BENDEKİ BELGELER ÖYLE DEMİYOR

Bugün sizlere üstad Bediüzzaman Hazretlerinin hayatından kesitler vererek o büyük insanın yaşantısı ile bugünkü Cemaati kıyaslayacaktım ancak dün bir meslektaşımın Büyükşehir Belediyesi ile ilgili yazdığı yazıyı görünce konuyu değiştirmek zorunda kaldım. Sayın meslektaşım Büyükşehir Belediyesinin kendi gazetesinin de bağlı bulunduğu grupla ilgili malzeme alımları konusunda ambargo koyduğunu yazmış ve yazının sonunda şirketin Türkiye'deki en büyük ikinci 500 şirket arasına girdiğini, bunun da Büyükşehir Belediyesine kapak olmasını dileyerek sözlerine son vermiş.

Büyükşehir Belediyesindeki bazı isimleri ne kadar çok!... sevdiğimi bilirsiniz. Ancak hakkı teslim etmek zorundayız, bu nedenle de doğruları sizlere aktarmaya çalışacağım.Belediyede çalıştığım dönemde bazı evrakları düzenli olarak arşivleme gereği duymuştum, zira çalışmakta olduğum arkadaşların ileride ne yapacağı belli olmadığından gün gelir lazım olur diyerek önemli gördüğüm bazı evrakları arşivledim. Hatta bu arşivler o kadar çok ki kocaman bir dolabın yarısı bu dosyalara ayrılmış durumda. Peki daha sonraki dönemle ilgili elinde evrak yok mu derseniz elbette var, örneğin ilaçlama şirketleri ile çevrilen dolapların tamamını kapsayan dosyalar elimde mevcut kimlerin ne yaptığını gördüğünüzde dudaklarınız uçuklayacak. Ancak şu İl Özel İdaresi meselesi bitmeden başka konuya geçmeye niyetli değilim.

Gündemimizde o kadar çok konu var ki saymakla bitmez. Örneğin hangi siyasetçinin kardeşine Belediye yazlık yaptırmış, hangi siyasetçinin şehir dışında gayri meşru çocuğu var, hangi siyasetçi çetelerle yeniden oturup anlaşma yaptı, hangi siyasetçi dostunu İstanbul Büyükşehir Belediyesinde işe koydu, ardından Samsun Büyükşehir Belediyesine getirtti, ardından ise dostunun ondan çocuk istemesi üzerine tayinini tekrar İstanbul Büyükşehir Belediyesine aldırdığı, hangi büyük şirketin Bafralı iş adamından faizle para aldığını ve zarar etmekte olan işletmenin bu parayı ödemek için nasıl sıkıntı çektiğini zamanı geldiğinde siz değerli okurlarımızla paylaşacağız. Ancak zamanını biz değil siyasi konjektür belirleyecek, duruma göre belki de yayınlamaya hiç gerek kalmayacak. Neden kalmayacak derseniz adamın siyasi hayatı sona ermiş ise onu yazmaya hiç gerek yok.

Bu kadar ara faslından sonra gelelim asıl konumuza meslektaşım Büyükşehir Belediyesi bizim patronun şirketinden malzeme almıyor diyor, bu bir yere kadar doğru ancak bir yerden sonrası doğru değil. Doğru olduğu yer neresi?, yanlış olduğu yer neresi? derseniz izin verin izah edeyim. Arkadaşımızın patronu sürekli almaya alıştığı için ona sürekli verdiğinizde sizden iyisi yok ama sizin ona işiniz düşüp küçücük bir talebiniz olduğunda sizden daha kötüsü yok. Ne demek istediğimi anlayanlar anladı ancak anlamayan okurlarımız için biraz izahat vereyim.

Büyükşehir Belediyesi 2007 yılındaki meşhur A Takımı davasını yaşayıncaya kadar gazeteci meslektaşımın bağlı olduğu grubun sattığı malzemelerle ilgili tüm alımlar oradan yapılmakta idi, ne zaman ki A Takımı davası oldu ve benimle Kayıkçıbaşı içeriye girdik gazeteci arkadaşım ve patronu anında bir politika değişikliğine giderek bizimle olan ilgilerini kesmeleri bir yana tutuklandığımız ilk bir haftadan sonra aleyhimizde her türlü yayını yapmaya başladılar işler değişti. Bu olay o kadar ileriye gitti ki yurt dışında bulunan oğlum ziyaretimize geldiğinde Kayıkçıbaşı ve ben oğluma yaşadığımız olayların gerçek yüzünü anlatan bir metin verip gazeteci arkadaşımızın patronuna göndererek metni bir sayfa parası ile yayınlamasını istedik.Arkadaşın patronu paramızla yayınlatmak istediğimiz ilanı yayınlatmadığı gibi oğluma olumsuz bazı ifadelerde bulunarak onu geri gönderdi (Gazete kurmaya karar vermemin temel nedeni bu olaydır).

Ne zaman ki biz hapisten çıktık gazeteci arkadaşın patronu yanına birkaç yandaşını alarak Vezir Hazretlerini bir akşam Yelken Kulübe yemeğe getirip, benimle kayıkçıbaşının Belediyeden ayrılması için baskı yapıyorlar. Peki sizce neden böyle bir şeye ihtiyaç duyuyorlar? Çünkü onların tüm tezgahlarını ben ve Kayıkçıbaşı biliyorduk. Hani şu okul yapıp okullara adları verilenler var ya onların bir kısmı tek bir kuruş dahi ödemedi, onlara yardım adı altında parayı Büyükşehir ödedi, bunlar alışmışlar vermeden almaya onlara ver dediğiniz an sizden kötüsü yok. Biz Medrese-i Yusufiyye'den çıkınca kayıkçıbaşı arkadaşımızın bağlı olduğu gruptan mal alımını durdurdu. Ancak o güne kadar arkadaşların imal ettikleri her ne var ise Belediye onlardan almak zorundaydı. Velev ki kalitesi düşük olsun hiç önemli değildi. Şimdi arkadaşımız çıkmış kahramanlık yapıyor, iyi güzel de benim elimdeki belgeleri yayınladığım zaman ne diyecek peki? Hani toplumumuz Balık hafızalı değil diyenler vardı ya!.. biz hafıza ile de kalmadık, belgeler elimizde. 2007 yılına dek Büyükşehir Belediyesi verdikleri malzemelerin listelerini dilerlerse benden alabilirler. Bu işler öyle konuşmakla olmuyor Beyler, evrakla konuşacaksınız aksi halde birileri çıkarır evrakları koyar önünüze haberiniz olsun. Kalın sağlıcakla

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
2 Yorum
Adnan Bahadır Arşivi
SON YAZILAR