BORNOZLU ADAMLA GAYDARO LAKAPLI...

BORNOZLU ADAMLA GAYDARO LAKAPLI ŞEYTANIN SERÜVENLERİ

İki haftadır iş yoğunluğu nedeni ile ara vermek zorunda kaldığımız tarihi Amisos kentinde yaşanan entrikalar, dönen dolaplar ve cambazlıkları içeren hikayelerimize bu hafta kaldığımız yerden devam edeceğiz. Kaldığımız yerin neresi olduğunu sorarsanız aslında birçok yarım kalan konumuz var. Tranocirisin hurilerle maceraları, Katibi adil Terminatör arıza Paşanın hayat hikayesinden kesitler, Bitlizade Hakim bozuntusunun ahır ömründe düştüğü rezalet ve Sandukacı lakaplı sahtekar siyasetçinin yaptığı düzenbazlıkların hiyerarşik anlatımı yarım kalan konularımızın bir kısmı idi. Ancak bu hafta farklı bir konu ile huzurunuza gelmek istedik, nedenine gelince malumunuz yaz ayının en hararetli günlerini yaşadığımız şu günlerde biraz olsun sudan, denizden, banyodan bahsetmenin sizleri ruhen rahatlatacağını düşündüğümüzden bu gün sizlere tarihi Amisos kentinde yaşamış olan iki hikaye kahramanımızdan bahsedeceğiz, bu kahramanlarımızdan birisi Amisos kentinden üç, dört yüz kilometre doğuda alimleri, papazları, keşişleri ile meşhur şirin bir kasabada dünyaya gelir. Bilahare eğitim hayatı, memuriyet hayatı, iş hayatı derken hayatının çok genç yıllarında kendisini Amisos kentinin kaypak, kalleş, iki, üç, hatta dört yüzlü adamlarının içerisinde buluverir. Gaydaro lakaplı Şeytan ise Amisos kentinin o günkü adı ile Çiharişembe ilçesinde dünyaya gelir. Fakir bir ailenin çocuğu olmasına rağmen düzenbazlıkları, fetbazlıkları ve adam satmaları sayesinde kısa sürede zengin olur. Kendisini topluma düzgün adam olarak tanıtabilmek için adına tekinin özü ibaresini de ekleterek onu tanıyanların çok tekin bir adam olduğunu, her şeyden, her yerden ve her işten anladığını düşünebilecek bu unvanı da ismine eklettirmiş. Gaydaro kelimesi Yunan mitolojisinde Eşek anlamına gelirmiş, bizim şeytanın yaptığı hatalardan vazgeçmeyip, her yaptığını sureti haktan göstermeye çalışmasından kaynaklanan inatçı ve kişiliksiz karakteri yüzünden ona Gaydaro lakabı verilmiş. Peki bu Gaydaro lakaplı şeytanla Bornozlu adamın yolları nerede kesişmiş diye sual buyuracak olur iseniz, Bornozlu adam karakteri gereği sürekli olarak mücadele etmeyi sevdiğinden, hayatında yaşamadığı olay kalmamış, haksızlıklara karşı dik duruşunun bedelini çok ağır ödemiş. Bir yandan ticaret, bir yandan siyaset, bir yandan Amisos kentindeki şeytanlarla boğuşmaktan yorgun düşen Bornozlu adam soluğu Tabipte alır. Tabip yaptığı tüm tetkiklerden herhangi bir sonuç çıkaramayınca Bornozlu adama tek çare olarak dinlenme tavsiye eder. İşlerinin yoğunluğu nedeni ile sürekli ve düzenli tatil yapma imkanı olmayan Bornozlu adam çareyi bir yaz evi veya bağ evi satın almakta bulur. Yaptığı uzun araştırmalar sonunda Amisos kentinin batı istikametinde bir yaz evi satın alır ve yaz aylarını bu evinde geçirmeye başlar. Bornozlu adam aynı zamanda o dönemde var olan Hanif dinine inandığından, yaşantısını da bu doğrultuda düzenliyormuş. Tüm kutsal dinlerin ortak özelliklerinden birisi tek Tanrıya inanmak, bir diğeri Namazın, Orucun her kutsal dinde Farz oluşu, bir başka ortak özellik zinanın tüm dinlerde yasak olması, bir başka ortak özellik ise giyim, kuşamın belli standartlarda olmasıdır. Hanif Dinine inanan Bornozlu adam vücudundaki elektriği atmak için Denize giderken Gaydaro lakaplı şeytanın evinin önünden geçiyormuş, hatta sadece onun değil onun dışında da birçok insanın evinin önünden geçmekte olduğundan üzerine bir bornoz havlu almak sureti ile denize gitmeyi tercih ediyormuş. Ancak görüntüde inanmış gibi gözüken Gaydaro lakaplı şeytan bu işe tahammül edemez olmuş, aslında tahammül edemediği sadece bornozlu adam değil, yanında birlikte denize götürdüğü ailesinin giydiği tesettürlü deniz elbiseleri imiş, ancak onlardan hiç bahsetmeksizin evin kapıcısı ile Bornozlu adama haber gönderip, bir daha evinin önünden Bornozlu geçmemesini istemiş. Diyeceksiniz ki evinin önünden geçen yola karışabilir mi? Devir Amisos devri, şehrin lideri Tranociris lakaplı zalim hükümdar ile aynı ilçe hudutlarında dünyaya gelen Gaydaro lakaplı şeytan her türlü şeytanlığı becerip, yolu yaya trafiğine dahi kapattırmayı becermiş. Aslında bu iş Gaydaro lakaplı şeytanın tek başına yapacağı bir iş değilmiş, beraberinde Yılmaz hukukçu dostları, derelerden, tepelerden, ırmaklardan akan suların yöneticileri de varmış. Bu insanlar konuştukları zaman onları gören herkes çok kültürlü, çok beyefendi kişiler sanarmış, ancak bunlar bırakın kültürlü insan olmayı, hayvan dahi olamayacak kalitesiz, köy kültürlü yaratıklarmış. Onlar için kültür demek para demek, kültür demek makam, mevki ve iktidar demekmiş. Taptıkları şeyler de bunlar imiş, sosyeteliği ise soyunmak olarak gördüklerinden, aile boyu anadan üryan soyunarak gezmeyi tercih ederlermiş. Bornozlu adamın lakabı da bu yaşadığı olaylardan geliyormuş, hatta Gaydaro lakaplı şeytan ve arkadaşları kendi aralarında toplandıklarında ondan bornozlu adam olarak bahsederlermiş. Aslında bu serüvenin aradan ikibin küsür yıl geçmiş olmasına rağmen hala daha kalıntıları ile devam ettiği de dilden, dile dolaşır durur. Bu serüvenin devamını daha sonraki yazılarımızda sizlerle paylaşacağız, ancak bazen kafamda şöyle bir proje oluştuğunu da sizlerle paylaşmak istiyorum;  Uryanilik tarikatı diye bir tarikat varmış, bu tarikatın en temel özelliği kişi her yerde doğduğu gibi gezmek zorunda imiş, elbisenin bidat, hatta haram olduğuna inanırlarmış, bu Tarikatın temsilciliğini alsam çok mürit bulur muyum ne dersiniz? Kalın sağlıcakla

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Adnan Bahadır Arşivi
SON YAZILAR