Semiha Sandıkçı

Semiha Sandıkçı

Var mısın ki yok olmaktan korkuyorsun?

"Var mısın ki yok olmaktan korkuyorsun" kitabında Farabi'nin insan ve toplum konusunda ki görüşleri şöyledir:

Farabi toplumların cahil şehirlerde yaşadığını,bireyleri gerçek mutluluğa götürecek erdemli şehirlerden uzakta olduğunu söyler.Farabi dünyadaki devletlerin de erdemli devletten uzak olduğunu söyler.Bu devletlerin toplumlarını şöyle sıralar:

Cahil şehir:Bu şehrin insanları gerçek mutluluktan habersiz, dünya zevklerine saplanmış insanlardır. Bunların yöneticileri de kendileri gibi cahil ve zevk düşkünü insanlardır...
Farabi cahil tanımını yaptıktan sonra cahil şehri de kendi içinde şöyle sınıflara böler.

Zaruret şehri: Yaşamın zaruri ihtiyaçlarından ibaret olduğu bu şehirde beslenme ve insanın temel ihtiyaçları dışında hiçbir şey önemli değildir.

Zenginlik şehri: Halkın zenginlik içinde yaşadığı ancak kendilerinden başka kimsenin düşünülmediği şehirdir...

Düşüklük şehri: Tamamen hazza dayalı, insanların sehvetlerinden başka birşey düşünmediği, eğlence peşinde koşan insanların olduğu şehir...

Şeref şehri: Halkın tamamen ün ve övgü peşinde koştuğu şehir...

Güç şehri: Halkın tamamen kendilerini herkesten çok daha güçlü hissettiği ve başka insanlara ve toplumlara hükmetmekten zevk alan şehir...

Farabi erdemli insanın erdemsiz toplumların içinde olmasının onu körelteceğini ve gerçek kişiliğini zedeleyeceğini düşünmektedir. Bu tıpkı insanın içerisinde yaşadığı toplum ve çevresi tarafından şekillendirilmesi gibidir. Çünkü her insan kendi çevresindeki beş insanın toplamıdır. İnsanı ne yazık ki içinde bulunduğu çevre ister istemez etkilemektedir.

Bu tanımları okurken sadece şehir olarak düşünmeyin.Şehir, ülke,topluluklar,aile yapısı,birey olarak da düşünüp, tefekkür edin.Ya da kendi içinizdeki şehri düşünün,kendi şehrinizi, dünyanızı.

Ben okurken ve düşünürken Gazze'yi hangi şehre sığdırabiliriz diye düşündüm.İnsani hiç bir yaşamın kalmadığı bu kadar zulme, işgale, ölüme maruz kalmış şehri nasıl bir tanım içine koyabiliriz ?Bulamadım.
Ya İsrail'i???

Güç şehri tanımında ABD ve İsrail'i düşünsek olur ama yetersiz kalır.Dünyanın başına eşkıya kesilmiş bu devletleri hangi tanımla açıklarız bilemedim.

Gazze'yi tanımlarken çok dokunaklı kelimeler kullanıyoruz ama cesaret kelimesini,korkusuz ,sadaket kelimelerini unutuyoruz.

Küçücük yaralı bir çocuğun" Kudüs'e feda olsun" sözü cesarettir.Toprağına sadakatidir.Başka bir çocuğa" korkuyor musun? "diye sorulduğunda "Korkmuyorum,Allah büyüktür!" diyor. Allah'a güvenin cesaretidir.

Yüzlerce bombalamanın olduğu bir yerde, aç,susuz, elektriksiz,yakıtsız, yaralansa tedavi göremeyen,hastaneleri, okulları,ibadethaneleri yok edilmiş insanların zorla topraklarından sürülmek istenirken"Biz topraklarımızda kalacağız "diye ısrar etmesi sadece cesaretle de anlatılamaz. Çok daha yürekli,yüce kelimeler bulmak lazım. Korkaklar şehri diye tanımını yok Farabi'nin, bu tanımını da ben ekleyeyim.

Korkaklar şehri: Bana dokunmayan yılan bin yaşasın kafasında olan,ne olursa olsun suya sabuna dokunmayan,tepki göstermeyen,pek bir şey hakkında da fikri olmayan, aslında bunun içinde çaba harcamayanların şehri. Aman işimden olmayayım,aman aşımdan olmayayım,hiçbir luksümden vazgeçmeyim,kime ne olursa olsun,ben keyfinden olmayayım diye düşünürler. Fikrini ve tepkisini göstermeye cesaret edemezler.O küçücük çocukların cesaretinin, yüreğinin yarısı yoktur onlarda. Kendi şehirlerine, dünyalarına o kadar düşkündürler ki,hep bu devran böyle sürer zannederler,bizim de başımıza gelebilir diye düşünmezler.Ölümü her an görür ama kendilerine de bir gün gelir diye konduramazlar.O küçücük bedenleri kanlı, sarılıp yanyana dizilmiş çocukları gördüklerinde,yavrularını kaybetmiş yüreği kanayan annenin feryadını duyduklarında gözleri yaşarmaz.Çünkü kendilerinden başkasına duyarsızlardır.

Bu korkaklar şehrinde yaşayanlar içlerinde zenginlik, düşkünlük,zaruret ve şeref şehrini de barındırırlar.Ama vicdan,erdem,sadaket ,adalet gibi duyguları içlerine hapseder,onları da yok sayarlar.
Savaşlar olmasın, çocuklar ölmesin.Yuvalar bombalarla dağılmasın.Artık susanlar da ses çıkarsın.
Bu dünya Gazze'de babasını şehit vermiş bir çocuğun "NEDEN BABA??'sorusunun cevabını verebilir mi?

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Semiha Sandıkçı Arşivi

KANIT

18 Aralık 2023 Pazartesi 13:57
SON YAZILAR