İNANCIN HAYATA YANSIMASI

  İnsanlar ya inandıkları gibi yaşarlar veya yaşadıkları gibi inanırlar, yaşadıkları gibi inananlar inançlarından koparlar, hayatın akışına göre yaşamaya başlarlar. Müslümanlar kendi aralarında çeşitli inanışlara sahiptirler, kimisi Kuran yeter derken kimisi Peygamber Efendimizin yaşamı Kuran’ın hayata geçmiş biçimidir der, kimisi Kuran-ı Kerimi kafasına göre yorumlar, örneğin Salat kelimesini Namaz değil de Efendimize salatü selam okumak olarak yorumlar, kimisi Radikal takılır Kuran’ın sadece söylemden ibaret olduğunu, ibadet olmadığını düşünür, kimisi Allaha inanır ama Peygamberlere inanmaz Deist olur, kimisi deyyus olur, sizin anlayacağınız çizgiden bir çıktınız mı doğru yolu bir daha bulma imkanınız olmaz. Günümüzde kendilerini modern Müslüman olarak gören bazı çevreler ise Tesettürsüz, modern giyimli ama kalbi temiz olduğunda İslam’ın gereğini yerine getirdiklerini düşünen bir hal almış. Bu insanlar İslam’ın dışında mı derseniz elbette değil ama yaşam biçimleri İslami mi derseniz Kuran’ın anlattığı yaşamla bu anlattığım yaşam biçiminin uzaktan yakından ilgisi olmadığı bir gerçek.
 Kendisini Müslüman, yenilikçi, radikal vs gören bazı arkadaşlar bizleri tutucu, muhafazakâr, gelenekçi Müslüman olarak görürler biz de bundan hiç rahatsız olmayız. Neden olmayız derseniz bizim inandığımız İslam’ın gereği Kuranı yaşamayı gerektirir, namaz kılmak, oruç tutmak, hacca gitmek, Allah’ın haram kıldıklarından kaçınıp helal kıldıklarını yapmak yaşam tarzımızdır. Özellikle başörtüsü takmak Müslüman kadının inancının cemiyet hayatına yansıma biçimidir, bu bizim için olmazsa olmaz aile kuralıdır. Bu konuyla ilgili zaman, zaman çok radikal düşündüğümü söyleyen bazı arkadaşlarım olmuştur ama ne kadar doğru söylediğimi ve haklı olduğumu kendileri de yaşadıkları bazı olaylardan sonra anlayıp bana anlatmışlardır. Bir örnek vermek gerekirse akademik kariyeri olan ve daha önce üst düzey Bürokratlık yapan bir arkadaşım yurtdışına üst düzey bir görevle tayin oldu, bu arkadaşımın eşi de eğitimci ve başı örtülü bir kardeşimiz. Arkadaşım yurtdışına gidip göreve başlayınca donanımından, kariyerinden ve bilgisinden etkilenen oradaki görevliler ona fevkalade saygılı davranmaya başlıyorlar ancak ne zamanki eşinin başörtülü olduğunu görüyorlar hepsinin yüz ifadesi değişiyor. Arkadaşımla sık sık telefonla konuşuyoruz, kendisine dedim ki işte başörtüsünün ne anlama geldiğini şimdi yaşayarak gör. Başörtüsü mümine kadının inancının cemiyet hayatındaki duruş biçimidir.
   Allah bir şeyi yapın diyorsa bunun bir hikmeti vardır, Ayeti celilede efendimize hitaben kendi hanımlarına ve müminlerin hanımlarına sokağa çıkarken başörtüleri taksınlar bu onların tanınması için bir delildir demesinin esprisi de budur. Bu yüzdendir ki ben Müslümanın aile hayatını değerlendirirken bu detaya çok ama çok önem veririm. Mümin bacılarımız başörtülerini takıp sokağa çıktıklarında, düğün derneklerinde ve sosyal hayattaki yaşam biçimlerine bakınca bu detay çok önem arz etmekte. Başı açık kardeşlerimize farklı bakmam söz konusu değil ama başörtüsü takanlarla takmayanlar arasındaki farkı da gece ile gündüz kadar ayırt ettiğimi açık ve net belirtmekten geriye kalmadığımı da belirtmek isterim. Bu benim şahsi tavrım değil Allah’ın emridir, yok kalbim temiz, yok dışıma değil içime bak, yok kul hakkı yemedim Cennete gideceğim, yok dedikodu yapmadım kapanmasan da olur ifadeleri tamamen kendi kendimizi kandırmak olduğunu unutmayalım. Bu dediğimiz kötülükleri yapmak elbette günah Müslüman yapmayacak ama o hataları yapmıyoruz diye Allah’ın başka emirlerinden muaf olduğumuz anlamına gelmez.
  Ben muhafazakar, tutucu, sünneti Resulullah’a bağlı bir Müslümanım ve bunu açık ve net ifade etmekten de asla gocunmam, tam aksine gurur duyarım. Keşke Allah’ı ve Resulünün her emrini yerine getirebilsem ama zor, Allah günahlarımızı affetsin. Kurandaki Salat kelimesini Efendimize Salatü selam olarak anlayanlardan değilim, Namaz ibadetini Cebrail Aleyhisselam bizzat Efendimize tatbiki olarak kılarak öğretmiştir, sahabe-i kiram ve ondan sonrası günümüze dek aynı şekilde kılmaktayız. Mezhepler arası ufak tefek el, kol bağlama ayrılıkları dışında İslam alemi aynı şekilde namazını kılmakta. Başörtüsü mümin bacılarımızın inançlarının yaşama yansıma biçimidir, bunun dışında arayışlara girmek beyhudedir, başörtüsünün diğer emirlerden farklı tarafı toplumdaki insanlara görsel olarak örnek oluşudur. Sanırım ne demek istediğim anlaşıldı bugünlük de bu kadar kalın sağlıcakla…

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
4 Yorum
Adnan Bahadır Arşivi
SON YAZILAR