İki deklarasyon

BİR ÖZÜR 

Geç kalan bir özrü yerine getirmeliyim .Geçen haftaki bir yazımda Samsun eski milletvekili Sn. İlyas Kılıç'ı vefat etmiş olarak tanımlamam, bir okurumun hassasiyeti ve haklı uyarısı ile yaşadığını öğrenmiş bulunuyorum.Beyefendiye uzun ve sağlıklı ömürler diliyorum…

 

Her yüzyılın başında devletlerin sınırları yeniden çiziliyor.Savaşlar sonrası yeni küçük devletçikler/devletler kuruluyor.19 YY. başında üç imparatorluk dağılmış  ve toprakları  paylaşılarak bugünkü milli devletlerin  temelleri atılmıştır.

Avusturya/Macaristan İmparatorluğu ,Çarlık Rusya İmparatorluğu ve Osmanlı İmparatorluğu bu yüzyılda parçalanma ve dağılma sürecine girmiştir.

I .Dünya savaşı sonrası Balkanlarda  ve  Orta Doğu “Arap” toprakları üzerinde paylaşım süreci 40 yılda tamamlanmıştır.

Bugünkü “Filistin sorunu” Emperyalist Avrupa'nın Ortadoğu siyaseti ile ortaya çıkmıştır. İngiltere ve Fransa iki emperyal aktördürler.ABD sonradan -güç kazandıkça –müdahil olmuştur.

İsrail devleti' nin kurulacağı ilk kez 1917 BALFOUR Deklarasyonu ile duyurulmuştur. O dönemin İngiltere kabinesi Dışişleri Bakanı Althur Balfour'un Siyonist hareketinin Banker lideri Lord Rothschild'e yazdığı bir mektuptan öğreniyoruz .Mektupta : “Filistin topraklarında bir Musevi devleti kurulması konusunda İngiliz hükümetinin destek vereceğini bildirmiştir.”Yıl 2 Kasım 1917. Hayal 30 yıl sonra gerçekleşmiştir.

İsrail'i ilk tanıyan Devlet kim dersiniz! Biz !

21.Y.Yıla girerken üç imparatorluk yerle bir olmuş,yerlerine irili ufaklı pek çok devlet kurulmuştur.En son Irak toprağı üzerinde ,ikinci Israil ….K.Irak “federe Kürt devleti”dir...

Geçtiğimiz günlerde tam da “13 Askerimizin şehit edildiği gün” bir Deklarasyon ilan edildi.Üstelik, “güzel günler olacak!” beklentisi içindeyken…Öcalan'ın ”Barış Konseyi kurulması için uzlaşma sağlandığı” açıklamaları yapılmışken!Ne olduysa bir günde  BDP'li  Aysel Tuğluk'un -eli ayağı birbirine dolaşık,nutku tutulur bir vaziyette- dünya kamuoyuna “Demokratik Özerklik” Deklarasyonu/Bildirisini ilan etti!

Başında “Kürdistan” adı konulmamış olabilir ,ama, “niyet” açık !Demokratik özerkliğin arkasında AB ve ABD'nin olduğu biliniyor.Demokratik özerklikten BDP,nin Demokratik Toplum Kongresi'nin ve KCK'nın muradı ,Büyük Kürdistan'dır. Delili, PKK'nin 1978 de dağıttığı el ilanlarındaki açık ifade “Bağımsız ,Birleşik ,Demokratik Kürdistan'a Doğru

Yoksa ,”Demokratik özerklik “den Hükümetin bir Bakanının söylediği gibi “Stalinist” bir anlam içermemektedir.Bazı kişiler, kendi algılarına göre yorumlarlar.Gerçek niyetleri yorumlamak siyaseten işlerine gelmez...

Bu densizliğin hafife alınır yanı yoktur.Son on yılda Terörün ve Kürt sorununun geldiği noktayı iyi analiz etmeliyiz.Sahte fecr 'le geçiştirilemez.

1917 tarihli deklarasyonun üzerinden 30 yıl geçti , İsrail devleti kuruldu.Şimdi,o topraklarda kardeş kavgası, kan ve göz yaşı var.Kardeşlik,Özgürlük ve Adalet sloganları ile elde bayrak meydanları dolduranlar şimdi İnsan Hakları,herkese özgürlük ve Demokrasi türküsü ile yine meydanlarda..

Bugünkü ayaklanmanın adı “demokrasi,/özgürlük” kavram aldatıcıdır.Gerçek niyet bölüp parçalamak ve yutmaktır.

Bize gelelim.Teröristin adı gerilla/Kahraman!olmadı mı?.Caninin adı “çözümün merkezi” sorunun muhatabı olmadı mı?…Apaçık Devlete meydan okunuyor.Federasyonun ilk ayağı “ Deklarasyon” ilan ediliyor..TBMM boykot ediliyor.Yerelde alternatif siyaset kurumları oluşturuluyor.Kurumlara meşruiyet kazandırılmaya çalışılıyor,salt kendilerine oy verenlere ayrı bir kimlik/statü kazandırılıyor,etnik temelde bir “azınlık” yaratılıyor.Apaçık  Anayasa çiğneniyor.Takan aldıran yok!…Bu olanların/yaşananların anlamı ne sizce?

10 yılda Terör kavramı ile Mücadele/tehdit algılamalarının artık değiştiğini kabul etmeliyiz.

“Üç beş çapulcu” denildi.Hain,alçak,bölücü  denildi.Şimdi sayınsız söze başlanmıyor.Sorunu sempatikleştirmek için adlar,sıfatlar takıldı,yakıştırıldı.”Kürt sorunu benim sorunum” denildi.Sahiplenildi.Açıkça “Taraf” olundu.Yıkıma giden sürece Açılım Demokratikleşme adı konuldu.Habur rezaleti kamuoyu tepkisinden dolayı adı değiştirildi içi boş “Milli birlik ve Beraberlik Projesi” denildi.Tüm olumsuzlukların kaynağı “ Darbe Anayasa'sıdır!” denildi..

İdam İnsanlık ayıbıdır denildi. Kaldırıldı..Sivil itaatsizlik,sokak eylemleri meşru ve mazur görüldü.hoş görüldü..

10 yılda geldiğimiz nokta ortada.Geçmiş 20 yılı saymazsak on yılın bilançosu korkunç.1065 memleket evladı şehit düşmüş!. Hala birileri birilerini, suçluyor.Hayali fail aranıyor.

Terörle mücadelede yanlış politikalar yürütüldüğü kesin.Derhal yanlıştan vaz geçilmelidir? Terörün  anladığı dilden konuşulmalıdır.

İnsanın aklına AKP Hükümetinin etkin bir “terör politikası yok”,kanaati ağırlık kazanıyor!

Üstelik açıklanan Deklarasyon' un Türk kamuoyunda fazla tepki çekmemesi çok ilginç!!

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Hasan Anayol Arşivi
SON YAZILAR