siyasette adalet dengesizliği


Siyaset  kelimesi Arapça kökenlidir. Arapça"da “at eğitimi” anlamına gelir.Osmanlı Devlet geleneğinde ise; “ceza” anlamına gelmekteydi.
Günümüzde siyaset; devletler arasında ya da devlet içindeki gruplar arasında gücü paylaşmaya ya da gücün dağılımını etkilemeye çalışmak demektir. Ülkemizdeki siyasal faaliyetleri görünce siyasetin tam tanımı şöyle olur: “toplumumuzda çatışma halinde olan çıkarların uzlaştırılması faaliyeti”dir.
Hak; hukukun temel kavramlarından birisi olup; adalete ve doğruluğa saygıyı temel alan bir ahlak ilkesidir. Yani kişiye hukuk düzeni tarafından tanınmış yetki, hürriyet ve imkan şeklinde tanımlanabilir.
Görülüyor ki siyasetle adalet bir arada uyumlu durmuyor, bu yüzden siyasette kimse hak ve adaletten bahsetmesin. Buna kimse inanmaz. Tavan da da tabanda da her şey bir hesap uğruna yapılıyor. Hem de yeri gelir çok küçük hesap…
 Bugün üzülerek birçok küçük hesap uğruna yapılan adaletsizlikleri sizlerle paylaşmak istiyorum. Siyasetle birçok insan ilgilenir. Kimi tam içinde olur kimide uzaktan takip eder.
Siyasette büyük makam hesabı yapanlar milletvekili ya da belediye başkanı olmak isterler. Diğer birçok insan ise bu hesabı yapanların alt yapısını oluştururlar. Nasıl mı? Partilerin belli yönetim kadrolarında görev alarak... İş- aş takip edenlerin dışındaki birçok insan iyi niyetle partide görev yapmak ister.Belki birçok insan bunu parti sevgisiyle yapar. Siyasi partilerde yönetim dışında bir de delege sistemi vardır. Genelde bu delegeler yönetim dışından seçilir. Nedeni ise birçok insanı siyasetin içine dâhil etmek onlara parti kimliği kazandırmaktır. Maalesef delege seçiminde kolay etkilenebilen insanlar daha çok tercih edilir. Yani mahalledeki, ya da köydeki partiliyi delege seçip, ona bir kimlik vermek onu çok mutlu eder. Partiler de bunu yapıyor. Ancak hesaplar değişince işin içine binbirtürlü film giriyor. Biraz açıklık getirelim. Akparti nin açılımı ne demek? Adalet ve kalkınma. Öyle mi? Evet, isim bu manaya geliyor. Şimdi bu partinin Samsun"daki üst düzey yöneticilerine sormak gerekmez mi? Lâdik, Yakakent, Kavak, Ayvacık, Tekkeköy de sizin üyeleriniz yok mu? Varsa bu kişiler  adamdan sayılmazlar mı? Bu ilçelerin çoğunda Akparti birinci olmuş. Öyle ise burada seçmen ve üyede sorun yok. Sorun nerde ozaman? Günlük hesap yapan siyaset cambazlarında değil mi?. Samsun"da ikamet eden insanları bu ilçelerden delege yazmak ilçe insanlarını ve o ilçedeki üyeleri en kibar deyimle hiçe saymaktır.
Çok isim var da biz birkaç tanesinden bahsedelim. Samsun"da oturan Şaban BULUT, Bilal KARAKOÇ, Muhsin AYDIN Ayvacık"tan ilçesinden il delegesi. Başka isimler de var yazmıyorum. Çünkü bayan isimleri hoş olmaz. Buyurun size bir isim daha, hem de çok ünlü; Bizimde sevip saydığımız bir büyüğümüz. Eski sendikacı ve siyasetçi Ahmet BALTACI. İlkadım ilçesinde ikamet eder Tekkeköy ilçesinden il delegesi. Şimdi soruyorum bunlar dürüst temiz siyasete yakışır mı? Ahmet BALTACI "ya sözümüz yok. Yapın merkez delegesi. Hatta yönetime alın. Yakışır da…
 Şahısların hiç birine diyecek sözümüz yoktur. Bizim derdimiz, tepkimiz o ilçedeki insanların haklarının ellerinden alınmaları. Yoksa bu ilçelerdeki insanlara parti delegesi olmak yakışmıyor mu? Bu hem ayıp hem de büyük haksızlıktır. Partinin ne ismine ne de cismine yakışmıyor. Toplum siyasetteki ayak oyunlarından bunaldığı için Akpartiyi iktidar yaptı. Kimse bu yolla bir yerlere gelmeyi planlamasın.
Siyasette hak ve adaleti ön plana çıkaranlara lafımız yok, ayrıca onlara saygımız sonsuz…Temiz siyasetli günlere temennisiyle…

Önceki ve Sonraki Yazılar
Arşivi
SON YAZILAR