Semiha Sandıkçı

Semiha Sandıkçı

GÜNEŞ BATIDAN DOĞUYOR

Bazı İslam alimleri "Batı İslam'a gebedir, günün birinde onu doğuracak" demişler.
Evet doğum vakti geldi, sancılar Filistin ile arttı, doğum başladı. İnsana verilen değerin, huzurun, mutluluğun, tüm güzelliklerin kaynağı İslam'da olduğu görülmeye başlandı.
Müslümanlar batıya gebe iken, onlar gibi yaşama hevesinde kimliğini kaybederken, batı kitleler halinde İslam dinine geliyor. Bizim özümüzdeki değerler zamanla keşfediliyor ve batı bu tarafa meylediyor.


Bunun en büyük mimarı da Filistin'deki teslimiyetin, Allah inancının, imanın büyüklüğü. Bu kadar acıya, bu kadar katliama rağmen sadece Rabbine sığınan insanların büyüsü. 101 gündür yaşanan insanlık dramına biz izlemeye dayanamazken onlar nasıl bu kadar dirayetli ve inancı sarsılmadan katlanabiliyorlar insanların aklı almıyor, merak ediyorlar. "Bu nasıl olabiliyor?" diyorlar.
Avrupa'daki İslâmî Kuruluşlar Başkanı diyor ki; "Gazze olaylarından önce İslam'ın bu kadar kabul gördüğüne şahit olmamıştık. Daha önce bir günde en fazla 80 kişi müslüman olmuştu. Gazze olaylarından sonra sadece bir ülkede 400 den fazla kişi müslüman oldu. Daha ilginç olanı da bu kimselerin gençler, çoğunluğun da genç kızlar olması. Fransa gibi bir ülkede Gazze olaylarından bu yana 20.000 den fazla genç erkek ve kız müslüman oldu. Daha önce bu sayıya hiç ulaşamadık.
18 yaşından küçüklere ebeveynleri olmadan şahitlik belgesi vermiyoruz. Gençlerden bazıları bunu biliyor ve ebeveynlerini alıp geliyorlar. Buna çok şaşırıyoruz, ebeveynleri çocuklarının Müslümanlığına şahitlik ediyorlar. Onlara "Neden İslam'ı seçtiniz?" diye soruyoruz. Diyorlar ki; "Gazze'de yaşananlar sebebiyle orada bazı insanları gördük. Biz Gazze'de Allah'ı gördük. Gazze'de kendisine hakkıyla ibadet edilen gerçek bir ilah gördük."


Sübhanallah!


Oysa biz müslümanlar nasıl gaflet içindeyiz, onların gördüğünü görebiliyor muyuz? Biz müslümanız diyoruz ne kadar İslam'ı tanıyor ve yaşıyoruz? Hiç kendimizi sorguluyor muyuz? Biz bu olaylardan üzerimize düşen dersleri alabiliyor muyuz?


Onlar merak edip araştırıp, Kur'an'ı okuyup İslam'a giriyorlar. Müslümanlar ise evinin içindeki, elinin altındaki Kur'an'ı bir kere açıp okumuyor, ne anlatıyor bana diye merak etmiyor. Sorarsan herkes "Elhamdülillah Müslümanım" diyor.


