SEVGİ SANATTIR

İçinde bulunduğumuz çağın bizlere ne getirip ne götürdüğünü gerek TV' deki haberlerde gerekse yazılı basından öğrendiklerimize şaşırıyoruz.Dünyada ve ülkemizde siyasi ve ekonomik problemlerin artışı aile yapımızı da etkiliyor.Akıl ve vicdanını kaybedip karısını,çocuğunu,anasını,babasını,komşusunu öldüren,kadın ve çocuklara yapılan istismarlar,dinsel,mezhepsel arası savaşların yarattığı korku ve endişe yaşama güvensizliğimizi artırıyor.

İnsanlarımızın geleceğe güvenle bakabilmesi için hepimize büyük görevler ve sorumluluklar düşüyor.Sanatçılar,düşünürler büyük anlatıcılar her çağda kültürel bir dünya kurarak ırk,din,ülke ayrımı yapmadan insanlığa aydınlığın yolunu göstermişlerdir.Bu kişiler geceyi gündüze katarak evrensel sorumluluk duygularıyla her çağda özgür düşüncenin,irade sağlamlığının,verimli toplum yaratmanın bilinç kaynağı; geçmişte geleceğin güvencesi,umudu oldular.İyi güzel de,bu son yıllarda neden olmuyor ya da istenilen kıvamda olamıyor?Acaba bu çağdaki okullarda bilim-sanat-düşünce eğitimine daha çok yer ve önem verilseydi;halkın arasından çocuklarını öldürenler,kadınlara ve küçük kızlara tecavüze kalkışanlar,hırsızlar,dolandırıcılar böylesine artar mıydı?

Sanatkarların çizdiği yolda gidilmiş olsaydı,toplumlar,savaş çığırtkanlarının kışkırtmalarına kapılıp birbirini boğazlar,insanca yaşamak varken,dünyamızı kan gölüne çevirebilirler miydi? Bütün bunlara karşın yepyeni bir kararlıkla,iyimserlik ve sevgi zırhımız içinde güvenli,birbirlerini seven insanlar neden olmayalım?Kuşkucu,akıl ve vicdan eksikliği olanlar bunu safça ve biraz da basit görebilirler,ancak görebildiğim kadarıyla,bu,alınabilecek tek aklı başında karardır.

Bazı insanlar sevginin bir seçenek olmasını kabul etmekte zorluk çekebilir.Bu,sevginin doğuştan varolduğu ve onu kabulden başka bir şey gerekmediği romantik sevgi kuramına ters düşüyor gibi görünebilir.Bu kuram,sevginin bizi her türlü acıdan kurtaran ve her sorunu çözen,kendi başına bir amaç olan büyülü bir güç olduğuna götürür.Bu inançların her birinde,belirli   bir sınıra kadar bazı gerçekler olabilir;ancak sevebilme kapasitesi sevmek yeteneğine sahip olmakla aynı şey değildir.

Sevgi kesinlikle genetiktir,ama gerçek bir anlama kavuşabilmesi için bunun uyandırılması,incelenmesi,öğretilmesi ve uygulanması gerekmektedir. Günümüzde,en keskin zekalılarımız ve en ileri teknolojimiz sevginin gücünü ve esrarını ve yöntemlerini açıklamakta başarısız kalmışlardır.Böylece,sevgi hakkındaki konuşmalar entelektüel ve duygusal yanıtlar ortaya çıkarmayı sürdürmektedir.Bazıları bunu bir kendini kandırma hastalığı,sağduyuya bir hakaret ve kendine hakimiyete bir engel görerek önemsemezler.Ancak,aynı zamanda,diğerleriiçin sevgi insanı değerlerin en büyüğü,doğrudan doğruya Tanrı'nın bir lütfu,yaşamı canlandıran  en güçlü sanat enerjisi ve büyük bir olasılıkla da,yaşamın tek anlamıdır.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Lütfi Özkan Arşivi
SON YAZILAR