SU KONUSU

Ekmek, su ve hava insanın yaşayabilmesi için olmazsa olmazlarıdır. Su ile havayı yüce yaradan vermiş zaten, ekmeği de emek vererek yapınca hayat devam ediyor. Bunlardan birisi olmazsa hayatın devamına imkân yoktur. Ekmeğin yerini farklı alternatiflerle doldurmak mümkündür ama hava ile suyun alternatifleri yoktur. Bunlar Rabbimizin bize bahşettiği en önemli nimetlerdir. Uygarlığın zirve yaptığı günümüzde havanın dışında her şeye para ödemek zorundayız. Belki de imkânı olsa aldığımız havadan bile para almak isteyenler olabilir. Son zamanlarda şehrimizin önemli gündem maddelerinden birisi de su konusudur. Bu konuda gelinen nokta can sıkıcıdır. Neden can sıkıcıdır derseniz; bu şehirde bu güne kadar suyla ilgili böyle bir durum olmamıştı. Geçmişte eski Belediye Başkanı Kemal Vehbi Gül atık sudan para alınması konusunu mahkemeye taşımış, mahkemede kendisini haklı bulmuştu. Bir dönem atık sudan para alınmamıştı ama suya yapılan zamla ilgili mahkemenin yürütmeyi durdurma kararı ilk kez yaşanmakta.

Olayların bu noktaya gelmesinde en büyük hatanın Başkan Demir’de olduğu muhakkak. Yerel yöneticilik çok farklı bir meziyet ister. Herkesle iyi geçinmek zorundasınız, basınından STK’sına, siyasetçisinden dernekçisine, adli yargı mensubundan bürokratına herkesle iyi ilişkiler içerisinde olmazsanız bu tür sıkıntılardan kurtulamazsınız. Her kesimden farklı talepler gelir. Karşılayabildiğiniz olur, karşılayamadığınız olur ama tamamına makul bir izahınız olmalı. Öyle kafanıza göre kendinize yakın gördüğünüz veya dediğinizden çıkmayacak insanların taleplerini yerine getirip, yönetemeyeceğinizi düşündüğünüz insanların taleplerine hayır derseniz bu tür sıkıntılardan kurtulamazsınız. Mahkemelerdeki hâkimler de neticede bu toplumda yaşayan insanlar, onlara gidip olayları detaylı olarak anlatırsanız bu tür sıkıntılarla karşılaşmazsınız. Her ziyaretinize gelene ta 2002 yılından bu güne dek il başkanlığınızdan bakanlığınıza dek yaptıklarınızı anlatarak insanlarla adeta dalga geçerseniz elbet bunun bir tepkisi olacaktır. Size dostluk yapan insanların söylediklerini ciddiye almayıp elli küsür kişiden oluşan bir basın ekibi kurup her Allah’ın günü dikiş nakış haberleri yaparsa gündemi başkaları belirler siz de kendi kendinizi kandırıp basınınızın bir işe yaradığını zannedersiniz ama nafile.

Tüm bu gerçeklere rağmen bizim durmamız gereken yer neresidir derseniz; elbette ki şehrin menfaati neredeyse orası olduğu muhakkak. SASKİ, bu şehre hizmet eden, kanalizasyonundan içme suyuna şehrin her yerine hizmet götüren bir işletme. 2019 yılından bugüne kadar içme suyu bulunmayan 202 köye içme suyu temin eden, pek çok ilçenin kanalizasyon işini bitiren bir kurum. Şehrimizin hala daha 168 köyünde içme suyu bulunmamakta, bu köylerin çok acilen içme suyuna kavuşmaları gerekmektedir. Bu gerçekleri göz önüne aldığımızda adli yargının verdiği kararın uygulanması halinde SASKİ’nin çok zor bir duruma gireceği muhakkak. Neden zor derseniz; şayet 2019 yılından bu güne kadar geçen süre içerisinde alınan su paralarından zamlı tarifeler iade edilmeye kalkılırsa ortaya iki yüz yirmi milyon gibi korkunç bir rakam çıkmakta. SASKİ bütçesinin böyle bir parayı ödeme imkânı yok. Ödemeye kalkarsa ya işçi çıkartacak ya da önümüzdeki iki yıl çivi çakmayacak. Buna kimsenin gönlü razı olmamalı.

Olaya siyasi olarak bakmamak lazım. Mustafa Demir’e kızmak farklı bir şey şehrin hizmet almasının önünü tıkamak farklı bir şey. Efendimiz bir hadisi şeriflerinde “İnsanlara olan  kızgınlığınız sizi adaletten alıkoymasın.” buyurmakta. O nedenle biz olaya bu yönüyle bakmak zorundayız. Peki, olaya nasıl bir çözüm yolu bulunabilir derseniz; bu tür mahkeme kararları imar uygulamalarında da oluyordu, biz onları önce mahkeme kararına göre uygular daha sonra farklı bir uygulamayla tekrar meclisten geçirirdik. Burada da aynı şey olabilir. Mesela atık su bedelini yükseltip içme su bedeli düşürülebilir, bunu avukatlar bilir. Sorunun asıl çözülmesi gereken yer Bölge İdare Mahkemesidir. Şayet mahkemeye detaylı bilgi, belge ve çözümden oluşan bir dosya giderse çözüm üretilir diye düşünüyorum. Bu işler öyle oturduğunuz yerden ahkâm kesmeyle olmaz. Şayet faturalara itiraz edilecekse önce elektrikten doğal gazdan başlamak lazım. Ona gücünüz yetmeyince dönüp suya itiraz etmenin çok doğru bir yaklaşım biçimi olmadığı kanaatindeyim. Evet su pahalı ama elektrik ve doğal gaz ondan çok daha pahalı. Önce onlara itiraz edin sonra hep beraber suya edelim. Kişilere olan kızgınlığımız kurumlara yansımamalı, bu kurumlar bu şehre hizmet eden kurumlardır diyerek sözlerime son veriyorum. Kalın sağlıcakla.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
3 Yorum
Adnan Bahadır Arşivi
SON YAZILAR