Yol Haritaları mı Çıkmaz Sokak mı

Ne olacak bu açılım çıkmazı ? Açılımla yatıp açılımla kalkıyoruz.Herkesin dilinde açılım ...Sokaktaki insan , tarladaki çiftçi, kafedeki genç, marketteki kasiyer velhasıl herkes tutturmuş bir açılım gidiyor...
Herkes yazıyor herkes konuşuyor... Ortada o kadar kafa karıştıran soru  işaretleri , o kadar bilgi kirliliği ve o kadar kavram kargaşası var ki , kim nerde neyi  hangi  maksatla konuşuyor ve yazıyor belli değil.
Herkes bir yol haritası ile açılımdan anladıklarını yazıyor ve söylüyor.
Hükümet açılım tartışmasını ortaya attı.Pimi çekilmiş bomba gibi  kimin elinde patlayacağı belli değil.Günlerdir gündeme gelen açılım tartışmalarından hükümetin bir yol haritasının olmadığı , toplumun değişik kesimleriyle yapılan görüşmelerden bir rota çizeceği  anlaşılıyor.
İşin birde vatandaş boyutu var.Yıllardır o bölgede yapılan  terörle mücadele süreçlerinde onbinlerce askerimiz polisimiz öğretmenimiz ve sivil vatandaşlarımız şehit oldu.Bu atmosfer içinde halk nerde duracağını bilmiyor.Hükümetten yana olsa karşısında yıllardır emniyet güçlerimize kan kusturan ve anaların gözyaşlarını bir türlü dindirmeyen PKK terör örgütü var.
Açılımın karşısında olunsa bu defa da yine yillardır ihmal edilen  güneydoğunun ve orda yaşayan halkın çektiği sıkıntıları görmezden gelme ile karşı karşıya kalınıyor.Aşağı tükürsen sakal yukarı tükürsen bıyık  misali bir şaşkınlık hali yaşanıyor.
Aslında bu konu , daha makul daha geniş  ve daha objektif bir yaklaşımla ele alınabilir ve kamuoyuna hazırlıklı olarak yansıtılabilirdi.Bir de konuyu , sadece kürt sorununa indirgemek çok yanlış ve de gelecekte daha vahim sonuçları hazırlayan kronik bir sorun yumağı haline getirebilir.
DTP yaptığı açıklamalarla PKK ile yol haritalarının aynı olduğu izlenimini veriyor ve muhatab olarak İmralı"nın de hesaba katılmasını istiyor.Öcalan"ın avukatları aracılığı ile yaptığı açıklamada açılımdan beklentilerini sıralamış ve adeta gizli bir devlet talebini dile getirmiştir.İktidarın , bu açıklamalara net cevaplar vermemesi , başta şehit aileleri olmak üzere toplumun belli bir kesiminde kafaları karıştırmaktadır.
Sanki bazı şeyler birbirine karıştırılmak isteniyor.Yani sapla saman karışıyor.Geçenlerde Sayın Prof.Dr.Mehmet Bekaroğlu"nun bir gazetede yayınlanan röportajında dile getirdiği gibi aslında sorunu üç ana başlıkta ele almak gerekir.Bu şekilde ele alınmadığında lokal bir çalışma olacak ve belki kısa süreli bazı düzelmeler görülecek ama orta ve uzun vadede sorunun kronik hale gelmesinin zemini hazırlanacaktır.Nedir bu üç ana başlık ?
1-Türkiye"nin genelinde yaşanan demokrasi ve insan hakları sorunu,
2-Güneydoğu sorunu,
3-PKK/ Terör sorunu,
Bu üç sorunu tek tek ele alıp tanımlamadan ve çözüm önerilerini alt yapısıyla birlikte gündeme getirmeden salt Kürt Sorunu olarak yansıtmak kesinlikle kucaklayıcıı olmayacağı gibi toplum içinde bölünmelere neden olacaktır.
 Bunun sonucunda ise toplumda tatsız  ve istenmeyen olayların meydana gelmesi kaçınılmaz olur...Bizden söylemesi.... ( Bu üç başlığı irdelemeye devam edeceğiz)

Önceki ve Sonraki Yazılar
Arşivi
SON YAZILAR