EY RABBİM SEN NELERE KADİRSİN

  Yaklaşık beş altı yıldır akşam oturmalarına ara verdim, elimden geldiği kadar da gitmemeye çalışıyorum,  aile boyu ziyaretlerimi ise tamamen kaldırdım, neden böyle bir tercihte bulundun derseniz, insanların ikiyüzlülüğünden ciddi anlamda bunaldım, adama selam veriyorsunuz borçlu çıkıyorsunuz o nedenle bu konuda çok hassas davranmak zorunda kalıyorum. Ancak sadece Allah rızası için dostluk yaptığına inandığım ender insanlarla görüşmeye devam ediyorum, önceki  gece bu minvalde bir dostumun daveti üzerine  ziyaretine gitmiştim, dostum çok güzel ve bir o kadar da ders alınması gereken bir söz söyledi, dedi ki sabır bıkmadan, usanmadan mücadeleye devam etmektir. Ne kadar  güzel bir söz değil  mi?  biz sabrı belalara ve musibetlere karşı  isyankar olmamak olarak biliriz öyle değil mi? Doğrusunu ararsanız biz de bu sözü duyuncaya kadar öyle düşünmekteydik ama bu sözü duyduktan sonra ne kadar yanlış düşündüğümüzü anlamış olduk. Hayat bir öğretiden ibarettir ve bu öğretinin yaşı yoktur diyenler ne kadar güzel söylemişler değil mi?

                Yaklaşık altı yıldan beri bizzat yaşamış olduğum haksızlıkların ve zulümlerin neler olduğunu üç aşağı, beş yukarı hepiniz biliyorsunuz, yaşadıklarıma asla isyan etmediğim gibi kendi duruşumdan da en ufak bir pişmanlık duymadım. Zira yaptıklarımı ağırlıklı olarak Allah Rızası ve toplumun yararı için, kısmen de nefsimi tatmin etmek için yaptığımdan halimden memnunum. Ancak yapılanlara bakıldığında muhataplarınızın büyük bir kısmının alnı secdeye giden veya inançlı olduğunu söyleyen insanlar tarafından yapıldığını görünce insan üzülüyor. Diyeceksiniz ki tarihte bu hep böyle olmuştur, inanan insanlar en büyük sıkıntıyı inanır gibi görünen münafıklardan yaşamıştır, elbette bunu biliyoruz ancak insan bu tür davranış biçimlerini kendi camiası gibi kabul ettiği insanlardan görünce ister istemez üzülüyor. Gazeteyi kurduğumuz günden bu güne kadar bas  bas bağırarak söylediklerimizin tamamının bugün yaşanmakta olduğunu görünce bazen mutlu oluyoruz bazen de üzülüyoruz. Mutlu olma nedenimiz bizlere zulmeden insanların hak ettiklerini bulmaları, üzülme nedenimiz ise yıllar yılı zulmettikleri insanların çektikleridir.

                Hatırlarsanız bundan bir kaç yıl önce bazı bürokratlarla ilgili sürekli haberler ve köşe yazıları yazmıştık, bu insanların zararlı insanlar olduklarını, namazlarına, sohbetlerine, konuştuklarına aldanmamak gerektiğini söylemiştik. O günlerde bizi eleştirenler, yazdıklarımıza karşı çıkanlar, hatta bizim ile dalga geçenler şimdi ne kadar haklı olduğumuzu gördüler, ama iş işten çoktan geçti bile. Ak Parti iktidara geldiği günden itibaren Devletin her kademesinde istedikleri gibi nüfuz eden insanların ne kadar zararlı insanlar oldukları bugün rahatlıkla görülse de bana göre basiretsizlikten öte bir şey değildir. Devlet yönetmek şirket yönetmeye benzemez, şirket yönetenler  yaptıkları yanlışın bedelini kendileri ve şirket ortaları öderler ama Devleti  yönetenlerin hata yapması halinde toplumun tamamı bedel öder. Bundan bir iki ay önce döviz kuru, altın fiyatları ne idi bugün ne? Buradan toplumun tamamı zarar görmedi  mi? peki bunun hesabını kim ödeyecek, bunca ticaret ehli, ihracatçı, ithalatçı, esnaf, tüccar, küçük yatırımcı zarar görecek bunun vebalini kim üzerine alacak?

                Bundan iki yıl önceki Emniyet Müdürü ile şahsi hiç bir problemimiz yoktu. Ancak kendisinin sevdiği, saydığı, değer verdiği insanların teşviki veya siyasetçilerin isteği doğrultusunda kendi döneminde bizim ile ilgili bir telefon dinlemesi başlatıldı. İşin garip tarafı bu arkadaşımızın dünya görüşü ile uzaktan yakından en ufak bir ilgisi olmayan bazı gazeteci müsveddeleri köşe yazılarında bizlerin çok yakın zaman içersinde tutuklanacağımızı, işimizin biteceğini de rahatlıkla yazıp çiziyorlardı. Bu alçak gazetecilerin bizimle sıkıntıları olduğundan biz onları ciddiye almıyorduk, ancak bizim telefonlarımızın dinlendiğini Emniyet teşkilatının içersinden güvendiğimiz arkadaşlar da söyleyince biz biraz işin üzerine gittik ve olayın doğru olduğunu öğrendik. Bunun üzerine neden böyle bir çalışma başlatıldığını araştırınca, cemaat ağabeylerinin bizden duydukları rahatsızlık ve cemaate yakın siyasetçilerle ilgili yaptığımız haberler sonucunda ipimizin çekilmesi için böyle bir çalışma başlatıldığını öğrendik. Bu öğrendiklerimizi de siz değerli okurlarımızla paylaşmıştık. Nihayetinde 22 Kasım 2012 tarihinde yani bundan yaklaşık bir yıl önce bize yapılan operasyon da biz tutuklanmayınca aynı cemaat mensupları yeniden bizi dinlemeye almışlar. Düşünebiliyor musunuz, biz bu insanlar için ne kadar önemli bir düşmanmışız ki adamlar bizi bitirebilmek için adeta varlarını yoklarını harcayarak bizi yok etme cihetine gitmişler. Oysaki biz toplum yararına olan işlerle uğraştığımızı ancak ayakta durabilmek için de ticari mücadelemizi devam ettirdiğimizi bizi tanıyan herkes bilir. Bizi bitirmek için bunca uğraş veren insanların şimdi içerisinde bulundukları durumu görünce “Ya Rab sen nelere kadirsin” demekten başka bir şey söylemek istemiyorum.

 Hükümeti yaptığı bu icraatlarda sonuna kadar destekliyorum ancak sadece Dershaneler konusunda daha önce ne düşünüyor idiysem yine aynısını düşündüğümü ifade etmek istiyorum. Hükümet Emniyette, İçişleri Bakanlığında ve bazı kurumlarda ciddi emziklikler başlattı, şimdi yeni bir hamle yaparak adli yargıda da aynı temizliği yapacak girişimleri başlattı, buraya kadar her şey güzel de cemaat mensuplarından talimatlar alarak insanlara her türlü zulmü yapan siyasetçilerle ilgili ne yapacağını çok merak ediyorum. Zira bu şehirde cemaatle yatıp cemaatle kalkan, cemaat ağabeylerinin talimatları ile tuvalete giden siyasetçiler, bürokratlar, yargı mensuplarını çok iyi biliyor ve tanıyorum, bakalım onlarla ilgili ne yapılacak? Zamanı geldiğinde onları da resmedip sizlerle paylaşmak üzere kalın sağlıcakla

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
1 Yorum
Adnan Bahadır Arşivi
SON YAZILAR