Tekrarı yoktur bazı şeylerin.

Hayat gibi, aşk gibi, ömür gibi şeylerin tekrarı yoktur. İmkanları elverdiğinde kıymet bilmeli insan. İçtiğimiz su misali akıp geçiyor zaman. O an bir daha yaşanmıyor. Söylediğin söz gibi ömür, çıktımı ağızdan geri alınmıyor. Yanlışların düzeltilmesi diye bir şey yok. Keşke kelimesinin yaşantımızda, ne kadar az kullanılacağı da insanın kendi elinde.

Yenilginin takısıdır keşke. Harcanmış hayatların, bastırılmış duyguların, yaşanmamış ya da ertelenmiş güzel günlere ağıttır keşke. Dünyaya geliş sebebimiz her ne ise de yaşamak için çok sebeplerimizin olduğu bir gerçek. Bize sunulan hayatın kıymetini yaşarken bilmeli. Çocukluğumuzda açıktır kapılarımız geleceği içeri alırız. Yaş ilerledikçe zaman daralır. Daralan zamana sığdırmak isteriz farkında olduklarımızı. Ayıplarla, günahlarla büyüdüm bende birçok hem cinsim gibi. Annem annesinden gördükleri, duydukları ve aşamadığı dünyasında yaşadıkları ile örnek oldu bize. Kız çocuğunun bakkala gitmesinin ayıp ve yasak olduğu yıllarda çocuktum ben. İlk çocuğum kız olduğu için çok ağlamıştım. Büyük kızıma aş erdiğim günlerde çok vakit yemeğini yediğim, karşı komşum Hanife Abla kıza hasret. Dünya tatlısı üç erkek evladı vardı kızmıştı bana. Anlatamamıştım yüreğimdeki yaşanmamışlıkların sebebini. O yıllarda hayatımın ellerimden alındığını. Kız çocuğuna olan toplum baskısının, yıkılmaz tabuların verdiği ziyanı anlatamamıştım, gözyaşlarımın sebebini. Sonrasında çok pişmanlıklar yaşadığını biliyorum rahmetli babamın. Bu sebeple olmalı ki; gözlerini hayata yumduğu sabahın gecesine kadar düşündü beni. Yaşı kemale ermiş insanlardan duyarız çoğu zaman “şimdiki aklım olsaydı”

Bir Çin ata sözünde denildiği gibi “ Kopan bir ipe sıkı bir düğüm atarsanız, ipin en sağlam yeri artık bu düğümün olduğu yerdir. Ama ipe her dokunduğunuzda canınızı acıtan tek nokta o düğümdür “. Yıllar geçse de yaşanılan hiçbir şey unutulmuyor. Güzel sözler de kötü sözlerde duruma göre, bazen çok iyi bir anı olsa da, kimi zaman şakaklarda ki akların sebebi de olabiliyor. Yakılan mektuplar da ki altı kırmızı kalemle çizili cümlelerin içeriği, o gün bugünkü gibi idrak edilseydi, yaşam rotası burası olmayacağı kesindi.

 En sevdiklerine kırılır insan. En çok onlardan bekler güzel olan her şeyi. Anlatamadığını bilsin ister leb demeden. Dara düştüğünde, kelimeler anlamını yitirdiğin de gözlerinden anlasın. Uykusuz geçen gecelerde uyuyamadığını bilmek ister. Hayat rotasını değiştirdiğinde kendi kararı da olsa saygı bekler. Ekmeğini paylaşsın değil de, ucundan azıcık bölsün ister. Karnı doyarsa gözleri de görür, aklı da çalışır insanın. Aldığı kararlarda mantıkla yoğrulur ki; herkes mutlu olur.

 “ Silgi kullanmadan resim çizme sanatına hayat denilir” John Christian. Tekrarı olsaydı yitip geçen zamanın anlamı olmazdı birçok şeyin. Geriye dönüp kim bakardı yaşanmışlıklara. Hatalar, yanlışlar toplanıp çıkartılır mıydı?  Artıların eksiler den fazla, kıymet bilip, değer verenlerin çok olacağı bir yaşam dileklerimle. Sevgimle kalın,

 Sema…

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
1 Yorum
Sema ÖZTEKİN Arşivi
SON YAZILAR