Sevgi ve saygı hak edene

Biz bu şehirde bize bir adım gelene mutlaka bir fazlasıyla karşılık verdik. Bundan sonra da bu tavrımız değişmez. Kimseyle kalıcı bir kavgamız kinimiz olmaz. Düşmanımız, düşmanlıklardır. Bizi yakinen tanıyan herkes bu yapımızı bilir. Kimsenin gönlü olsun diye birilerine tavır almayız. Bizden kimsenin böyle bir tutum içinde olmamızı beklemesi bile bize uymaz. Kimseye asla uşaklık etmeyiz. Bunlar bizi bozar. Sevgimiz açık olduğu gibi kinimiz de açık ve nettir. Kimsenin dostluğunu kıskanmayız. Herkes birbirini sevsin. Keşke! Ama nerede? Sevgi yok denecek kadar az, sever görünen çok…
 Siyasette bu durum daha da çoktur. Sahte sevgiler yapmacık gülücükler… Bize uymuyor ne yapalım? Bundan sonra değişecek halimiz yok ya… Niçin böyle bir giriş yaptım. Elbette bir şey açıklayacağız. Dedik ya bazı sinsilikler iki yüzlülükler bizi bozar.
Şimdi Sayın Suat KILIÇ vekilime birkaç kelam etmesem ben de ikiyüzlü davranmış olurum. Benim, Sayın Musa UZUNKAYA hocamızı, vekilimizi çok sevdiğimi herkes bilir. Doğrudur bunda yalan da hilaf da yoktur. Bu dönem listede yoktu ama ben karşılamaya gittim ve orada ağladım. Her zaman gülünmez ya!  Ben Musa Bey"i vekil diye sevseydim listede olmadığında karşılamazdım. Biz O"nu “adam gibi adam” olduğu için severiz. Herkesin makamıyla, parasıyla karısı ve çocukları sevinsin. Bu durum bizi pek bağlamaz. Ben, bu karşılama ve benim gözyaşı olayımı Özeren Şenliklerinde anlattım. O şenlikte dört sayın vekilde vardı. Belediye başkanları ve çok sayıda halk vardı. Bizim yapımız bu, açık ve netiz. Üzülerek ifade edeyim ki; orada bulunan Sayın Suat KILIÇ beni dinlememiş. Hâlbuki kendisini kürsüye ben davet ettim. Prpğramı ben sundum. Sayın KILIÇ la son zamanlarda sıkça olmasa da bir araya geliyoruz. Açılışlar, törenler hepsine davet ediyoruz. Dergimizin tüm sayılarında en çok O"na yer veriyoruz. Bu konuda eleştiriler aldığımız için 4.sayımızda inadına çok daha fazla yer verdik. Dergimiz 15 Aralık"ta çıkınca göreceksiniz.  Sayın vekil, bizi yanlış tanıdı, ya da hiç tanımamış. Geçenlerde bir yerde oturuyoruz; Necati DEMİR, Davut ALBAYRAK İbrahim UZUN ve başkaları da var. Vekil içeri girdi ve bizim oturduğumuz üst kata çıktı. Maç seyretmeye gelmişti. Bizi yani beni görünce mekânı terk etti. Bahane de hamsi yiyecekmiş… Eee herhalde bunu yuttuğumuzu düşünmemiştir… Yutamadık... Boğazımız da kaldı… Canı hamsi çektiyse kasayla ikram ederdik. Çok üzüldüm. Samsun"u temsil eden 9 seçilmişten birine 70 milyon ülkemi temsil eden 550 kişiden biri olan sayın vekile hiç mi hiç yakıştıramadım. Benim bir gazetede yazı yazmam hoşunuza gitmediyse benimle paylaşırsınız. Kızdım oynamıyorum gibi orayı terk etmeniz yakıştı mı size? Bu şehirde bu gazetenin sahibini seçilmişlerin yüzde doksanı arıyor ve görüşüyor. Demek ki murted değil, yarın sizin görüşmeyeceğinizin garantisi var mı? Dostluklar kavgayla başlar. Denilebilir ki çoğu şerrinden emin olmak için görüşür. Bu doğru da olabilir. Ancak siyasetle ilgilenenlerin çoğu ya şerden emin olmak, ya da pastadan pay almak için birliktelik sağlarlar. Allah için birbirini seven kaç kişi var? Erdoğan TOK" la sıkça görüşüyorsunuz, O"nun izlediği yol böyle değil… Siz, vekilim övülmeyi de, yerilmeyi de hoş görmelisiniz. Bakın, bir Tayyip ERDOĞAN rüzgârı sizi 30 yaşında meclise taşıdı. Bu Allah"ın bir lutfü bunu bilmelisiniz. Biz sizinle ilgili hep güzel olanları aldık ve andık. Bu durumu bildiğinizi sanırım. Bundan sonra da farkı bir niyetimiz yoktur. Ancak daha suhuletle hareket ederseniz büyürsünüz. Genç ve yakışıklı bir vekilimizi kırmak istemem. İsterseniz siz de bizleri ve hiç kimseyi kırmayın. Size de tavsiyem yine Erdoğan TOK olacaktır. “Lokman Hekim ilacı” gibi her derde deva... İsmail Balcı

Önceki ve Sonraki Yazılar
Arşivi
SON YAZILAR