OBJEKTİF VE İNSAFLI OLMAK LAZIM

Basın, toplumun gözü kulağı ve vicdanıdır. Konuştuğunuz söz unutulur ama yazdığınız yazı aradan yıllar geçse de kayıtlarda kalır ve karşınıza çıkar. Bu nedenle yazdığınız yazıya çok dikkat etmek zorundasınız. Dün yazdığınızla bugün yazdığınız tezat oluşturursa anında karşınıza çıkarılıp hesabı sorulur. Allah’a hamdü senalar olsun ki on iki yıldır bu işi yapıyoruz, henüz öyle bir durumla karşılaşmadık. Dün nerede durduysak bugün de aynı yerdeyiz. Karşı durduğumuz insanlar dün kimlerse bugün de aynı kişiler. Bu işi yaparken zaman zaman çok sinirlenip eleştirilerimizi sert yapmış olsak da asla doğrudan ayırmamaya özen gösterdik. Bu ölçü çok önemli bir ölçüdür. Bu dünyanın üstü varsa altı da var, elimizi vicdanımıza koymak zorundayız. Bu detayı vererek yazıma başlama nedenim; son günlerde basın camiasının siyasetçilerle ilgili yapmış oldukları haberleri görünce olaya müdahale etme zarureti hâsıl olduğunu düşündüm. Diyecesiniz ki yapılan bu haberlerin gerçeklik payı yok mu, elbette var ama az insaflı ve vicdanlı olmak zorunda olduğumuzu da unutmamak lazım. Dikkat ederseniz CHPli Cemil Deveci’den, İYİ Partili Necattin Demirtaş’a, AK Partili başkanlara dek hiç birine yüklenmiyorum, neden yüklenmiyorum derseniz izin verin izah edeyim.

Cemil Deveci’nin devraldığı belediyeyi devreden arkadaşımız da sevdiğimiz bir arkadaşımız. Merhum babasıyla 1982 yılından ölümüne dek güzel dostluklar yaptığımız bir abimizin oğlu. Ancak bıraktığı belediyede o kadar büyük bir borç vardı ki işin içinden çıkmak için ya maliye bakanı olmak lazım ya da banknot matbaasının yanınızda olmalı. Muhalefet partisinden seçilen bir başkanın bu yükün altından çıkması o kadar zor ki anlatamam.  O nedenle de Cemil Deveci’ye destek olmak gerektiği kanaatindeyim. İlkadım’da durum farklı mı derseniz; orada da ciddi anlamda ekonomik sıkıntı var. Necattin Başkan seçildiğinde hayırlı olsun ziyaretine gittiğimde enteresan bir şey demişti bana. Neydi o enteresan şey derseniz; belediyenin ekonomik bilançosunu görünce birkaç gece uyku uyuyamadım ve istifa etmeyi düşündüm dedi. Bu durum gerçekten zor bir durum. Eski Başkan Erdoğan Tok, arkadaşımız, partilimiz ama bu gerçekleri de görmezlikten gelemeyiz. Ortada ekonomik sıkıntıların olduğu ayan beyan ortada, bunları yok kabul etmek hiçbirimizin kabulleneceği bir durum değil. O nedenle Necattin Başkanı da hiç eleştirmedim. Kaldı ki ekibindeki arkadaşlar da güzel insanlar, her insanın hatası olduğu gibi elbette ki onların da hataları var ama sırf belediyeden istediğimiz ekonomik desteği alamıyoruz diye her gün aleyhinde yazıp çizmek doğru bir davranış bir değil.

Basının ayakta durması için elbette desteğe ihtiyaç var ama bu arkadaşlar geçmişte belediyelere öyle yüksek faturalar kesmişler ki aklınız durur. Şimdi bunu bulamayınca adeta çılgına dönmüşler. Belediyelerde para olsa belki başkanlar bunlardan defi bela esirgemeyip verecekler ama belediyelerin bütçeleri adeta borç batağında olduğundan verecek imkânları yok. Basın camiasındaki arkadaşların yapması gereken şey benim gibi farklı alanlarda iş yapmaktır. Basın işi para kazanma işi değil, topluma hizmet işidir mantığıyla hareket ederseler bu iş çözülür. Ama altı üstü olmayıp sırf basından malı götürmek isteyen bazı uyanıkların geçmişte belediyelerden aldıkları milyonlarca liralık paraları şimdi alamayınca her gün yazıp çiziyorlar ama yemezler, başka kapıya gidecekler. Biz bu şehirde yıllardır gazetecilik yapıyoruz, kimseden bir şey istemediğimiz halde adamların verdikleri çekleri niye ödemiyorsunuz diye arayıp haber yapınca mahkemeden ceza aldık. Şimdi bunlar her Alllah’ın günü dilenciler gibi başkanlardan para istiyorlar kimsenin sesi soluğu çıkmıyor.
 
Bir belediye başkanı anlattı bana, bir gazatacı ve patronu tam on altı defa yanına gidip destek istemişler. O da onlara demiş ki, “Ben bu topluma söz verdim, milletin parasını heba etmeyeceğim, kimseye hak etmediği bir lira vermeyeceğim. Kusura bakmayın kimseye vermediğim gibi size de veremem, istediğinizi yazıp çizebilirsiniz.” O çakallar da ondan sonra her Allah’ın günü yazıp çizmeye başlamışlar. Başkanın umurunda değil,  bana göre de çok doğru yapıyor. Tüyü bitmemiş yetimin parasını bu şerefsizlere vermediği sürece sonuna kadar her başkanın yanında olacağım. Herkes gitsin adam gibi işini yapsın, öyle elli liraya bir site kurup gazeteciyim diye ortaya çıkmasınlar. Bu iş öyle zannettikleri gibi havada bulup tavada yeme işi değil. Emek, çile ve bedel ödeyerek ellerinle kazıyarak bir yere gelme işidir. Toplum olarak şunu unutmayalım; eleştiri güzel bir şeydir ama objektif ve doğru olmalıdır. Sırf beklentilerimize cevap alamıyoruz diye eleştiri yapanlarla gerçek eleştiri yapanları birbirinden ayırt edelim yoksa hepimiz vebal altındayız haberiniz olsun. Sözlerime burada son veriyorum, Allah’a emanet olunuz.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
10 Yorum
Adnan Bahadır Arşivi
SON YAZILAR