BU ŞEHİR BUNLARI HAK ETMİYOR

Hayatımın hiçbir döneminde doğduğum yeri söylemekten çekinmedim ama ırkçılık da yapmadım. Allah kimseye anne babasını ve doğum yerini seçme imkânı vermiyor, bu nedenle de kimseyi şurada doğdun, burada doğdun diye itham etme hakkımız yoktur. Riyakârlığı da sevmem, neysem onu söylerim. Trabzonluysam Trabzonluyum derim, bu konuda Allah kulunun eleştirmesine de izin vermem. Sporla ilgim yoktur ama başıma gelen sıkıntıların en büyüğü Samsunspor’a verdiğimiz destek nedeniyle geldi, hala daha bazı şerefsizlerin o olayı çarpıtarak vermeye çalıştıklarını hepiniz görüyorsunuz. Çocuklarım Trabzonsporlu’dur, başkaları gibi bunu söylemekten de asla çekinmem. Ancak benim bu şehrin markası olan Samsunspor’un mutlaka Süper Lig’de olması için elimden ne gelirse yapacağımı da beni tanıyan herkes bilir. En yakın arkadaşlarım Çarşambalı, Kavaklı muhacirlerden olmuştur, kendi memleketimden yakın arkadaşım hiç olmadı. Konuşmaya sıra gelince bazıları gibi Samsun sevdalısı görünüp arka plana geçince Samsun düşmanı hiç olmadım. Bu şehirde ekmek yiyoruz, merhum babamın mezarı bu şehirde ve bize de emr-i hak vaki olduğunda mezarımızı aldığımız bu şehre defnedileceğiz. 

Bu detayları neden verdiğime gelince; dün gece sahura kalktığımda telefonuma bir tanıdıktan bir mesaj geldiğini gördüm. Mesajda Karadeniz Bölgesinin en büyük kesimhanesinin Akcaabat’ta yapılmaya başlandığı yazıyordu. Başka şeyler de yazmış da burada paylaşmaya gerek yok. Mesajı okuyunca aklıma ta 2005 yılında Vezir Hazretlerinin daha önce özelleştirdiği, borç batağına düşen Büyükşehir Belediyesi mezbahanesi geldi. Rahmetli Ahmet Pala, orası özelleştikten sonra orada çalışmaktaydı, mezbahanenin sorunları vardı, onlarla ilgilenmem için ricada bulunmuştu. Ben de elimden geleni yaptım ama olay beni aşıyordu. Olaya Vezir Hazretlerinin el atması gerekiyordu ama o her ne hikmetse o mezbahanenin kapanması için elinden geleni yaptı ve mezbahane kapandı. Şu anda bu şehirde büyük çaplı tek bir mezbahane yok, özel sektörün bir mezbahanesi var, o da bayağı sıkıntılı. Detaylarına girersek birkaç yazı yazmam lazım olduğundan asıl konumuza devam etmek istiyorum. Akcaabat’ta kurulacak olan mezbahaneyi Tarım Bakanlığına bağlı Et Balık Kurumu kuruyormuş. Şayet bu doğru ise gerçekten bu şehir adına çok ama çok üzülürüm. Zira 2020 yılı verilerine göre Trabzon’un yıllık büyükbaş hayvan miktarı 178.245, küçükbaş hayvan miktarı da 217,518. Samsun’un ise büyükbaş hayvan sayısı 397.627, küçükbaş hayvan sayısı ise 310 bin civarındadır. Yani Samsun’un büyükbaş hayvan sayısı Trabzon’un iki katından da fazla olmasına rağmen bu şehirde bırakın Et ve Balık Kurumunun kesimhanesini Büyükşehir Belediyesinin daha bir kesimhanesi yokken, Akcaabat’ta Karadeniz’in en büyük kesimhanesinin yapılması doğru bir icraat mı? Bu şehir bunu hak ediyor mu? Siz söyleyin.

Önceki gün Bafra bölgesinin vekili Orhan Kırcalı’nın facebook sayfasından tarım bakanına ziyarete gittiğini gördüm. Yanına da her Allah’ın günü hükümetin icraatlarına karşı eylemler yapan şehrin en doğusundaki iki oda başkanını almış. Bir de bunu çok iyi bir şey yapmış gibi facebook sayfasından paylaşmakta. İnsan biraz sıkılır, bu adamlar her fırsatta hükümetin ruhsat verdiği projelerin aleyhinde mitingler düzenleyip, oralarda AK Partili vekillerin aleyhinde verip veriştirmelerine rağmen onları alıp tarım bakanına götürmesi akılara durgunluk verecek bir iş. İşin daha da garip tarafı o oda başkanlarının şehrin en doğusundaki odaların başkanları olması. Orhan Kırcalı ise şehrin en batı bölgesindeki ilçeden seçilmiş bir vekil. Adama sormazlar mı ki ‘Hayırdır arkadaş, senin kendi bölgen varken başka taraflarda işin ne, oranın vekili yok mu?’ diye.

Bu arkadaşımız öncelikli olarak tarım bakanına gidip şu Akcaabat’ta yapılacak olan kesimhaneyi Samsun’a nasıl kaydırırız, Samsun’daki hayvan kapasitesi Trabzon’un iki katı, Suluova’da bulunan kesimhanenin ancak o bölgedeki Amasya, Çorum, Tokat bölgelerine yettiğini, bu yatırımın Samsun’da yapılması gerektiğini söyleseydi onu alnından öperdim. Ama almış yanına her fırsatta hükümetin aleyhinde beyanatlar veren oda başkanlarını, tarım bakanına gitmiş. Bu can sıkıcı bir durum. Ayrıca Sayın Orhan Kırcalı’nın hem ulusal hem de şehrimizin en büyük firmalarından birisi olan KÖYTÜR firmasının sorunlarıyla ilgilenme gereği duymadan yaptığı bu tür icraatlarının yanlış icraatlar olduğunu ve bu şehrin bunu hak etmediğini tekrar ifade etmekte yarar görüyorum. Son olarak bir detay daha vermek istiyorum. Vezirköprü’de yapılmakta olan Gıda İhtisas OSB projesinde de kesimhane yok. Toybelen’de planlanan sanayi alanında böyle bir kesimhane olabilir, bununla ilgili büyükşehir belediye başkanı ve milletvekilleri mutlaka bir çalışma yapmalılar. Şehrimizin geleceği için hepimiz taşın altına elimizi koymalıyız diyerek sözlerime son veriyorum. Kalın sağlıcakla.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
7 Yorum
Adnan Bahadır Arşivi
SON YAZILAR