ENTERESAN İNSAN MANZARALARI

Bugün size üç farklı insan tiplemesinden bahsedeceğim. Bunlardan ilki; önceki gün telefonla görüştüğüm kibir abidesi, küçük dağları ben yarattım havasında olan bir zavallı. İkincisi eski bir belediye başkanının davranışları. Üçüncüsü ise daha önce imam iken bir kamu kurumuna geçtikten sonra Kavak milliyetçiliğini kullanarak İlkadım Belediyesi'ne başkan yardımcısı olarak geçen ve daha sonra görevden alınan arkadaşın kurduğu bir dernek üzerinden yapmaya çalıştığı saçma sapan işler olacak. Şehrimize üretim yaparak istihdam sağlayan tüm işletmelere elimizden gelen desteği vermeye çalışırız Hiçbir karşılık beklemeden onlardan gelen haberleri yaparız. Talepleri olursa gereği neyse yapmaya çalışırız. Bunlardan bir tanesi ile ilgili uzun zamandan beri şikâyetler almaktayız. Şikâyet konuları ise şirket yöneticilerinin veya ortaklarının uygulamaları yönündeki şikayetler. Savunma sanayisine yönelik iş yapan bu işletmeyle ilgili ciddi şikayetler gelmesine rağmen "şehre istihdam sağlıyor, üretim yapıyor" düşüncesiyle hiç haber yapmadık. 

Bu işletme eski sanayi bakanlarından birisinin çocuklarının işletmesiymiş. İlk kurulduğunda Samsunlu bazı isimleri de ortak almışlar ama daha sonra sermaye artırımına gidip hisselerini düşürünce mahkemelik olmuşlar. Mahkemeleri halen daha devam etmekteymiş. Matbaacı bir arkadaşla da sorunları olmuş. Matbaacı arkadaş bana "Sipariş verdiler yaptım almadılar. Siparişi veren kişi de sipariş verdiğini kabul etmesine rağmen mahkeme o arkadaşı dinlemedi mahkeme aleyhimde karar verdi. Dosya istinafta elimdeki malları yakıp mağduriyetimi topluma anlatmak için haber yapmak istiyorum. Bana yardımcı olur musun?" deyince "Karşı tarafı dinlemeden haber yapmak doğru olmaz" deyip şirket yetkilisini aradım. Adama "Nedir bu durum? Biz sizin haberlerinizi sürekli giriyoruz ve size destek veriyoruz. Böyle bir haber gelince sizi arama gereği duydum. Olay nedir?" diye sorunca ne cevap alsam! “Beyefendi biz olayı mahkemede anlattık. Size neden anlatalım ki?” cevabını verince, bende cevabımı verip telefonu kapattım. Bu birinci insan tipine örnek. Tabiki insan mı değil mi ona da siz karar verin.

Gelelim ikinci insan tipine. Bu arkadaşımız da daha önce benim eski meslektaşım imamken Mehmet Kurt’a "Kavaklıyım, Ak Partiliyim" deyip kendisini bir kamu kurumuna aldırdı. Daha sonra Necattin başkanın ilk döneminde, bakan yardımcısı kadrosunu alıp oradan şube müdürlüğüne atandı. Erdoğan Tok başkan olunca onu görevden aldı, mahkemeye gitti. Mahkemeyi kaybedince belediyeden emekli oldu. Ama daha önce alışkanlık haline getirdiği kitap yazıp belediyelere satma veya bastırma işini Erdoğan Tok döneminde onlara da yapma becerisini kazanan bir arkadaş. Arkadaş bir dernek kurmuş, onu oyuncağı gibi kullanıp, sanki çok bir işe yarıyormuş gibi onun üzerinden belediyelere kitaplar basar, belediyelerde dolaşır. Yani sizin anlayacağınız onunla tatmin olmaya çalışır. İlkadım Belediyesi geçtiğimiz hafta bir kitap fuarı düzenledi ve otuzun üzerinde yazarı bu şehre getirdi, on numara bir kültür faaliyeti yaptı. Ancak bizim böyyüük mütefekkir, edip, şair, dernek başkanı arkadaşı, başkan yardımcısı değil de kültür müdürü arayınca arkadaş darılmış ve organizasyonla ilgili olur, olmaz paylaşımlar yapmış. Ben insan olarak bu arkadaşı severim, en ufak da bir problemim yok kendisiyle ama yaptığı şeyler çok ayıp ve bir o kadar da kendini bilmezliktir. Beni kimse aramadı sadece başkanın davetiyesi geldi, personeli yolladım, haberlerini de yaptım. Bu arkadaş ne yapmaya çalışıyor anlamış değilim. Bu da ikinci insan tipi.

Gelelim üçüncü tipe. Bu arkadaş da benim otuz yıllık arkadaşım ama tutarsız davranışları nedeniyle kendisine ve çevresine verdiği zararları anlatamadığımdan uzaklaştığım bir arkadaş. İnsan büyük konuşmamalı, hiç unutmuyorum ilk seçildiğinde "Seçimi kaybedersem daha aday olmam. Başkaları gibi her seçimde bir yerlere aday olmak asla benim işim değil" demişti. Ama maalesef her seçimde ya aday oldu ya parti değiştirdi ya da başkan adaylarının peşinden koşturdu. Azıcık yerinde oturup üzerine vazife olmayan işlere karışmasaydı değil istediklerini istemediklerini dahi alacak durumdaydı. Ancak çoluk, çocuğun sözüne bakarak, hafif meşrep insanlarla dolaşa dolaşa tamamen ağırlığını kaybedip herkesin dalga geçtiği bir insan haline gelmesi beni de mutlu etmiyor. Tam aksine üzülüyorum. Son yerel seçimde "Otur oturduğun yerde, kime destek vereceksen de gizli ver. Çok tepki var sana" dememe rağmen geçen dönem karşısında olduğu Necattin başkanın yanında yer aldı, en ufak bir katkısı olmadı, aksine zararı oldu. Şimdi de her gittiği yerde aleyhinde konuştuğunu duyuyorum ama işin daha da garip tarafı; adamın aleyhinde konuşurken özel kalemini ve yardımcılarını ziyaret etmesi akıllara durgunluk verecek bir rahatsızlık değil de nedir? Bugün sizlere üç farklı tip insan örneği sundum umarım bu arkadaşlar hatalarını anlayıp kendilerini düzeltirler. Biz yazdık, işimizi yaptık gerisi onlara kalmış kalın sağlıcakla..

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
9 Yorum
Adnan Bahadır Arşivi
SON YAZILAR