Aydın TOMAKİN

Aydın TOMAKİN

AHLAKİ ÇÖKÜNTÜ

AHLAKİ ÇÖKÜNTÜ

 

Yazılı ve görsel basında çok sık rastladığımız uyuşturucu nedeniyle ölüm haberleri okuyoruz veya seyrediyoruz.

Farkında değiliz belki de. Aslında ailelerimiz çözülüyor.

Çünkü; eğer ailelerimiz çocuklarına iyi bir ahlaki eğitim verebilseler bu tür sapkınlıkların olması asla mümkün değildir.

Ancak hayatın hızlı akışı içinde aileler çocuklarına yeteri kadar zaman ayıramıyorlar. Dolayısı ile çocuk, arkadaş ve çevre etkisiyle her türlü tuzağa düşmeye müsait duruma geliyor.

Halbuki aileler daha küçük yaşlarından itibaren çocukları ile hem ahlaki hem de eğitimi ile yakından ilgilenebilseler mesele kaynağında halledilmiş olacaktır.

Ahlaki çöküntünün asıl kaynağı ebeveylerdir. Ailelerdir.

İkinci derecede bu konunun muhatabı ve sorumlusu iktidar ve yöneticileridir.

Aile ve Çocukların korunması için bakanlıklar dahi kuruluyor ama bu yozlaşmanın bir türlü önüne geçilemiyor.

Neden?

Neden olacak iktidar bu konuda pek samimi gözükmüyor da ondan.

Konuyu biraz daha açalım isterseniz.

Geçmişte dini inancımıza ve yasalarımıza göre zina suç sayılıyordu.

Ancak başımızdaki oniki yıllık akp iktidarı 2004 yılında bir yasa ile zinayı suç olmaktan çıkarmış durumdadır.  

Yasa maddesini de söyleyelim;

Akp iktidarı TCK'nunda yaptığı bir değişilikle 26 Eylül 2004 tarihinde zinayı suç olmaktan çıkarmıştır. Yasa 12 Ekim 2004 tarihinde Resmi Gazetede yayınlanarak yürürlüğe girmiştir.

Şimdi bu yasa karşısında artık zinanın önü alınabilir mi?

Artık zina suç olmaktan çıkarılmış, herkes zina yapabilir, eğer Allah korkusu yoksa.

İktidar mensupları zaman zaman ahlaki çöküntüden dem vurmaktadırlar.

Sen hem yasa ile zinayı serbest bırakacaksın hem de ahlaki çöküntüden  bahsedeceksin.

Bunun adı çifte standarttır.

Başbakan yardımcısı Bülent Arınç Ramazan Bayramı nedeniyle yaptığı sohbette ahlaki çöküntüden bahsetmektedir.

Bülent Arınç'ın ne söylediğine geçmeden önce konuyu biraz açmak istiyorum.

Aslında; Batıda, laisizm, sekülerizm, liberalizm gibi batıl ve insan fıtratına ters olan ideolojiler Batılı toplumların ahlaken çökmesine ve çözülmesine neden olmuştur

Bizde ise; batılılaşma hareketleri ile başlayan erozyon, Türkiye'yi de bu konuda Batılı toplumlara benzeterek çökmenin ve çözülmenin eşiğine getirmiştir. Bugün Türkiye'de, herkesin feveran ettiği ahlaki çöküntü ve dejenerasyonun nedeni bu batılılaşma çabalarıdır. Günümüzde ise; artık doruk noktaya ulaşmıştır. 

*

Bülent Arınç aynen şöyle diyor.

AHLAKİ ÇÖKÜNTÜ

Son zamanlarda Türkiye'de ahlaki bir çöküntünün yaşandığını söyleyen Arınç şöyle devam etti: “Çok şiddetli tepki vermeye başladı insanlarımız. Bonzai veya benzerleri alıcı buluyor, müşteri buluyor. Gençlerimizi çökertmek istiyorlar. Ahlaksızlık, fuhuş bir bataklık haline geliyor. Çocuklarımız, gençlerimiz cinsel yönelimlerinde çok kötü noktalara gidiyorlar. Türkiye'de buluğ yaşı, ergenlik yaşı çok küçüldü. Bu kızlarda neredeyse 9- 10 yaşlarına, erkeklerde de 11- 12 yaşına kadar küçüldü. Biz karısını 40 yerinden bıçakladıktan sonra sokak ortasında bırakan bir ahlaksız kocayı bu güne kadar duymamıştık. Sevdiğini bırakan, üstünden taksisiyle geçen edepsiz, vicdansızları hiç büne kadar duymamıştık. Çocuklarının önünde cinayet işleyen vicdansızları bugüne kadar duymamıştık. Asıl yapılması gereken sizlerin iyi örnek olmasıdır. Onları iyi yetiştirmeliyiz.”

