Etme bulma dünyası

Arkadaşlarımla sohbet ederken, genellikle derim ki ”Arkadaşlar ben Allah Dost"uyum, benimle uğraşmayın, benimle uğraşanlar Dünya"da da, ahrette de iflah bulmazlar” arkadaşlar da “sen nasıl Allah Dostu oluyorsun?”dediklerinde “Allah"a düşman olmayan herkes O"nun Dostudur” diyerek işin içinden çıkıyorum.
İnsanlara yanlış yapanların mutlak surette bu dünyada veya öbür dünyada karşılığını bulacaklarından eminim, ancak bazen Yüce Allah işi gerçek dünyaya bırakmadan, fani dünyada sabırsız olan biz kullarına ibret olması için, kötülüğü yapanlara karşılığını veriyor, diğer kullara da ibret olması için.
Bazı olayları özellikle denemişimdir. İnsanları kınayanlar, hak etmedikleri konularda iftira edenler, gerek ticari açıdan, gerekse siyasi açıdan insanları bitirebilmek için ellerinden gelen her şeyi yapmak isteyenler, fani dünyadan gerçek dünyaya ulaşmadan cezalarını çekiyorlar. İşte şimdi size bu anlattıklarıma örnek üç olay; Birincisi parti yönetiminde olup da toplantılara bir yıl gelmeyip, istifa edeceğini söyleyen iş adamı arkadaşımız ne zaman ki benim ikinci kez partide disipline sevk edilme olayım gündeme geldi, derhal toplantıya gelip, aleyhimde oy kullandı. Hâlbuki bu arkadaşı o kadar çok seviyordum ki sizlere anlatamam, ayrıldığı ortağı da, çok sevdiğim bir insan, kendisi de. Gıda sektöründe fabrikası olan bu arkadaşımızın iflas ettiğini öğrendim, sevinmedim ancak üzüldüm desem de yalan olur, zira ben işini kaybeden hiç kimseye sevinmem, bilakis üzülürüm, çünkü bu insanlar istihdam yaratıyor, vergi ödüyor, şehrimize ve ülkemize fayda sağlıyor, ancak üzülerek ifade ediyorum ki bu arkadaşımıza üzülemedim. Çünkü insan, bir arkadaşını ister siyaset açısından, ister ticaret açısından bitirmek istememeli! Bunu isteyen insan kim olursa olsun art niyetlidir! Art niyetli olan insanların da sonları hüsrandır, görünüşüne bakıldığında çok iyi niyetli bir insanmış gibi gözükenlerin zamanla bir işiniz düştüğünde gerçek yüzleri ortaya çıkıyor, hayal kırıklığına uğruyorsunuz ancak, aradan az bir zaman geçince Cenab-ı Hak, hak ettikleri ile onları baş başa bırakıyor.
İkincisi; Kendilerini sevdiğim genç iş adamı ve ağabeyisi olan yüzde yüz yerliciler ile, belediyede tanıştım. Birisi meclis üyesi, diğeri ise, kulüp yöneticisi idi. Bu iki kardeşi de gerçekten sevmiştim. Samsunspor ile ilgili, yardıma her geldiklerinde elimden geleni yaptım, iş yerleri ile ilgili Gazete olarak tüm desteğimi verdim, ancak bu bizim yüzde yüz yerlici arkadaşlar bizim ayağımız azıcık yan basıp, Kral hazretleri yüzünden hapsi boylayınca bizi daha tanımadılar, aramadılar, sormadılar. Hapisten çıkmamıza beş gün kala bizim içeride söylediklerimizi duymuş olacaklar ki, biri geldi ziyaretimize. Bu arkadaşlar, o kadar çok kibirlendiler ki, daha önce yanına selam durdukları fabrikatörler, onlara mal satmaya kalkınca, onlarla muhatap olmayıp, “satış temsilcimizle görüşün” diyecek kadar basitlik yapmışlardır. Şimdi bu arkadaşlarımız, bırakın yüzde yüz yerliyi, yüzde yüz yabancı olan bir Holding"e işletmelerini devrettiler. Kendileri de, alacakları para ile ancak, bankalardaki borçlarını kapatırlar. Sizin anlayacağınız onlarda oldu yüzde yüz yabancı.
Gelelim Üçüncü olayımıza; Kendisi ile, uzaktan, yakından hiçbir problem yaşamadığım halde, bundan birkaç yıl önce kalabalık bir toplulukta bir milletvekilini Çakalın doldurup, benimle ilgili isim vermeden konuşma yaptırmasının ardından, kalkıp “vekilim bu arkadaşın adını verin de bu toplum tanısın” diyecek kadar basitleşen, hatta yaşadığım saldırı olayında mecbur kalıp, kullandığım silah olayını parti yönetimini toplayarak birilerini tehdit etti diye disipline verilmem için, dilekçe yazıp altına imza atan bu arkadaşımız, şimdi kendisine hiç kimse saldırmadan sırf kabadayılık olsun diye, iktidar partisinin havasını kullanmak adına hoyratça bir davranışla başka partililere silah çekmesi, kaderin enteresan bir cilvesi ve ilahi adaletin tecellisidir.
Benim için sabırsız diyen arkadaşlar ne kadar sabırlı olduğumu, bana yanlış yapanların zamanla teker, teker nasıl bedelini ödeyeceklerini gördükçe, ne kadar yanlış düşündüklerini anlayacaklardır. Ben hiçbir zaman acele etmem, ancak bana yanlış yapan er ya da geç bedelini öder bunu da hiç kimse unutmasın. Zaten ilahi adalette bunu emrediyor. Siz, siz olun değil bana, hiç kimseye hak etmediği muameleyi yapmayın, mutlaka karşılığını görürsünüz.
Sözlerime son verirken önceki gün Helikopteri düşüp, dün cesetleri bulunan BBP Genel Başkanı Muhsin Yazıcıoğlu ve beraberinde vefat eden diğer beş arkadaşımızın kederli ailelerine, Büyük Birlik Parti"li Kardeşlerime ve Hepimize Başsağlığı diliyorum. Mevla rahmet eylesin, mekânları cennet olsun. 

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
3 Yorum
Adnan Bahadır Arşivi
SON YAZILAR