Aydın TOMAKİN

Aydın TOMAKİN

EMPATİ

Empati veya eşduyum, bir başkasının duygularını, içinde bulunduğu durum ya da davranışlarındaki motivasyonu anlamak ve içselleştirmek demektir. Kendi duygularını başka nesnelere yansıtmak anlamında da kullanılır.

Empati'nin sözlük anlamı böyle

Zaman zaman herkesin empati yaptığı olmuştur.

Söze ben belediye başkanı olsaydım, ben Cumhurbaşkanı olsaydım veya ben Başbakan olsaydım diye başlar ve sohbet uzayıp gider.

Bugün bende herkesin yaptığı gibi bazı konularda empati yapmak istiyorum.

Hatta geçmişte …. Ben olsaydım diye düşündüğüm ve bugün o düşündüklerimin gerçekleştiğini görünce demekki ben o konuda doğru düşünüyormuşum diye biraz enaniyet olacak ama ileri görüşlülüğümden gururlanıyorum.

Şimdi bazı entel / dantel geçinenler bana kızacaklar ama kızsınlar ziyanı yok.

Onlarında kızma özgürlükleri var, saygı duymak gerekir.

Sosyal medyada bir paylaşım vardı.

52 sanat kurum kapatılıyor.

Ve tüm entel ve dantellerin bu iletiyi paylaşmaları isteniyordu.

Doğrusunu söylemem gerekirse ben bu habere çok sevindim.

Yıllardır Akp iktidarını eleştiririz, doğru yaptıklarını da varsa taktir ederiz.

Belki de 11 yıldır bu iktidarın eğer gerçekleştirebilirse yapacağı en hayırlı iş bu olacaktır diye düşünüyorum.

Hemen hemen 20 yıldır bende bu sanat kurumlarının çok küçük bir azınlık grubuna hitap

ettiğini ve devletin artık bu kurumlardan elini eteğini çekmesini gerektiğini düşünüyor, ve çevremdeki insanlarla da paylaşıyordum,

Görüyorum ki yıllar sonra da olsa Akp iktidarı devletin sırtında bir kambur gibi duran bu sanat kurumlarından kurtulmak istiyor.

Çok doğru bir karar bence.

Evet, belki geçmişte devletin bu sanat kurumlarını desteklemesi, kalkındırmak için yatırım yapası doğru bir karardı.

Özelleştirmelerin bittiği bir noktada, artık sanat kurumları sivil toplum kuruluşları ve sivil tüzel kişilikler eliyle yapılması daha doğru bir yaklaşım olacaktır.

Bu arada devlet yinede dışarıdan bu sanat kurumlarına çeşitli kalemlerde destek olmalıdır.

Sevgili okuyucularım. Düşünsenize şu 600.000 kişi nüfusuna ulaşmış Samsun ilimizde kaç kişi Cumhurbaşkanlığı Senfoni Orkestrasını dinlemiştir, veya dinlemeyi merak etmiştir.

Tahmin ediyorum bir elin parmak sayısını geçmez.

Ama yine tahmin ediyorum ki; bu 600.000 kişi arasında C.S.Orkestrasının adını dahi duymayan binlerce insan vardır.

Kimlere hizmet ettiğini kimse bilmez.

Türkiye'de saysanız 500 kişiyi geçmeyecek azınlık grubuna hitap ettiklerini düşünüyorum.

Diğer sanat kurumları da C.S.O. 'dan farklı değiller elbette.

Artık devlet bu kurumları sırtından atmalıdır.

Sivil kurumlardan yapmak isteyenlere de devlet destek olmalıdır diye düşünüyorum.

Bu karar doğrudur. Ben şahsen destekliyorum.

Geç bile kalınmıştır.

Bu konuda anlatılan popüler bir rivayet vardır;

“Cumhurbaşkanlığı Senfoni Orkestrası Erzurum da konser verir.

Konser çıkışında gazeteciler sorar Erzurumlu vatandaşa;

Konseri nasıl buldunuz?

Erzurumlu cevap verir

Erzurum, Erzurum olalı böyle bir işkence görmedi. “ der.

Buradan çıkarılacak yorumu okuyucularıma bırakıyorum.

==================================================================================

Yine empati yaptığım başka bir konu var.

Türkiye'de tüm şehirlerimizde otopark sorunu vardır.

Belediye başkanlık seçimleri öncesinde başkan adaylarına da bir tüyo kabilinden diyorum ki;

Ben belediye başkanı olsam şehrin muhtelif yerlerinde hazine arazisi olsun özel mülkiyet olsun kamulaştırılarak katlı otopark sayısını artırarak bu şehirlerde ki otopark mezbeleliklerine bir son verebilirler.

Belediye başkanları mutlaka düşünüyorlardır ama, çok mu pahalı oluyor, yoksa yapılan bu otoparklar oy sandıklarını pek yansımıyormu nedir bilinmez.

Bu otopark problemi şehirlerimizde sürüp gidiyor ve pek te çözüme yönelik yatırımlar yapılmıyor.

==================================================================================

Başka bir konuda empati yapmam gerekirse;

Ben trafikte yetkili olsam yaya geçitlerinde, kırmızı ışıklarda nasıl ki araçlara ceza kesiliyorsa yayalara

da kesilmesini isterim.

Aslında yasalarımızda yayalara da kırmızı ışık ihlalinde cezai müeyyide var ama uygulamada pek göremiyoruz.

Zaman zaman sembolikte olsa yayalara ceza kesildiğini duyuyor veya gazetelerde okuyoruz.

Etkin bir şekilde uygulansa şehir içi trafikte hiç karmaşa yaşanmayacaktır.

Kazalar da o nispette azalacaktır.

Çok mu zor bunu da anlayabilmiş değilim.

Yine trafikten devam edelim,

Samsun'un içinden geçen Atatürk Bulvarında hız limiti 50km çoğu yerde de 30km yazar.

Ama noter tespiti yapılsa 70 ila 80 kilometreden aşağı gidilmediği tespit edilecektir.

Ama ara ve tali yollarda trafik memurları tuzak kuruyorlar ve hız limitini aştınız diye olmadık cezalar yazıyorlar. Adalet bunun neresinde

İleri demokrasi dedikleri bu olsa gerektir.

Neyse ki, iki üç gün önce internette okumuştum.

Karayolları şehir içi hız limitini 90 km'ye çıkartıyormuş.

İnşallah gerçekleşir. Şehir içir kazaların çoğu hızlı gidenlerin değil, yavaş giden araçların sebep olduğunu biliyor muydunuz?

Yayalar da kural ve kaidelere uyarsa  90 km bence de normaldir.

Empati yapıyorum işte.

Belki bir yetkili çıkar bu adaletsizliklere, bu keşmekeşe, bu vurdumduymazlıkları son verir diye empati yapıyorum.

NE MUTLU TÜRKÜM VE MÜSLÜMANIM DİYENE VE DİYEBİLENE

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Aydın TOMAKİN Arşivi
SON YAZILAR