Sevgi ve Sevgililer Günü

14 Şubat Sevgililer Günü idi. Dünyanın birçok yerinde olduğu gibi, ülkemizde de belli şekillerde değerlendirildi. Ancak, bu gerekli bir gün müdür? Yoksa her gün sevme ve sevilme günü mü olmalıdır? Sevgi tek güne sığdırılabilir mi?

İnsan dünyaya ağlayarak gelir, inleyerek gider; gülerek yaşamalıdır. Gülebilmek için ise, başkalarıyla bir arada yaşayıp, birçok şeyi paylaşmalıdır. Bir arada bulunan en küçük topluluk  ailedir. Aile; bir anne (kadın), bir babadan (erkek) çoğalan çekirdek ve geniş aile olarak bilinmektedir. Büyüyüp evlenen çocuklar aile çevrelerini genişleterek, hısım ve akrabayı oluştururlar.

Ailede ve yaşanılan çevrede huzurun olabilmesi için; temelinin sevgiye dayalı olması gerekmektedir. Sevginin temelinde Yunus"un “ yaradılanı severim, yaradandan ötürü” deyişinin özü vardır. Burada sadece insan sevgisi değil, bütün kainatın sevilmesi anlatılmaktadır. İnsanların mutluluk için var olan her şey ile olay ve durumlara olumlu bakmaları gereklidir. Bunu sağlamanın en etkili yolu ise, insanoğlunun sevgi ortamında yetişmesidir.

Mevlana ; “ Kimde sevgi varsa, Allah"ın varlığı ondadır “ sözü ile insanları sevenin çok sevilmesi gerektiğini ifade etmektedir. Çünkü en büyük sevgi Allah (CC.) sevgisidir. Diğer sevgiler onun yansımasıdır. Yine Mevlana; “ sevgide güneş gibi ol, dostluk ve kardeşlikte akar su gibi ol, tevazuuda toprak gibi ol, öfkede ölü gibi ol, her ne olursan ol, ya olduğun gibi görün, ya göründüğün gibi ol” özlü sözleriyle her kişinin ve dolayısı ile aileyi oluşturacak fertlerin hangi özellikleri taşımaları gerektiğini anlatmak istemiştir.

Sadi ; “ Sevgin yoksa, dost arama “ demiş. Doğru demiş. Schiller ; “ gözyaşı biçmek istemeyen kimse sevgi ekmelidir ” sözü ile dostluğun sevgiyle güçlendirilmesini öngörmüştür. Devamla, “ sevgi birliğe, bencillik yalnızlığa götürür” sözü ile de sevginin önemini bir kere daha vurgulamıştır. Tolstoy ; “ güzel olan sevgili değil, sevgili olan güzeldir” sözü ile de sevmenin önemine değinmiştir. Sevgi öyle olmalı ki seven gözler neşeyle yaşarmalıdır. İmam Gazali bunu; “ gözler yaşarmadıkça gönülde gökkuşağı oluşmaz” sözü ile doğrulamıştır.

Peygamberimiz Hz. Muhammed (S.A.) bir hadisinde ebeveynin en önemli üç görevini şöyle belirtmiştir ; “çocuğuna iyi bir isim koymak, iyi bir tahsil yaptırmak, iyi birisiyle evlenmesini sağlamak. “ Peygamberimiz bu hadisi ile her iyiliğin temelinde sevgi vardır, sevgisiz gelişmek ve mutlu olmak mümkün değildir, isminizi de, işinizi de eşinizi de sevmelisiniz demek istemiştir. Bir arada yaşama durumunda olup da birbirini sevmeyen insanlar için dünya bir cehennem gibidir.

Öyle ise ne yapılmalı? İnsan ilişkilerinde ve aile içinde sevgiye önem verilmelidir. Sevginin olduğu ortamlarda sağlıklı nesiller yetişir. Bu da toplumun geleceğini oluşturacak çocukların sağlam kişilikle yetişmelerinde büyük önem taşır. Sağlıklı yetişmiş kişilerden oluşan toplumlarda huzur, güven ve refah kendiliğinden gelir.Sevgi Allah"ın (CC) insanoğluna en büyük hediyesidir. Kalp küçük olmasına rağmen bütün sevgileri içinde barındıracak kadar büyüktür. Öyle ise, insanları ve kainatı içindeki tüm varlıkları ile sevmekten kaçınmayalım.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Mehmet Akyüz Arşivi
SON YAZILAR