Bitti Güvercin Masalı....

Eskiden mektup yazıp güvercinle yollama yöntemi vardı. Güvercin burada önemli bir sembol haline geliyordu. Yani yazan kişi, mektubunu barış ve kardeşlik davetiyle birlikte yollamış oluyordu. İşte bu incelik ve sempatidir!
Sizin anlayacağınız; güvercin ne bir postacı ne de önemli mesajları sağdan sola uçuran kanatlı yaratıklardır. Kırmızı kurdele bile bağlarlardı ayaklarına, boyunlarına! Bembeyaz umut rengi ve asil bir duruşu vardır bu kutsal kuşların. Bunu anlatmamım önemli bir sebebi var. Okumuş olduğum ve beni ilgilendiren bir konudan yola çıkmak istiyorum. Bilim adamları ana haber bültenlerine bir araştırmanın raporunu sunmuşlar. Bu araştırma Avrupa sınırları içerisinde yer alıyor. İçerik oldukça enteresandı:
Cep telefonu ve internette elektronik posta (e-mail) gibi teknoloji ürünleriyle mesajlaşan insanlar, geçmişteki "güvercinle mektup yollama" yöntemini bir fıkra olarak nitelendiriyormuş bu devirde. Hatta değil güvercinin varlığından söz etmek, el yazısıyla mektup yazmak, çalışkan bir çocuğa "inek" denilmesiyle bir tutuluyormuş! Bu açıklama hem komik, hem de yazık dedirten bir türden. Emek harcamak ve özel olmak ne zamandan bu yana "inek" kelimesiyle anılır oldu?
Uzakta sevgilisini dört gözle bekleyen sevgiliye inek değil, zeki demek gerekir! El yazısı insanın karakterini ve mantığını yansıtır. Tembel yerine çalışkan ve aktüel olduğunuzu gösterir. Ama teknoloji sayesinde mesajlaşanların karakterleri bilgisayar alfabesi ve harf tiplerinden dolayı aynı. Yani sırf mesajlaşma ve e-mail atmak için teknoloji kullananların farklılıkları yok. Özel yerine sıradan ve hepsi aynı cephede ezik durumdalar!
Bilim adamlarının açıklamaları beni üzdü diyebilirim. Nedeni çok basit! Eskiden beyaz güvercinler sayılamayacak kadar çoktu der anlatanlar. El yazısıyla mektup yazmak yerine, hatta mektuplaşma kültürünü sürdürmek yerine, klavye üstünde iki parmak hareketi felsefe ve edebiyat, yani yazarlık eğitimi oldu(!) Bu işe daha derin bakabiliriz. Beyaz güvercinler bu devirde daha az görülür oldu mesela.
Teknoloji gelişimin adını da alsa, güvercinlerin bu durumdan hoşnut olduklarını sanmıyorum. Tabi teknoloji dediğime bakmayın. Asıl soru, 'Bilim ne kadar biliyor da bunu bilemedi'dir. Bugün "kültür ve gelenek" düşmanları o güvercinlerin kanatlarını zavallı beyinleriyle kesmiş oldular. Uçmuyorlar değil... Bu değişimi onların özgürlüğünü çalarak yaptılar! Doğal ve orjinal bir gelenek gitti ve yerine teknolojinin sistematik geleneği geldi. Yenisine "Santral iletişim" diyebiliriz! Ama şimdi intikam alıyor o beyaz güvercinler farkettiniz mi?
Değil umut beyazı, her yer gri ve siyah güvercinlerle dolmaya başladı. Bunun da ne anlama geldiğini umursamayan düşkünler düşünsün bence!

Not: Ramazan ayı boyunca sizlerle olamadım. Bunun sebebini "yoğun ve süresizlik" kelimeleriyle ifade edebilirim sadece. Fakat İslam Aleminin geçmiş Ramazan Bayramını Barış ve Sevgi dileklerimle kutluyorum!

Önceki ve Sonraki Yazılar
Arşivi
SON YAZILAR