırgınlık, ödedik bitti". 
HAMİŞ: Samsun Kent Kültürü dergisi bayide ve seçkin kitapçılarda ey okur. Demedi deme.  Hepsi bu. Bu hepsi…

Önceki ve Sonraki Yazılar
Arşivi
SON YAZILAR