Bakın onlar ne diyor, ben susayım, onlar anlatsın:
Amerikalı bir kadın anlatıyor; "Kur'an okumaya başladım ve 53 yaşındayım. Aslında üniversitede biraz okumuştum, değer dinleri de. SONRA DAHA ÇOK GENÇ OLDUĞUMU DÜŞÜNÜP, başka şeylere yöneldim. Ama İslam'da dilime dolanan bir cümle vardı: "La ilahe illallah" İslâmî bir dua. O zamandan beri 30 yıldır ne zaman zor bir zaman geçirsem bunu tekrar ediyordum. Müslüman değildim ama bu bir şekilde Tanrının bana ulaşma şekli gibiydi. Sonra sosyal medyada biri bana "bir saat kesintisiz Kur'an oku ve nasıl hissedeceğini gör" dedi. Dün geceden beri okuyorum ve ben eski ben değilim, bu büyük bir şey ve okumayı bırakamıyorum. Açıkcası bir çok insanı etkileyen şeylerden biri de Filistin halkının inancıdır. Bunu da Kuran'da buldum. Bakara süresi 154-157 ayetlerde.
"Ve sakın Allah yolunda öldürülenlere ölüler demeyin, hayır onlar diridirler. Fakat siz bunun şuurunda değilsiniz."
"And olsun biz sizi biraz korku, biraz açlık ve bir parça mallardan, canlardan ve ürünlerden eksiltmekle imtihan edeceğiz. Sabredenlere müjdele!"
"Onlara bir musibet isabet ettiğinde derler ki: "Biz Allah'a aitiz ve şüphesiz O'na döneceğiz" Rabbimizden bağışlanma ve rahmet bunların üzerinedir, hidayete erenler de bunlardır."
Acımasızca bombalanırken ve saldırıya uğrarken inancını savunanları şimdi daha iyi anlıyorum." diyor. Kur'an ayetlerinde Filistinlileri görüyorlar, Filistinlilerde Kur'an ayetlerini. Bir başka ABD'li kadın gözyaşlarıyla anlatıyor; "Filistinlilerin kalbinde Tanrının delillerini görüyorum. Bir şey dikkatimi çekti ve muhtemelen siz de fark etmişsinizdir. Bilirsiniz bir meyve ağacını meyvesinden tanıyabileceğinizi söylerler. Filistinlilerin de ne kadar tatlı meyveler verdiğini fark ettim. Ve eğer bir Tanrı varsa, Filistinlilerin ve müslümanların Tanrının seçilmiş halkı olduğuna inanıyorum. Onların kalplerinde, şevkatli davranışlarında Tanrının delillerini görüyorum. Onlar gerçekten çok güzel insanlar. 11 yılımı muhafazakar bir Hristiyan kilisesinde geçirdim hiç bu tür meyveler görmedim. Hayır yanına bile yanaşamazlar. Onlar sadece dinlerini yaşıyorlar, ama bu durumu daha da kötüleştiriyor. Çünkü şeytani güçler bu güzel insanlara zulmediyor. Ve bence bizi onların adaleti için daha çok savaşmaya iten şey de bu, çünkü onlar bunu hak ediyor. Ve eğer Tanrı varsa, bu insanlar O'nun halkıdır."


Ne kadar güzel görüp ne de güzel anlatmışlar. Dışarıdan bir bakış anlatsın isterdim.
Filistinli müslümanlar çok büyük acılar, zorluklar yaşıyorlar ama öyle büyük bir mükâfat onları bekliyor ki. Onlar büyük bir fener yaktı, karanlığa doğru koşarak giden insanlara. Şimdi Şem'e koşan pervaneler misali, o yanan ışığa koşuyorlar.


Peki biz hangi ağacın meyvesiyiz? İslam ağacının tatlı meyvesi mı? Yoksa o ağacın çürümeye başlamış meyvesi mi?


Filistin'e bakan Filistin'de dirilirken, bize bakan ne görüyor? Biz neye bakıyor, ne görüyoruz?
Artık uyanış başlamışken, uyuyanlardan mı olacağız?
Artık kıyamet için Güneş batıdan doğacak diye beklemeyin.
İslam güneşi batıdan doğuyor, görün ve anlayın!
Gökten yağmur yağmur yağacak renkler
Daha hoş kokacak otlar, çiçekler
Ardından bitmeyen mutlu gerçekler
Bir sabah gelecek kardan aydınlık.
Vurulup ömrünün ilkbaharında.
Kanında çiçekler açar yarında
Cümle şehitlerin omuzlarında
Bir sabah gelecek kardan aydınlık.
(A.Karakoç)

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Semiha Sandıkçı Arşivi

KANIT

18 Aralık 2023 Pazartesi 13:57
SON YAZILAR