İnsanı tanıtırken bana göre ,en net ve en objektif tarif ""düşünen varlık ""şeklinde yapılan tanımlamadır.Gerçekten de öyle...İnsandan düşünme yeteneği ve melekesini aldığımızda bir robottan bir hayvandan farksız olduğunu görebilmemiz mümkün olacaktır.Çünkü insanın yapıp ettiklerinin temelinde düşünmek vardır.Neden ,nasıl,nereye ,ne zaman ,kim ve kim ile gibi sorular düşünme sonucunda oluşan ve hayata anlam katan sorulardır.Bu soruların olmadığı bir hayat hiç bir zaman düşünülemez.
 Bir arap atasözünde ""Niçin niçin sorusu olmasaydı,ayıdan kadı olurdu ""denmek suretiyle düşünmenin ne kadar önemli olduğu vurgulanmaktandır.Düşünmek sorgulamayı,seçmeyi,adım atmayı,mücadele etmeyi ve risk almayı beraberinde getirmektedir.İnsan ,ne yapacağını ,nasıl yapacağını,niçin yapacağını ve kimle yapacağını düşünme sonucu kararlaştırır.
Bununla birlikte ,düşünürken doğru bir yol izlemek de gerekmektedir.Yanlış bir duruş yanlış bir metod yada eksik yaklaşım bizi amacımızdan ve hedefimizden uzaklaştırabilmekte ve yanlış anlaşılmalara meydan verebilmektedir.Toplumda ""at gözlüğü takmak"" olarak da ifade edilen bu düşünme tarzı malesef en yaygın düşünce şeklidir.İşin en garip tarafı da böyle düşünenler de bunu kabul etmemekte ve doğru düşündüğünü ısrarla ifade etmektedirler.
 "" Düşünmek görmektir "" der bir düşünür.Görmek için ise doğru yerde durmak ,doğru bakmak ve nesne ile bakan arasında engelin olmaması gerekir.Bunlarla birlikte düşüncemize filtre takmamamız doğru görmenin en önemli faktörlerindendir.
Gündelik hayatımızda sorunlara yol açabilen endişe,sıkıntı, çökkünlük ve öfke patlamaları gibi rahatsızlık verici duygu durumların oluşmasına düşünce şemalarımızdaki bazı kusurlar katkıda bulunmaktadır. Çevremizden etkilenerek ya da bakışlarımızdaki eksikliklerden kaynaklanan ""at gözlüğü bakışı""zamanla  alışkanlık haline gelerek, otomatik olarak kullanılmaya başlanır. Bu tarz düşünce bütün bakış açılarımızda görülmeye başlanır.                                                                   
Karşılaştığımız durumlar ya da olayların tek bir yönü bizin için önem ifade ediyor, diğer alanları anlam taşımıyorsa, o kısımları hesaba katmıyorsak filtre oluşturmaktayız demektir.. Bazı kişiler yaşadıkları bir olay başkaları için ne kadar güzel olursa olsun, onun içinden olumsuz bir durumu adeta cımbızla çıkartırlar. Eğer kişinin duygusal yapısı çökkünlüğe eğilimli ise kendilerinin küçümsendiği ya da kayıp yaşantılarını öne çıkarabilirken; öfkeye eğilimliler kendilerine haksızlıkta bulunulduğunu; endişeli,evhamlı kişilerde kendileri ya da çevrelerindekilerle ilgili tehdit olarak algıladıkları şeyleri ön plana çıkarabilirler. Bu durumda bizi rahatsız edebilecek olaylar adeta mikroskoptan bakar gibi büyür, diğer güzel taraflar küçülür.
Bu gün gerek bireysel gerek toplumsal ve gerekse ekonomik yada siyasi sorunların bu kadar karmaşık hale gelmesi,bu bakış açısından kaynaklanan yanlışla alakalıdır.Herkes kendi penceresinden ve de filte taktığı düşünce semasından baktığı için olumlu gelişmeler yada güzel şeyler görülmemektedir. İnsan ilişkilerinde ,aile-çocuk ilişkilerinde,karı-koca ilişkilerinde hep bu yaklaşım yatmaktadır.Doğru yerden doğru şekilde ve doğru yöntemle bakmadığımızda ve düşünmediğimizde hep yanlış ve eksik göreceğiz.(Bu konuya devam edecegiz.)
Filtresiz ,doğru ve güzel şeyleri görmek için adım atmaya ne dersiniz?