ÖNEMLİ OLAN KİMİ MUTLU ETTİĞİMİZ

Allah’a hamdü senalar olsun ki on bir ayın sultanı olan Ramazan ayına kavuşmuş bulunmaktayız. Her Ramazanda olduğu gibi bu Ramazan ayında da alimi cahili, şeyhi müridi, samimisi gayri samimisi herkes din adına bir şeyler konuşmaya çalışmakta. Herkes olmuş allame, herkesin derdi kendi inandığı dini topluma lanse etmek, toplumu kendi inandıkları yöne ikna etmek. Kimine göre orucu bozan şeyler farklı kimine göre kefaret yok, kimine göre okunan Kuran ölülere gitmez kimine göre şefaat yok, kimine göre şeyhinin himmeti olmadan cennete girilmez kimine göre Allah’la aranıza aracı koymak şirktir, kimine göre namaz Yahudilerden alınmadır kimine göreyse Kuran İslam’ı yaşamada yeterlidir hadise icmaya kıyasa gerek yoktur.  Bize göre ise edille-i şer'iyye dörttür.  Bunlar Kuran, sünnet, icma ve kıyastır. Herkes kafasına göre veya anladığına göre, meşrebine, canının istediğine göre konuşuyor ama bu konuşulanlardan kim mutlu oluyor asıl buna bakmak lazım. Bu konuşulanlardan Allah ve resülü mü mutlu yoksa İslam’ı yaşamak istemeyen, sadece papağan gibi okunup duvarda asılı olan bir süs kitabı olarak kalmasını isteyenler mi mutlu oluyor buna bakmak lazım.

Öncelikli olarak şu bir gerçek ki Kuran hem bu dünyada hem de ahirette mutlu olmamız için Allah’u Teala tarafından bizlere indirilen mükemmel ilahi bir kitaptır. Bu kitapta Rabbimize kulluktan başlamak suretiyle beşeri münasebetlerimize, komşuluk hukukuna, alışveriş hukukuna, kısacası aklınıza gelebilecek her türlü sosyal münasebetlere varıncaya dek her şeyin en güzelini en doğrusunu anlatmaktadır. Bizden önceki kavimlerin yaşadıklarından kıyamet gününe yaşanacaklara dek pek çok şey Kuran-ı Kerimde bize anlatılmaktadır. Amaç insanlığın dünya ve ahiret hayatını mutlu etmektir. Bu nedenledir ki Kuran’ı okurken ve anlamaya çalışırken önce amacının ne olduğuna bakmak zorundayız. Bizlerin dünya ve ahiret mutluluğunu isteyen ve bunun için bizlere öğütler veren Rabbimizin emirlerini iyi okumak zorundayız. Aliminden cahiline herkesin bakış açısı samimi ve dürüst olmak zorundadır. Kuran’dan zorlamalarla hükümler çıkarmaya çalışmak art niyetli insanların işidir. Ayrıca on dört asırdan beri uygulanagelen bir Kuran ve sünnet anlayış ve yaşanış biçimini kafamıza göre değiştirmeye çalışmanın ne anlamı var onu da anlamış değilim. 

Konuşmaya sıra gelince Kuran’dan bahsedenler yaşam biçimlerine bakıldığında Kuran’la ve sünnetle ilgisi olmayan bir yaşam yaşıyorlarsa onların dediğine asla inanmam. Rahmet ayı olarak bilinen Ramazan ayında toplumun inanç hassasiyeti bilindiğinden herkes kafasına göre Kuran ahkamı anlatmakta, burada aslolan yapılan anlatımların kimi mutlu ettiğidir. Şayet Allah ve resülü bundan mutlu olacaksa eyvallah hiç sıkıntı yok ama sırf İslam’ı yaşamayan insanları mutlu etmek için zorlamalarla hüküm çıkarılmaya çalışılıyor ise Allah bunun hesabını sorar. Bırakın millet kandil gecelerini kutlasın, namaz kılsın, Kuran okusun, nafile ibadet yapsın. Evet efendimiz döneminde kandil kutlamaları yoktu ama o ve sahabe-i kiramın her gece teheccüd namazına kalkıp saatlerce ibadet ettiklerini de unutmamak lazım. Kandil gecelerinde insanların ibadet etmelerine karşı çıkanların alternatif olarak neyi önerdiklerini de merak etmiyor değilim. 

Netice-i kelam, toplumu aydınlatmak adına ortaya çıkan alimler, cahiller, hocalar ve şeyhler önce amaçlarının ne olduğunu söyleyecekler ondan sonra düşüncelerini ortaya koyacaklar. Anlattıklarından Allah ve resülü memnun olacaksa eyvallah biz de onlarla beraberiz yok anlattıklarından İslami yaşantısı ve endişesi olmayan insanlar mutlu olacaksa o zaman başka kapıya gidecekler. Allah, Kuran’da namaz kılın, oruç tutun, zekât verin diyor birileri çıkıp salat kelimesi namaz anlamına gelmez diyorsa ben bunda iyi niyet aramam. Dinimizin reforma ihtiyacı yok, yaşanmaya ihtiyacı var. Namazı, zekatı, haccı ortadan kaldırmaya kalkarsanız değil İslam dininin gereğini yapmak dört büyük dinden hiçbirinin dediğini yapmamış olursunuz. Zira namaz, oruç, hac gibi pek çok ibadet sadece İslam dininde yok, tahrif olmamış diğer dinlerde de var. Hani bazı aklı evveller namaz Yahudilikten bize geldi diyorlar ya Hazreti İbrahim’in Hanif dininin gereği olan bu ibadetler her dinin gereğidir. Allah resülünün ortaya koyduğu yaşam biçimi Kuran’ın emrettiği yaşam biçimidir, bunların dışında yenilik peşinde olanların iyi niyetli olduğunu düşünmüyorum. Ya meşhur olmak için bu tür hezeyanlarla uğraşıyorlar ya da kendilerine verilen görevi yerine getiriyorlar. Bunun dışında başka bir şey olduğunu düşünmüyorum. Sanırım matlup hasıl olmuştur. Bugünlük de bu kadar, kalın sağlıcakla.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
1 Yorum
Adnan Bahadır Arşivi
SON YAZILAR