Bir kadını ağlatmak zor değildir aslında!

Eski bir anı…
Bir kadını ağlatmak çok zor değildir aslında.
Kadınlar her şeye ağlayabilir; bir filme, bir şarkıya, bir yazıya...
En az erkekler kadar yani! Ama bir kadını yürekten ağlatmak zordur.
Eğer bir kadın yürekten ağlıyorsa, ağlatan onun yüreğine ulaşmış demektir.
 Çağdaş Türk Mizah Edebiyatı"nın büyük ustası ve dünya çapındaki temsilcisi Aziz Nesin" i hemen hemen hepimiz tanırız. Öykü, şiir, roman ve yazılarıyla mutlaka karşımıza çıkmış ve okumuşuzdur.(En azından ben öyle böyle ümit ediyorum.) O"nun yapıtlarını okumadıysanız bile Nesin ile ilgili mutlaka yazılan-çizilen ve söylenen olumlu-olumsuz bir şeyler duymuşsunuzdur.
Aziz Nesin; İstanbul Çatalca"da kurmuş olduğu Aziz Nesin Vakfı ile çocuklarımıza özellikle de muhtaç çocuklarımıza büyük emek ve çaba sarf etmiştir. Vakfı görmüş, gezmiş ve o havayı solumuş bir insan olarak söyleyebilirim ki orada eğitim olanaklarından yoksun çocuklar; TÜKETTİĞİNDEN ÇOK ÜRETEN, TOPLUMSAL SORUMLULUĞU OLAN, ÖZGÜVENLİ VE ÖZVERİLİ, KENDİNİ SÜREKLİ GELİŞTİREN, KENDİNE-DÜNYAYA ELEŞTİREL GÖZLE BAKAN, TOPLUMA YARARLI bireyler olarak yetişmekte. TOPLUMDA KENDİ AYAKLARININ ÜSTÜNDE DURABİLECEK; EĞİTİM, BECERİ VE OLGUNLUK düzeyine ulaştıktan sonra da vakıftan ayrılmaktalar. Hayatın onlara küçük yaşlarda bağışladığı tüm OLUMSUZLUKLARDAN SIYRILARAK; GÖĞÜSLERİNİ GEREGERE HAYATA SARILMAKTALAR, Yıkılmadan ve umutlarını yitirmeden. İstanbul"a gittiğinizde yolunuz düşerse mutlaka bir uğrayın ve görün hayatın BIÇAKSIRTI yönünü. Hüznün ve sevincin yaşandığı; dramatik manzaramızı!
Kendi deyimiyle "boyum kadar kitap" yazan Aziz Nesin" den bahsedip de yazılarından bir tanesini aktarmamak yakışmaz bana. İşte onun kaleminden bir yazı…
Bir kadını ağlatmak çok zor değildir aslında.
Kadınlar her şeye ağlayabilir; bir filme, bir şarkıya, bir yazıya...
En az erkekler kadar yani! Ama bir kadını yürekten ağlatmak zordur. Eğer bir kadın yürekten ağlıyorsa, ağlatan onun yüreğine ulaşmış demektir. Ama o yüreğin değerini bilememiş olacak ki ağlatan,Gözünü bile kırpmadan teker teker batırır iğnelerini yüreğe!
İşte o zaman koca bir yumruk gelir oturur boğazına kadının.  Yutkunamaz, nefes alamaz; çünkü o koca yumruk canını çok acıtır. Gözleri buğulanır kadının sonra. Ağlamayacağım, der içinden.
Ama engel olamaz işte. Çünkü yüreğine ulaşmıştır birileri ve iğneler  saplamaktadır..
Bu acıya ne kadar karşı koyabilir ki bir kadın. İnce ince süzülür yaşlar gözünden; önce birkaç damla, sonra bir yağmur seli...

Ve kadın ağlar; hem de çok! Sanmayın ki gidene ağlar kadın! Gidenin giderken koparttığı yerdir onu ağlatan, orada bıraktığı yaradır. O yaranın hiç kapanmayacağını, kapansa bile izinin kalacağını bilir kadın; O yüzden ağlar. Ama bilir misiniz, ağlamak kadınları olgunlaştırır. Her damla, daha çok kadın yapar kadınları. Her damla bir derstir çünkü.  Bazen kadınlar ağladığında çoğu insan, ağlama niye ağlıyorsun ki, Değmez onun için derler. Bilmediklerindendir böyle demeleri. Çünkü yürekleri acıyan kadınlar ağlamazlarsa, ölürler. İçlerindeki zehirdir onları öldüren! Ağlayarak o zehirden kurtulur kadınlar, o irini temizlerler yaralarındaki! Çünkü bilirler, o irin temizlenmezse iltihaba dönüşür yaraları. Dönüşmemesi lazımdır oysa. O yüzden de bolca ağlarlar. Zaman geçer sonra. Kadınlar kendilerine sarılmayı öğrenirler. Umarım öğrenirler, yoksa ruhlar sapkın yollara çarpar kendini. Sapan ruhların doğru yolu bulması da yeni acılar demektir. Bunu bilir kadınlar, o yüzden eninde sonunda öğrenirler kendilerine sarılmayı...
Çok ağlayan kadınlar, birçok şeyden vazgeçen kadınlardır aslında. Her damla olgunlaştırır kadınları evet ama olgunlaştıkça, o safça inandıkları aşk gerçeği onların gözünde küçülür...
Küçüldükçe değerini yitirir ve işte o zaman kendilerine sarılıp, yeni bir kadın yaratırlar kendilerinden. Güçlü, yenilmez, mağrur ve aşka inanmayan...
İnsanlar soruyorlar çoğu zaman neden bu kadar çok bekar kadın var diye; hepsi kariyer derdinde olan..Çünkü inançlarını yitirdi o kadınlar. Zamanında yüreklerine o kadar çok iğne saplandı ki, o kadar çok ağladılar ki! Artık kendilerinden başka bir doğru olmadığına inanıyorlar, o yüzden kendilerine sarılıyorlar. Çünkü biliyorlar ki sarıldıkları Adamlar, onları hak etmedi; hem de hiçbir zaman!
Hep bir çıkarları oldu sarıldıkları adamların..  E o zaman niye sarılsınlar ki! Niye sarılalım ki! Etrafınızda yürekten ağlayan bir kadın varsa bilin ki olgunlaşıyordur. Bilin ki, gerçekleri kabul etmeye başlamıştır. Bilin ki, artık aşkın olmadığına inanmıştır.  Bilin ki, sarılacak tek bir doğrusu kalmıştır. O da kim, ne diye sormayın artık. Çok ağlayan kadınlar, eninde sonunda kendilerine sarılırlar çünkü!..
 SİZ! KİME SARILDINIZ?

 

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Yeşim Akar Arşivi
SON YAZILAR