DOĞRUYU KONUŞMAK GEREKİRSE

Eleştiri yapmak kadar kolay iş yoktur. Eleştirmek için o kadar çok bahane bulursunuz ki anlatamam ama eleştiri yaptığınız konularda çözüm önerinizi de söylerseniz o zaman yaptığınız eleştirinin bir anlamı olur.  Aksi halde sırf egonuzu tatmin etmek için veya konuşmuş olmak için eleştiri yapmış olursunuz ki bana göre bunun hiçbir anlamı da yok. Bu şehirde benden fazla eleştiri yapan, dünya görüşüne uygun insanları dahi acımasızca eleştirdiği için bedel ödeyen kimse yoktur ama ben eleştiriyi yaparken yapılması gerekenleri de yazarım. Sırf laf olsun torba dolsun veya toplum eleştirdiğimizi bilsin diye eleştiri yapmam. Bu detayı neden verdim derseniz; bazı meslektaşlarımız oturdukları yerden yazıp, çizmeyi ve eleştirmeyi adet haline getirmişler ama çözüm önerileri yok. Eleştirdikleri kişileri sadece onlara kızdıkları veya istediklerini alamadıkları için eleştirmekteler, benim karakterim buna müsait olmadığından doğru neyse onu yazmak zorundayım.

Bu minvalde bugün SAMULAŞ’taki grev olayını yazmak istiyorum. Olayın basına yansıdığı şeklini değil de asıl gerçekleri yazarak olayı değerlendirmek istiyorum. Normalde Samsun’a raylı sistem yapmak o günün şartlarında doğru bir tercih değildi ama sırf siyasi popülizm adına Vezir Hazretlerinin ısrarla isteyip şehrin gelecek yirmi yirmi beş yılını ipotek altına alarak yaptığı bir projedir o proje. Belki trafiği biraz rahatlattı ama gerek güzergâhındaki hata, gerek yüksek maliyeti, gerekse de müşavir firmalara ödenen yüksek paralar nedeniyle mal edilmesi gereken rakamın yüzde kırk üzerinde bir maliyetle şehre kazandırılmış bir proje. Merhum Kayıkçıbaşı, Vezir Hazretlerine bu projeden vazgeçmesi için ne kadar diretti ben bilirim ama Vezir Hazretlerinin şehrin geleceğini düşünmek gibi bir sıkıntısı olmadığından proje yapıldı. Bu proje nedeniyle büyükşehir belediyesinin ve SASKİ’nin tüm gelirleri Dünya Bankası ve Alman Bankalarına ipotekli. Bu yük bir yana bir de işletme her yıl ortalama yirmi beş otuz milyon lira civarında zarar ediyor. Bu zararı da bu şehirde yaşayan bizler ödüyoruz, bu gerçekleri kimse neden yazmak istemez aklım ermez. Sürekli suya yapılan zamları konuşan insanlar bu büyük rakamları neden telaffuz etmezler anlamış değilim.

Bu açıklamadan sonra gelelim asıl konumuza. SAMULAŞ’ta çalışan 540 civarındaki işçi zam talep etmiş, Mustafa Başkan da onlara enflasyonun üzerinde bir artış teklif etmesine rağmen sendika yönetimi bunu kabul etmeyince grev kararı almışlar. Olayın çok detayına girmeden sizleri bilgilendirmek istiyorum. Çalışan işçilerin şu anda en düşük maaşı 2750 lira iken bu rakama 500 lira ilave ederek 3250 lira civarına çıkarılması teklif edilmiş. Aslında işçilerin büyük bir kısmı buna razı da sendika olmaz deyince iş çıkmaza girmiş. İdarenin teklif ettiği rakam iki yıllık süreçte ortalama yüzde kırka tekabül ediyor, bu rakam normal bir rakam ama sendika kabul etmeyince iş çıkmaza girmiş. Sendika ikramiye istiyor, idare olmaz diyor. Neden diyor; çünkü belediyenin bütçesi belli. SAMULAŞ personeline verilen zammı Kültür AŞ’deki personel de isteyecek, imar inşaattaki personel de isteyecek ve belediye bütçesi bunun altından kalkamayacak. Çalışan işçi elbette daha fazla zam ister, ben de onların yerinde olsam aynı şeyi talep ederdim ama bir de idare tarafından olaya bakıldığında kimin parasını kime vereceğini iyi hesap etmek zorunda olunduğunu unutmamak lazım.

Mustafa Demir’i eleştirmek kolay. Elbette hataları var, örneğin basın birimi hiç ama hiç bir işe yaramıyor. Bu yazdıklarımı bilmeseler dahi öğrenip kamuoyu ile paylaşabilirler ama nerede… Adamlar alışmışlar oturdukları yerden maaş alıp günlerini gün etmeye, bekliyorlar ki basın mensupları onları gidip ziyaret etsin de onlar da keyiflenip hava atsınlar. Belediye değil internet TV’si, ulusal uydu kanalı da kursa bu arkadaşlarla bir adım yol alması mümkün değildir. Mustafa Demir’in sosyal medyasını yöneten de bunlar, girin bakın oraya yaptıkları haberlere bir tane olumlu yorum varsa on tane olumsuz yorum var. Sosyal medya böyle mi yönetilir? Her neyse konumuz da bu değil ama bazı olumsuzlukları elbette yazacağız. Belediyeyi kendi iş yerinden daha titiz yönetmeye çalışan ve bu güne kadar tüm çalışan personelin maaşını aksatmadan ödeyen, belediyeyi gerek mali disiplin açısından gerekse de idari yapı bakımından disipline eden Mustafa Başkanın bu yaptıklarını topluma anlatmakla görevli olan basın birimi bana göre orada bir saat dahi bekletilmemelidir. Benim kimseye eyvallahım yok, doğru neyse onu yazarım, eleştirirken de çözüm önerimi sunarım. Mustafa Başkanın yönetim biçimini beğeniyorum, kendi iş yerini yönetirken gösterdiği hassasiyeti belediyede de gösterdiğini gözlemliyorum ama eksiklerini de zaman zaman yazıyorum. SAMULAŞ konusunda idarenin tavrını doğru buluyorum, zaten zarar eden SAMULAŞ’a bir yük daha eklemenin âlemi yok. Onca insan işsiz sokakta gezerken bu arkadaşlarımız azıcık fedakârlık yapmaları gerektiğini unutmasınlar. Bugünlük de bu kadar, kalın sağlıcakla.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
16 Yorum
Adnan Bahadır Arşivi
SON YAZILAR