GEL-GİTLERİMİZ

Bugünlerde yaşanan ekonomik ve siyasal olaylar dünyadaki tüm ülkeleri etkilerken biz de kendi şartlarımızda nasibimizi alıyoruz.Ekonomi düzeltilebilecek bir sorun fakat davranışlarımızda tutarlı olamıyor kendimize göre gel-gitler yaşıyoruz.

Bir çoğumuzun başından geçmiştir.Bir tiyatro veya filmde bir güldürü izlerken çeşitli maskaralıklara hiç gülmeden boş boş bakar,buna karşılık bir trajedi izlerken hiç de uygun olmayan bir anda kahkahamızı tutamazsak,gerçek hayatta da öyle olur,dengemizi bozan bir terslikle karşılaştığımızda da kendimizi tutamaz,arkasındaki koşullara güleriz.

Oturduğumuz evi ve semtini su'dan sebeplere beğenmeyip değiştirirsek,önyargılarımız,kendimizi beğenmişliklerimiz,hoşgörüsüzlüklerimiz,sabırsızlıklarımız,karar ve uygulamalarımızdaki sahtekârlıklarımız,çıkarcıklarımız ve vicdansızlıklarımızı da beraberimizde götürürüz.Düşüncesizce yapılan bu kaçış sanki bir rahatlama,bir gezinti gibi keyif ve zevk alır,açgözlülüklerimizde ,her değişmede,her isteklerimizin yerine geleceğini umarız.Aslında sade ve öz,başkalarını da yaşamımıza katmayı gerektiren o saf erdem olmayınca yaşamın tadı nereye gidilse bulunmuyor.

Hayatta ilkeli olmak,dik durmak için,ölçüsüz insanlar gibi,dokunacağını bile bile nasıl içki içiyor ve sindirilmesi zor yemekler yiyorlarsa,toplumun kimi üyeleri de aynı şekilde sözlerini tartmıyor,başkalarını üzecek,kışkırtacak konuşmalar ve hareketler yapıyorlar.

Ham hayallerin karanlığında kendini,karşısındakinin güçlerini ve niteliklerini bilmediğinden onunla eşit olacağını sanan küçük ve zayıf kadar,güçlü ve büyük olana da gülünç gelen bir şey olamaz.Duyguların bir fırtına ya da bir başka doğa olayı gibi dünyayı altüst eden olaylara karşı böylesine kör ve umursamaz olmak zorunda mıyız?

Dünyada olup biten ve ne yazık ki bizim de kurbanı olduğumuz büyük olaylara kişilerin duyduğu yönlendirmeyi düşünmemiz hiç de akıllı olmaz.Herkesin düşünce biçimine göre oluşmuş görüşlerini değiştiremeyiz,güçlendiremeyiz,etkileyemeyiz.Bunları Ancak birinin düşündüğünü ötekinin söylediği benzer görüşteki kişilerin barış içinde bir arada olmalarını,birbirleriyle güzel güzel konuşabilmelerini,içinde olduğumuz çevreden bekleyebiliriz.Örneğin,kendi evinizde veya gezintilerinizde,aynı görüşte olanlarla karşılaştığınızda şu ya da bu görüşü savunabilir,görüşünüzü kabul ettirmenin tadını çıkarabilirsiniz.

Bir topluluk içinde birine ya da ötekine uygun gelmeyen konuları konuşmaktan kaçınmalıyız.İsterseniz şöyle düşünebilirsiniz,oğlunu veya kızını yitiren bir annenin yanında,bir başka anne kalkıpda çocuklarına duyduğu derin sevgisini sergilemesi sizce doğru mu?Topluluktaki herkes yapılan bu dikkatsizliği düzeltmeye çalışsa da iş işten geçmiştir.

Bunları yapanların cahil kimseler olduğunu zannetmeyin,ne çok diplomalı cahiller olduğunu gördüğünüzde şaşırmayın.Etik kuralların tersini yapmak sanki bir hüner oldu.Başkasını tedirgin edecek,soğukkanlılığını bozacak konulara değinmek için hiçbir fırsatı kaçırmamaya çalışıyoruz.Dostlarım gelin,sakin,edepli,birbirine saygı ve sevgi gösterilen bir yaşama ortak olalım.

Genellikle iyi niyetli,hoşgörülü toplumsal dayanaşmaya özellikle bu zor günlerde her zaman daha çok gerek duymuyor muyuz?

Modernitenin olanakları insanların karşılıklı iki söz etmesinin önüne cep telefonları taş koydu.Ellerinden düşmeyen her derde deva cihazlar yerine dağarcığımızdan birkaç önyargısız felsefi söz,birkaç güzel ve anlamlı şiir çıkaramaz mıyız?Ya da yaptığımız yürüyüşlerde bulduğumuz ilginç bir herhangi bir obje;örneğin bir taş,en azından bizim bilmediğimiz bir bitki,çiçek,ender ve ilginç bir böcekle eve dönmemizin,var olan bütün canlılar arasındaki bağlantıyı hiç olmazsa düşlememize olanak veren o hazzı bütünlüğüyle mi yok ettik?

Gelin bir anlaşma yaparak,bir kural koyarak tüm iletişim araçlarını bir süre kullanmayalım.Ölür müyüz!?Hepimiz bu geminin içinde birbirimize yararlı,öğretici,özellikle de hoşsohbet etmek için zaman ayıralım ve olmazsa olmazlardan olan kitap okumaya çalışalım.

Ne kaybederiz ki!

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Lütfi Özkan Arşivi
SON YAZILAR