Hüseyin Karataş

Hüseyin Karataş

BURASI TEKKE DEĞİL, SAMSUN!!!

  Yazıma başlamadan evvel, öncelikle tüm Samsunluları ve Samsunspor taraftarlarını her zamanki gibi canı gönülden saygı ve sevgiyle selamlıyorum.

 
     Geçen hafta kendi saha ve seyircimiz önünde oynadığımız ve 2-0 kazandığımız Mersin maçından sonra stada gelenler de, evlerinde maçı seyredenler de, hatta skoru duyanlar da inanın ki bırakın mutlu olmayı, bu sonuca şaşırmışlardır. Nedenine gelince 9 kişilik bir Mersin'e karşı iki golü de zor bulup, bir de o takımdan 3-4 tane yüzde yüz gollük ataklar yiyip de, taraftarlarını kahredip, isyan ettirirsen artık bu iş bitmiştir. Ama bizim gözümüzde, yüreğimizde değil, seninle birlikte, hani o açıklamanda "Sakat sakat oynuyorlar, fedakarlık yapıyorlar" diye kaç haftadır oynamayan kiralıkların var ya; onların gözünde ve yüreğinde asıl bu dava bitmiştir, Mesut Hocam. Bunu asla unutma!
 
     Şimdi gelelim bir başka konuya. Sevgili Samsunsporlular hocamız Mesut Bakkal basın açıklamasında bazı sözler kullanmıştı. Neydi bunlardan biri; "Maça gelirken baktım, şehirde umut tükenmiş gibi. Bu olay Samsun'a hiç yakışmıyor." diye bir söz kullanmış. "Ya hocam! İnsana sormazlar mı: Ey Mesut Hoca, sizi bu şehre geldiğinizde bu taraftarlar bağrına bastı. Çoğu maça giderken tesislerden meşale şov yaparak stada maça uğurladı. Stadı kışın ortasında bile tıklım tıklım doldurdu. Kareografilerin en güzelini, tezahuratların da -hem size hem de takımımıza- en anlamlılarını yapmadı mı? İçeride ve dışarıda yanınızda olmadı mı? Peki o zaman bunları yapan bir şehir neden bu halde? Bu hafta 3 bin kişi maça geldi. "Hayret!" diye hiç kendi kendinize sordunuz mu hocam? Bende de bir hata var mı diye? Bence sizde de çok büyük hatalar var hocam. Hiç kusra bakmayın. Şimdi hatalarınızı size kısaca anlatmak istiyorum."
 
     Size bunları yapan taraftarlara siz ne yaptınız? İnceden laf söylediniz. Farkında mısınız bilmiyorum ama "Farz edin ki bu takım ligde kaldı o zaman yüz yüze nasıl bakacağız" gibisinden sözler sarf ediyorsunuz. Maç oynanırken sahadaki takımınıza taktik verip, oyuncularınızı uyaracağınıza bulunduğunuz yedek kulübesinin arkasına dönerek, taraftarlara el, kol hareketleri yapıp tartışıyorsunuz. Bir de bu yetmezmiş gibi sizi yardımcılarınız ile Genel Koordinatör zor sakinleştiriyor. Bu hırsınızı aynı kulübede, daha önce bir kere daha gördük. O da 3-1 kazandığımız Fenerbahçe maçıydı. Ama arada bir fark vardı. O zaman taraftarla değil, futbolcularınıza saha içinde taktik vermekle uğraşıyordunuz. O maçtan sonra da asla göremedik. Daha bitmedi! Sizi bağrına basan taraftarlarınıza, başta 10 kişi kalmış Karabük olmak üzere; Antep, Kayseri, Bursa gibi hiç bir final maçlarını alamadınız. Bu da yetmiyormuş gibi ağzından Fenerbahçe'yi bir türlü düşürmeyen, geldiğinde hava alanında taraftarlarca omuzlara alınan, son maçtaki ulusal basına taraftarları şikayet eden, geçen hafta kulüpte çok az bir alacağı kalmasına rağmen, maçını değil de parayı düşünen Uğur Boral'a hiç hak etmemesine rağmen, sırf eski oyuncunuz diye takım kaptanı olarak sahaya sürüyorsunuz. Ondan sonra da bizlere "Bu şehirde umut tükenmiş." diyorsunuz. Evet hocam, benden size bu kadar. Ben de sizin hafta içi kullandığınız basın açıklamasındaki sözünüze sonuna kadar katılıyorum. "Burası Tekke değil, Samsun"
 
     Evet Mesut Hocam, siz bu takımı ligde bırakın. Ben sizi tesislerde sırtımda taşırım. Hem de sizi bu kadar eleştirmeme rağmen. Niye biliyor musunuz? Çünkü Samsunspor bizim herşeyimiz. Burada kazanacak olan takımımızda ondan yeterki takımız kazansın. Ha yoksa TFF bizi ligde bırakırsa zaten yüz yüze bakmamıza hiç gerek yok. Yanınıza kiralık kaptanınızı, eski öğrenciniz Uğur Boral'ı da ekibinizi de alın, Samsunumuz'u da Samsunsporumuz'u da bize bırakın. Çünkü bu büyük taraftarlar son maça kadar küçüğünden büyüğüne bu davaya sizden daha çok inanıyorlar.
 
     Yazıma son vermeden önce "Rabbim Süper Lig'de kalırsak da, düşersek de bizi ele, güne muhtaç etmesin" diyor, bir kez daha bu büyük taraftarları saygıyla kucaklıyorum. Kalın sağlıcakla...

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Hüseyin Karataş Arşivi
SON YAZILAR