ALLAH AFFEDİYOR DA KULLAR AFFETMİYOR

Daha önceki köşe yazılarımda da gazetecilik mesleğinin gelin ile kaynana arasında kalan damada benzediğini, gelinin dediğini yaparsa anasına yaranamayacağını, anasının dediğini yaparsa geline yaranamayacağını, her ikisinin de doğrularına evet yanlışlarına hayır derse ikisine de yaranamayacağını ama doğrusunun da bu olduğunu yazmıştım. Gazetecilik mesleği de böyledir. Toplumda elli türlü insan var, bu elli türlü insanın da farklı düşünceleri olduğunu, bu nedenle de herkesi memnun etmenin mümkün olmadığı bir mesleği yaptığımızın farkındayız. Ancak bizim için önemli olan şunu veya bunu memnun etmek değil, önemli olan toplumun ortak menfaatlerini gözeterek doğruları yazabilmektir. Bunun için de dik duruş sergilemek lazımdır. Dik duruş sergilemeyip ondan bundan aldığınız üç kuruş nedeniyle yalamalık yaparsanız inandırıcılığınız da kalmaz.

Meclis üyeleriyle ilgili yazdığımız son yazıdan ötürü bazı okurlarımızdan eleştiri aldık. Bu eleştirilerin ahlaklı ve ilkeli olanlarına saygı duyuyorum. Lakin sırf kendi düşündükleri gibi yazmadığımız için ahlaksızca yorum yapanlarla da mahkemelerde hesaplaşacağımızı unutmasınlar. Ellerine klavyeyi alıp müstear isimlerle yorum yazanlar IP numaralarından kim olduklarını bu Devletin bulamayacağını zannediyorlarsa çok yanılıyorlar. Bu arkadaşlara tavsiyem önce adam gibi isimlerini soyadlarını ve telefon numaralarını yazsınlar ondan sonra da istedikleri gibi yorum yapsınlar, onlara o zaman delikanlı diyeceğim. Elbette yazdıklarımızdan herkesin mutlu olmasını beklemiyoruz ama biz elimizden geldiği kadar doğruları ve gerçekleri yazmaya çalışıyoruz. Bunu Ahmet beğenmiş, Mehmet beğenmemiş umurumuzda değil. Önemli olan yazılanların doğru olup olmadığıdır.

Örneğin Dr. Yılmaz Karagöz’le ilgili yazdıklarımızdan ötürü rahatsız olan arkadaşların olduğunu biliyorum. Lakin bu arkadaşlar aynı Yılmaz Karagöz CHP’den aday olduğunda rahatsızlıklarını dile getirmiş olsalardı, o zaman onlara saygı duyardım. Sırf AK Parti’den aday oldu diye ortalığı ayağa kaldırmanın da alemi yok. Bu bir tercih meselesi adam ben ‘hemşerilerime iktidar partisinde daha çok hizmet edeceğim’ diyorsa buna saygı duymak zorundayız. Zaten kendisi de bizi ziyaretinde CHP’ye gidişini hata olarak kabul etmekte. ‘Keşke gitmeseydim’ diyor, bu da bir erdemdir. İnsan bir hata yapıp pişman olursa onu ALLAH AFFEDER DE, BiZ KULLAR AFFETMEYİZ. Kaldı ki amaç affetmek veya affetmemek de değil asıl amaç insanları karalamak veya kendi düşüncelerimiz doğrultusunda hareket etmediklerinde onları kötü ilan etmek… Toplum olarak en kötü huylarımızdan birisidir.

Ben daha önce de dediğimin arkasındayım. AK Parti birkaç istisna hariç Belediye Meclis üyeliklerinde fevkalade güzel isimleri listelere koydu. Mustafa Demir de bu konuda umduğumdan çok daha iyi performans gösterdi ve güzel isimlerin arkasında durdu. Kendisini tebrik ediyorum. İlçelerde de durum gayet güzel. Örneğin Lâdik’te Nurhan Hanım bayan haliyle pek çok erkeğin yapamayacağı bir dik duruş göstererek orada ilçenin ağababası olarak geçinen insanların hiç birisini listeye koymadı. Bu da takdire şayan bir durum, emin olun Lâdik ilçesi adına fevkalade sevindim. Nurhan Hanım oradaki tabuları yıktı geçti karşıya. Doğrusu ben bu kadarını da beklemiyordum. O nedenle Nurhan hanımı da tebrik ediyorum.

Kavak’ta da liste güzel. İbrahim Sarıcaoğlu’nun yanında gezen bazı kişileri görünce ‘eyvah bunlar meclis üyesi olacaksa Kavak ilçesine yazık olur’ demiştim. Ama listeyi görünce içim rahatladı. Eski vampirler listede yoklar çoğu yeni isim. Geçmişte İbrahim Sarıcaoğlu ile beraber olup istedikleri adamları Belediyeye yerleştirdikten sonra aleyhine geçen isimleri şimdi yanında görünce endişe etmiştim ama listelerde kendilerine yer bulamamış olmaları fevkalade sevindirici bir durum. Havza’da listelere giremeyen bazı isimlerin rahatsız olduklarını biliyorum ama bu bir yenileme operasyonudur makul karşılamak lazım. Listelere giremeyenlerden söz açılınca aklıma geldi. Daha önce MHP’den istifa edip AK Parti’ye geçen Sabri Arslan iki dönem meclislerde olunca çok iyiydi ama şimdi giremeyince etrafa ateş saçmaya başladı. Garibim bilmiyor ki hep ateş olsa düştüğü yerin dışında en ufak bir etkisi olmaz. Bu arkadaşımızdan ricam Belediye Başkanlarına yazdığı güzel şiirlerden bana da yazması, zira yazdığı şiirlerde Başkanların isimlerini alt alta getirip Başkanlara verdikten sonra karşılığını da alıyormuş. Bana da bir şiir yazarsa karşılığında bir şey veririm ona ama ne veririm onu şu anda kestiremiyorum. Arkadaşımızın ‘özgül ağırlığı yüksekmiş’ öyle diyor. O yüzden onu mutlu edebilecek karşılık nedir onu da henüz tam bilemediğimden biraz araştırmam lazım. Aldığım haberlere göre Terme’de AK Parti’yi üçüncü yapamazsa bıyıklarını kesecekmiş. Keşke bıyıklarını kesmekle kalsa... Uzattığımın farkındayım ama konular o kadar fazla ki yazmakla bitmiyor. Bari burada bitirelim, Allah’a emanet olunuz.