Sayın Bülent Arınç'ın sözlerine harfi harfine katılıyoruz. El-hak doğru söylüyor.

Ancak kardeşim, bu ülkeyi tam 12 yıldır ben yönetmiyorum. Sizler yönetiyorsunuz.

Yöneticilerin hele de Başbakan yardımcısının bu konuda sızlanmaya, yakarmaya hiç hakkı yoktur.

O makam sızlanma makamı değil, çare üretme makamıdır.

Sen hem yasa ile zinayı serbest bırakacaksın hem de peşinden “Ahlaksızlık, fuhuş bir bataklık haline geliyor, Çocuklarımız, gençlerimiz cinsel yönelimlerinde çok kötü noktalara gidiyorlar” diye yakınacaksın.

Milletimizin büyük bir kısmı bu çifte standartları görüyor ve bu yöneticilere inanmıyor.

Ama yine bu milletin bir bölümü, bilerek cahil bırakılan bir bölümü bu büyüklere masallara inanıyorlar. İnanabiliyorlar.

Bu milleti daha ne kadar bu masallarla kandıracaklar orası meçhul.

Ama Türk Milleti gerçekleri er geç görecek ve bu çifte standart uygulamalarına bir son verecektir.

Ama Gevaş konuylarını ve g.t kıllarını gördükçe de ümidimiz biraz daha kırılmaktadır.

*

Bu problemi çözecek kişi ben değilim.

Bu ülkeyi yönetenler başta sayın Bülent Arınç ve arkadaşlarıdır.

*

Ahlaki çöküntü diyoruz ama asıl çöküntü dilimizde yapılıyor beyler.

Akp iktidarı bizi bir millet olarak kaynaştıran dilimizi bozmuştur.

Çünkü; ortak dilimizi bozarak lehçe ve ağız tabir ettiğimiz guruplara ana dilde eğitim gibi dilimizi paramparça edecek konularda girişimlerde bulunulmuştur.

Dildeki çöküntü diğer ahlaki çöküntüyü de beraberinde getirmektedir.

 

Konfiçyus'a sormuşlar;

“Eğer bir ülkede yönetici olsaydınız ilk olarak ne yapmak isterdiniz?”

Konficyus:

“Şüphesiz önce dili düzeltirdim”

“Peki Neden?”

“Çnkü; dilde bozukluk varsa söylenen şey tam olarak Anlatılamaz; eğer söylenilen, gerçek anlamı yansıtmazsa asıl eylem gerçekleşmez.

Eylem gerçekleşmez ise sanat ve ahlak çöker, sanat ve ahlak çöküntüye uğrarsa adalet yoldan çıkar, eğer adalet yoldan çıkarsa çaresiz kalan halk bunalıma sürüklenir.

Sonuçta doğru karar verme imkanı ortadan kalkar”

İşte bu durumları önlemek için dil, tüm öğretilerin üzerinde önem taşır…

“Sözcüklerin gücünü anlamadan insanların gücünü anlayamazsınız.”

Dilde çöküş yaşayan milletlerin kültürü kıraç topraklara döner.

Kıraç toprak açtır.

Aç toprak insan gibidir.

Dili yabancı mamalarla beslenen milletler ise; şairin dediği gibi;

“Kendi ülkesinde vatansızlığı yaşar”

Türk Milleti olarak, Ahlaki çöküntünün yanında dildeki çöküntüyü de görmek ve tedbir almak durumundayız.

Bu konuda yetkililere çok büyük görevler düşmektedir.

Anlayana Sivri sinek SAZ…!

 

 

NE MUTLU TÜRKÜM VE MÜSLÜMANIM DİYENE, VE DİYEBİLENE

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
2 Yorum
Aydın TOMAKİN Arşivi
SON YAZILAR