ZALİMİN ZULMÜ KARŞISINDA SESSİZ KALAN ŞEYTANDIR

       Merhaba değerli okurlarım

 Bu hafta sizlerle Gazze'de olanlar ve İsrail'in insanlık dışı zulmünden bahsetmek istiyorum.

    İsrail kurulduğu 1947 yılından itibaren gerek bölge de gerekse dünyada bir kargaşa aktörü olmuştur. Kendisinin dışındaki hiçbir devletin veya halkın hakkını, hukukunu tanımayan tutumu devam etmiştir ve devam etmektedir.

    Bu konuda özellikle ABD desteği hep arkasında olmuştur. Bunun en bariz ve yakın örneğini birkaç gün önce ABD Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Jen Psaki'ye günlük basın brifinginde İsrail-Filistin gerginliği ve Gazze ile ilgili açıklamasında '' İsrail'in kendini savunma hakkını destekliyoruz'' açıklamasında bulundu.

ABD den gelen bu basın açıklaması beni hiç şaşırtmadı açıkçası.

      Açıklamanın dayandığı gerekçe ise birkaç İsrailli'nin öldürülmesini bahane göstermekteler. Faili meçhul birkaç İsrail vatandaşı öldürüldü diye Gazze'yi yakıp, yıkıyor yüzlerce insanı katlediyor, onlarca bebeği vahşice öldürüyor dünya ise bu vahşete seyirci kalıyor.

    31 Mayıs 2010 tarihinde Gazze'ye giden insani yardım gemilerine israil'in düzenlediği baskını hatırlayalım biraz. Mavi Marmara Baskınında 6 ayrı gemide 32 farklı ülkenin onlarca vatandaşı vardı. Yaklaşık 80 kadar insan yaralandı onlarca insan öldürüldüğünde sen nerdeydin ABD. Bu gün çıkmış İsrail'in üç beş faili meçhulünü sahipleniyorsun.

    Mavi Marmara insani yardım gemilerinin birinin içerisinde ilçede herkes tarafından sayılan, sevilen benimde yakından tanıdığım ve kendisini hep örnek almaya çalıştığım, çok özel bir insan Sn. Hüseyin MUTLU ' da vardı. Yapılan o baskında ayağından yaralanmıştı, Mavi Marmara mağdurlarının ülkemize dönüşünün ardından sn. Mutlu ile yaklaşık 3 saat kadar söyleşi yapma imkânı bulmuştum.

    Gemide yaşananlar İsrail komandolarının silahsız ve amaçları sadece Filistin ve Gazze'ye yardım götürmek olan yüzlerce güzel insana yapılan acımasız saldırıyı anlattı, tüylerim ürpermişti.

    İşte o gün bu gün insan olmayan farklı ucube yaratıklardan nefret ediyorum.

   Bugün İslam coğrafyası cayır cayır yanıyor, kan gövdeyi götürüyor, yüzlerce insan öldürülüyor, hatta Bebekler öldürülüyor, fakat bu kanayan yaradan, arşa yükselen mazlum sesinden etkilenen Müslüman sayısı yok denecek kadar az.

    Türk milleti yüz yıllardır Yahudi, Hristiyan, Müslüman ayrımı yapmadan mazlumların yanında olmuş, komşularına zulüm eden ülkelere, halkına Zulüm eden devletlere karşı hep gereğini yapmıştır.

     İsrail'in yaptığı bu acımasız kıyıma karşı seyirci kalamayız, bizlere, ülkemize çok iş düşmekte. Filistin'deki Gazze'deki zulüm gören Müslümanlara sahip çıkmak, bu kıyıma son verilmesi için gerekli en ciddi uyarıların yapılması, hatta bu zulüm'ün bitmesi için gerekli hamlenin yapılması elzemdir.

   Yaşadığımız yüzyılda Ortadoğu'nun baş belası İsrail'in Müslümanlara yaptığı bu kıyıma, artık dur deme zamanı geldi de geçiyor bile, devlet büyüklerimiz gereken uyarıları vermekteler, Lakin ne kadar yeterli tartışılır, bizlere düşen ise Müslüman bir millet olarak bu katliama seyirci kalmayıp üzerimize düşeni yapmak.

   Peygamber efendimiz HZ. Muhammed (sav) hadisi şerifinde '' Zalimin zulmü karşısında susan dilsiz şeytandır '' buyurmuştur. Bu nedenle günlerdir bu zalim devlete karşı yapılması gerekenleri düşünüyorum.

    İnternet de İsrail mallarına karşı büyük bir boykot kampanyası sürmekte. Ben kendi adıma elimden geldiği kadar bu zalimlerin mallarını almamaya çalışıyorum. Bazıları seninle benimle bu iş olur mu diye bana söylemde bulunuyorlar lakin ben de zalimin ateşinde benim bir odunum olmasın, safımız belli olsun diyorum.

     Bebek katillerinin bu yaptıkları katliama, zulme sessiz kalmayalım.

Esen kalın