Bu hafta ne takımın oynama şeklinden, ne de yapılan hatalardan bahsedeceğim. Bu haftayı ilk iki şansımızı her gün göz göre göre öldüren, Şampiyonluk hedefimize her deplasmanda bir ütopya gözüyle bakan değerli teknik direktörümüz Hüseyin Kalpar' dan bahsedeceğim.

            Olaya şu noktadan girelim ilk olarak. Sayın Kalpar, 2010- 2011 futbol sezonunda Samsunspor' un başında bir şampiyonluk yaşıyor ve takımı bir üst lige çıkarıyor. O dönem elinde bulunan kadro kalitesi ve taraftarın müthiş desteği zaten kafalarda Samsunspor' u ilk sıraya çıkarmaya yetiyor da artıyor bile. Taraftarla arasının uyuşmadığı bilinen sayın Kalpar ile sezon sonu yollar ayrılıyor.

            Samsunspor' dan ayrıldıktan sonra 31 Mayıs 2011 günü Çaykur Rizespor' un başına geçiyor. Fakat alınan kötü sonuçların ardından 5-3 lük Elazığ mağlubiyeti sonrası Çaykur Rizespor' la yollarını ayırmak zorunda kalıyor. Nitekim herkes tarafından da bilinmektedir ki Çaykur Rizespor' un Samsunspor gibi bir seyirci potansiyeli yoktur. Nitekim Samsunspor' dan sonraki ilk teknik direktörlük yaptığı kulüple, başarı yerine istikrarlı bir başarısızlık yakalıyor. Varan bir...

            Çaykur Rizespor ile yollarını ayırdıktan sonra 16 Ekim 2012 tarihinde Göztepe ile 2.5 yıllık sözleşmeye imza atıyor ve sarı-kırmızılı takımın başına geçiyor. Elbette Samsunspor' u şampiyon yapan Kalpar' dan , tıpkı Rizespor' un beklentileri gibi Göztepe' nin beklentileri de büyük oluyor. Çünkü Sayın Kalpar Samsunspor' u bir üst lige çıkarmıştı. Fakat işler pekte yolunda gitmemeye başlayacaktır Göztepe macerasında da... Nitekim 16 Ekim 2012 Tarihinde de alınan kötü sonuçların ardından Hüseyin Kalpar Göztepe ile de yollarını ayırmak zorunda kalacaktır. E haliyle yine bilinmektedir ki Göztepe' de Samsunspor' un seyirci potansiyeline sahip bir kulüp değildir. Varan iki...

            Bu sezon ise Samsunspor kısıtlı bütçesine rağmen, ligde üst sıralara oynayabilecek bir takım kurdu ve bu takımı Sayın Kalpar' a emanet etti. Kalpar yine Şanslıydı, çünkü PTT 1. Lig' in iyi kadrolarından bir tanesine sahipti. Haftalar ilerledikçe tıpkı şampiyon olduğumuz sezonda olduğu gibi taraftarın desteği çığ gibi büyümeye başlamıştı ki Sayın Kalpar' ın bu duruma sadece Samsunspor' da alışkın olduğunu söylesek pek de yanılmayız sanırım. Böylece yine müthiş bir taraftar önünde maçlar oynanıyor ve takım giderek şampiyonluğa yaklaşıyordu. Ama bilinen bir şey vardı ki; takım çoğu maçı oynamadan kazanıyor ya da berabere kalıyordu. Herkes deplasmanda üç puan alınmadan şampiyon olunmaz diyordu, Sayın Kalpar ise deplasmanda bir puan bize yeter diyordu. Yetmiyordu sayın Hocam  ! Deplasmanda bize bir puan yetmiyordu !

            Şimdi anlattıklarımdan hareketle, anlaşıldı ki Sayın Kalpar, sen Samsunspor' dan başka takımda kolay kolay başarı yakalayamayacaksın. Çünkü o takımların hiç birisinde Samsunspor' un seyirci potansiyeli yoktu. Sen bizim şampiyonluk ümitlerimizi, her deplasman maçında yerle bir ettin. Deplasmanda bize bir puan yeter diyerek bu taraftarı üzdükçe, üzdün. Çünkü o bir puanın yetmeyeceğini sen hariç herkes görüyordu. Ama bu dakikadan sonra bu taraftar senin arkanı toplamaktan bıktı artık sayın Kalpar. Sen taraftarsız takımları yönetmeye mahkumsun. Çünkü taraftarı kaldıramıyorsun, altında eziliyorsun. Bu takım sensiz de bu ligde ilk ikiye oynardı zaten, bunu en başta da söylemiştim ben. Hatta sayın Hocam, bizi play off' lara sokamayacağını dile getirmiştim bir yazımda. Yine sözümün arkasındayım. Bizi play off' lara sokan Kalpar değil, Samsunspor'un taraftarının müthiş desteğidir. Sen şimdi yine yedek kulübüsünde VİP tribünlerinden sana hocam değişiklik yap diyenlere el kol hareketi yap. Sen şimdi arada basın açıklaması yaparak her şey güllük gülistanlık değil gibisinden cümleler kurmaya başla. Sanırım her şeyin güllük gülistanlık olmadığını sezon sonu sende anlayacaksın. Umarım ben yanılırım da bu takım play off' lardan da olsa üst lige çıkma başarısı gösterir.