8 Mart Dünya Kadınlar Günü

Her yıl 8 Mart, dünyada ve ülkemizde “Kadınlar Günü” olarak değerlendirilmektedir. O gün, birçok kuruluş kadınlarla ilgili görüş ve düşüncelerini söyler, plan ve programlarını ortaya koyarlar. Bu kuruluşların başında kadın kuruluşları ve siyasi partiler gelmektedir.

       Sayın Başbakan da 7 Mart 2010 günü Şanlıurfa"da kadınlara seslenerek, “ çocuklarınıza sahip çıkın, onları dağlara göndermeyin” diye çağrıda bulundu. İyi bir çağrıydı bu. Ülkenin Başbakanı mutlaka bu gibi çağrılarda bulunmalıdır. Ancak, bu çağrıların zamanını ve mekanını çok iyi seçmelidir. Yıllar önce Diyarbakır"da  “ Bu yörede kürt problemi vardır. Bu güne kadar size haksızlık yapılmıştır. Bu haksızlıkları ortadan kaldırmak bizim görevimizdir” sözlerini söyleyip, dağlara  çıkanları haklı gösterir duruma düşmemiş olsaydı da, Şanlıurfa"da  söylediklerini o vakit söyleseydi, daha doğru olmaz mıydı? Belki de Güneydoğu bu denli karışık olmaz , PKK ve onun partisine mensup olduğunu iddia edenler kendilerini bu kadar güçlü görmezlerdi. Başbakan, benzer sözleri, İstanbul İl Başkanı ve Belediye Başkanı olduğu dönemlerinde de sarf etmiştir.

       Sayın Başbakan, başbakan olduğunu hiçbir zaman unutmamalıdır. Unutup, uygun olmayan yer ve zamanlarda, uygun düşmeyecek şekilde konuşarak problem meydana getirdikten sonra, başkalarına bu problemin çözümü için nasihatte bulunmamalıdır.

       Kadınlar günü denilince aklıma rahmetli annem, eşim, kızlarım, bacılarım, teyzelerim, halalarım, yengelerim, ninelerim mutlaka gelir. Hele annemin ve diğer annelerin, çocukları için yaptıkları, eşlerin beyleri ve ana-babaları için yaptıkları, bacıların kardeş ve ebeveynleri için yerine getirdikleri görevleri; maddi imkansızlıklar ve sağlık sorunları nedeniyle yerine getiremedikleri için duydukları üzüntüleri, mahcubiyetleri gözümün önüne gelince, hayatımı bir film şeridi şeklinde seyreder gibi oluyorum.

       8 Mart 2010 “ Kadınlar Günü “ bu sene çok acılı bir gün oldu. Elazığ depreminde bazıları dedesini, ninesini, kardeşini, anne ve babasını; bazıları ise çocuklarını ve torunlarını kerpiç duvar ve toprak damların yıkıntıları arasında bırakan, toprak altından çıkan cansız bedenleri gözyaşı ve ağıtlarla karşılayan kadınları gördükçe gözyaşlarımı tutamadım, moralim bozuldu. Çağdaş medeniyetin, dolayısıyla bilimin gereklerine uyulmamasının acı sonucunu görünce; bu sıkıntılar ne zaman bitecek diye hayıflandım.

       Halbuki, bu gün Nine Hatun"lardan, Fatma Çavuş"lardan, Halide  Edip"lerden bahsetmeyi, onların  Milli Devletin kurulmasından önceki çabalarını dile getirmeyi istiyordum. İnsanlığa faydalı bilim, din ve devlet adamlarını doğuran annelerden bahsedecektim, olamadı. O insanları doğuran annelere ayrıca saygılar sunuyorum. Bu dünyayı güzelliklerle değiştirenler, öbür dünyada rahat etsinler.

       Nüfusunun %51"i bayanlardan oluşan TC Devletinde halen “ Haydi Kızlar Okula”, “ Koca Dayağına Hayır”, “ Kadınları Emtia Gibi Gören Görüşe Hayır” gibi kampanyalarla ilgili görüşlerimi anlatacaktım, olamadı, deprem engel oldu.

       Zor durumda bulunan ve depremde yakınlarını kaybeden bütün kadınlarımıza ve vatandaşlarımıza Allah"tan kolaylıklar diliyorum.

       Allah (CC) milletimizi her türlü afet ve kazalardan korusun.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Mehmet Akyüz Arşivi
SON YAZILAR