BEDEL ÖDEYENLER

Eskilerden kalma bir deyim vardır: "Tüfek icat oldu mertlik bozuldu, para icat oldu insanlık bozuldu" diye.

Paranın bulunuşuyla yalnızca ürettiklerimizi değil, doğada var olan her şeyi paraya dönüştürme hırsımızın tutsağı olup yeşili, doğada yaşayan canlıları, en kötüsü de birbirimizi yok etmeye başladık. Bitmek bilmeyen hırs ve acımasızlıkla bir güç savaşına dönüştü her şey. Paran varsa güçlüsün, dokunulmazsın!

İnsan, zekâsını aklını; üzerinde yaşadığı gezegeni daha yaşanılır biçime getirmek için kullanmak yerine kendi yarattığı pulun kölesi olup her şeyi yok etmekten yana ne yazık ki. Daha fazla para, daha fazla güç!

Ağaçlar kesilip, yerine betondan kuleler yaptık. Meslek seçimlerinde hangi işi yapacağımızdan çok, hangi işten daha çok para kazanılacağı ön plana çıktı. İlişkilerde vicdanın değil, cüzdanın ne denli zengin olduğu etkili olunca iki kişilik yalnızlık çoğaldı. Üstelik alım gücümüz arttıkça daha mutlu olmadık, olamadık! Çünkü alım gücümüzle birlikte doyumsuzluğumuz, vahşi içtahımız arttıkça arttı. Sonunda öylesine bir sistem oluşturduk ki, görsel ve işitsel bilinçaltı mesajlarla birbirimizi etkilemeye başladık.

Daha fazla al, daha fazla tüket, daha çok çalış, daha çok kazan ki daha çok tüketebilesin. Paraya mı sıkıştın, sorun değil, krediler hazır, bankalar seni bekliyor.! Hayatımızın en güzel yıllarını ipotek olduğumuzun ayırdında olmadan krediler alıyor, ödeyemeyince bir başka bankadan alıp eski borçları kapatarak kısır bir döngünün içinde yaşadığımızı fark etmiyoruz. Elbette bu değişimler küçük toplumlarla kısıtlı kalmadı, küçük topluluklardan ülkelere yelken açtı.

Bireyler bankalara sayısız taksitlerle ödemelerini bitirmek için çalışırken ülkeler arası borçlanmalarda yeni doğan bebeler "borçlu" olarak "merhaba" dediler bu kapitalist dünyaya. Teknoloji her gün ilerledikçe sistemin ağı da gelişti. Anti virüs yazılımları yeni virüsle üreterek daha çok kazanıyorlar.

Eskiden on yıl neredeyse sorunsuz kullandığımız elektronik aletler beş yıl dolmadan bozulmaya başladı. Özel kurslar, özel okullar, özel üniversiteler derken parası olan öğrenci "iyi bir müşteri" olarak daha çok seçim yapma şansına sahip oldu. Görünmeyen eller adaletin terazisini bozdu. İlaç şirketleri onlarca para kazanırken belki de yeni virüslere yeni ilaçlar satmak için yarış içindeler. En son koronavirüs'ün ülke ülke yayıldığı bu günlerde ölümler artarken çare olarak bir ilaç bulunamadı.

Bu arada inançlar da kendi payına düşeni aldı bu güç savaşından. "İhanet de gizlidir, ibadet de"  sözü tarihe karıştı, kim  daha gösterişle inancını sergiliyorsa muteber sayılıp gücüne güç kattı. Barış elçileri silah üreticilerine dönüşünce dünyayı idealizm ve zekâ değil, para yönetmeye başladı.

"Peki, son hızla nereye gidiyoruz? Sonumuz ne ve nasıl olacak, nasıl kurtulacağız bu kendi kendimizce tuzaktan? sorarsanız, doyumsuz, hırslı, bencil, mutsuz bireyler değil, her şeye karşın özenle, ısrarla, kararlıkla, sabırla barışa, sevgiye, dürüstlüğe, adalete, insani değerlere inanan çocuklar yetiştirmek için çabalayalım derim. 

Aksi halde gün gelecek insanlığı ellerimizle yok edeceğiz ve mezar taşımıza da "BEDELİ ÖDENMİŞTİR" yazılacak.
 

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Lütfi Özkan Arşivi
SON YAZILAR