Prof.Dr.M.Okuyan

Prof.Dr.M.Okuyan

Üç Aylar Ve Regaib Kandili

Değerli kardeşlerim,

Bu yazımızda sizlere “üç aylar” ve “reğâib kandili” hakkında bazı bilgiler sunmaya çalışacağız. Kâinatın sahibi ve yegane yaratıcısı olan Yüce Allah, zamanı da, imkanı da, mekanı da yaratandır. Kıymeti biliniyor ve değerlendirilebiliyorsa O"nun katında bütün zamanlar anlamlıdır. Zamanı gerçekten değerli yapan şey onun hak yolunda kullanılmasıdır. Mekanlar da böyledir. Anlamından kopartılmış zaman da mekan da insana yük olur. Zamana ve mekana hükmedemeyenler zamanın da mekanın da altında ezilirler. İşte zamana ve mekana hükmetmenin vesilelerinden biri de idrak etmekte olduğumuz Reğâib kandili ve başladığımız üç aylardır. Bu zaman dilimleri insana bir şeyler öğretmek için fırsat dönemleri olarak algılanmalı ve değerlendirilmelidirler.

“Üç aylar” sözünü söylerken Receb ve Şaban aylarıyla Ramazan"ı birbirine karıştırmamak zorundayız. Receb ve Şaban ayları tıpkı Reğâib kandili gibi Ramazan"a hazırlığı ifade eder. Bu iki ayda oruç tutmak elbette sevaptır; ancak Ramazan orucu ise Allah"ın emridir. Bazen “üç aylarda oruç tutmak sünnettir” diyerek üç ayı da aynı sıraya getiren hatalı anlatımlar olabiliyor; bu nedenle Ramazan"ı diğerlerinden ayrı tutmak zorunda olduğumuzu hatırdan çıkartmamalıyız. Hz. Peygamber Receb ve Şaban ayları hakkında “Ey Rabbim, Receb ve Şaban"da bizlere bereketler lütfeyle ve bizleri Ramazan"a ulaştır” diye duada bulunmuştur. Ramazan"ın önemi Kur"ân"la sabit iken bu iki ayınki sünnetle sabittir; ancak Reğâib kandilinin sünnetten de sağlam bir delili yoktur. Çünkü -Kadir gecesi hariç- diğer kandil geceleriyle ilgili bu tür isimlendirmeler Hz. Peygamber"in sünnetinden herhangi bir sağlam referansa sahip değillerdir. Özellikle reğâib adından da anlaşılacağı gibi bu isimler daha sonra verilmiş ve insanları ibadete biraz daha hazırlamayı amaçlayan isimlendirmelerdir.

Reğâib kelimesi, “rağbet etmek, özenmek, özendirmek” demektir. Bu tür geceler veya zamanlarda insanlar nelere rağbet edeceklerini, nelere özeneceklerini iyi bilmeli, bu tür zaman dilimlerini istikamet bulmanın bir vesilesi saymalıdırlar. Bir anlamda bu tür zamanlar yeni bir başlangıç için adeta start anlamı taşırlar; ancak bizde maalesef bu zamanlar bitişi ifade eden bir görüntüye büründürülmektedir. Bir gecelik din veya bir günlük ibadet ya da bir aylık namaz ve oruç, hatta on teravih ile bütün sorumlulukların bittiği anlayışı toplumda hızla yayılmaya başladı; bunun önüne geçmek için neyi niçin yapmamız gerektiği bilincine varmak gerekiyor.

Hayatında doğru değerler uğruna fedakârlık yapmak için değerlerin neler olduğunu iyi bilmek gerekir. Çünkü insanlar, değerleriyle yaşarlar ve onlar için varlıklarını sürdürmeye çalışırlar. Dinî hayatımız da millî sevinçlerimiz de bizim için değerdir. Millî-manevî değerler etrafında bütünleşmek, bir ve beraber olduğumuz bilinciyle yaşamak, canlı-cansız çevreye karşı sorumlu davranmak, ibadet hayatımızın devamlılığını sağlamak, meseleyi şans veya piyango gibi algılayarak bir geceden ve birkaç hareketten ibaret saymamak, daha duyarlı, daha hassas, daha oturaklı, daha donanımlı bir şekilde bu hayatı yaşamak için bu tür zaman dilimlerini iyi anlamak durumundayız.

“Reğâib kandili”, kişilerin üç aylar dediğimiz Receb, Şaban ve Ramazan"a daha iyi hazırlanmaları için yeni, ancak kalıcı ve sürekli bir start olarak görmeyi amaçlar. İyi ve iyi niyetlerle şekillenmiş bir başlangıç elbette insanı daha duyarlı hale getirir. Reğâib, “özendirmek” anlamıyla insanların oruç ayına hazırlanmalarını öğütleyen bir öneme sahiptir.

Kur"ân"da kutsal gece anlamında sadece Kadir gecesinden söz edilmiştir. Hem Kadir sûresi hem de Dühân sûresinin 2. âyeti Kadir gecesi hakkında bilgi verir. Bunun dışındaki kandil gecelerinin Kur"ân"dan herhangi bir desteği ve dayanağı yoktur. Ramazan dışında da Kur"ân"da ay isimleri yer almaz. Pe ki nereden çıkıyor bunca kandiller ve çeşitli aylar? İslam kültüründe bu anlamda güvenilirlikleri çokça tartışma konusu olan rivayetler vardır ve Müslümanlar da bu rivayetlere güvenerek bu tür zaman isimlendirmelerine girişirler. Kadir gecesinin ve Ramazan ayının bile bu kıymete layık olmasının nedeni, içinde Kur"ân"ın indirilmeye başlamasıdır. İçinde Kur"ân"ın olmadığı Kadir gecesinin de Ramazan ayının da aslında diğer zamanlardan çok önemli farkı yoktur. Bunu şunun için söylüyoruz: Hakkında âyet ve sûre bulunmasına rağmen bir zaman dilimini maksadına uygun şekilde idrak edemeyen, anlayamayan ve yaşayamayanların, bu tür dayanaklardan yoksun diğer zamanları idrak etmesi pek mümkün görünmemektedir.

“Gerçek bu olmasına rağmen insanlar Reğâib kandili diye bir geceyi kutlasalar bunun ne zararı olur ki?” diye soru sorulsa şöyle cevaplarız. Bunu dinin bir esası ve vazgeçilmezi gibi kabul etmemek, o geceye ait özel bazı ibadet şekilleri üretmemek ve bunlara itibar etmeyenleri de küfürle, sapıklıkla itham etmemek kaydıyla insanların Allah"ı anmaları, O"nu zikretmeleri, bol bol namaz kılmaları, Kur"ân"ı anlayarak okumaları, tefekküre dalmaları vs. uygulamaların elbette hiçbir zararı olmadığı gibi çok büyük ibadet değeri ve sevap getirisi olur. Çünkü sözünü ettiğimiz faaliyetler zaten Yüce Allah"ın Kur"ân"da pek çok defa zikrettiği ve yapılmasını insanlara emrettiği ibadetlerdir. Burada gözden kaçırılmaması gereken nokta geceye özel bir ibadet şeklinin ihdas edilmemesi, yani uydurulmamasıdır. Çünkü hiç kimse Yüce Allah adına, O"nun koymadığı bir hareketi ibadet diye dayatamaz.

Kıymetli kardeşlerim,

“Üç aylar”ın hakikatini kavrayarak “rağbet”ini haktan ve hakikatten yana belirleyenlerden olmamız dileğiyle hepinizi Hakk"a emanet ediyorum. Hoşçakalın.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Prof.Dr.M.Okuyan Arşivi
SON YAZILAR