Şakir KABAKÇIOĞLU

Şakir KABAKÇIOĞLU

AFAK

Sevgili okurlar, geçen haftaki köşe yazımda Doğu ve Güney doğu Anadolu'daki Valilerin işinin zor olduğunu ve nedenlerini yazmıştım. Başbakan Erdoğan dersine iyi çalışmış ve tahminimde yanılmadım. AKP hükümeti bölgedeki sözde çekilme sürecindeki hukuksuz eylemler için Valilere yetki vereceklerini duyurdu. AKP'nin valilerine şimdiden kolay gelsin. Valilerimizin, kendilerine iyi bir hukukçu bulmaları gerekecek gibi görünüyor. İşleri gerçekten zor.!

AKP'nin, Akil insanlar topluluğu, magazinsel gezilerine Karadeniz bölgesi dışında başladılar. Sözde barış sürecinden bir haber dolaşıyorlar. Bazıları gerçekten çok saf, bazıları da tam bir batılı ajan modundalar. Baskın Oran denen aklı evvel İzmir'de yaptığı konuşmada '' Sürece destek vermezseniz, evinizden çıkıp alış-veriş merkezlerine gidemezsiniz, İnternetten alışveriş yaparsınız'' dedi. Kendisi, küçük aklıyla Türk Milletini tehdit ediyor. İzmir deki halkımızda bu tehditten korkar ve hemen sözde barış sürecini destekliyoruz diyecektir herhalde!!!

Diğer taraftan memleketimin incisi BDP vekili Aysel Tuğluk '' PKK, çeyrek yüzyıl daha, ismi farklı olsa da Kürt halkının olduğu her yerde olacaktır'' şeklinde açıklama yapmaktadır. Sonra da çıkıp barıştan ve kardeşlikten söz etmeye çalışıyor, MHP'yi ve de CHP'nin ulusalcı kanadını barışa karşı çıkmakla suçlayacak kadar yüzsüzleşebiliyor.

Bu arada CHP genel Başkanı sayın Kılıçdaroğlu'da boş durmadı, Ulusalcı kanadın sivrilen ismi Uşak milletvekili Dilek Akagün Yılmaz'ı disiplin kuruluna sevk etti. Bununla da yetinmedi, ''CHP tabanının %65 çözüm sürecinden yanadır'' şeklinde açıklama yapan CHP genel başkan yardımcısı Gülseren Onanç'ın istifası istendi. CHP iki kanattan birer kişiyi feda ederek, parti olarak kafalarının karışık olduğunu tescil etmiş oldular.

AKP zaten yaptıklarını kamufle edip, gündemi değiştirmek ve halkın dikkatini dağıtmak için akil insanları ortaya attı. Sözde barış sürecinin başarısızlığı sonrası kendine ortak arıyor. CHP'nin durumu ortada. BDP için zaten söylenecek bir şey yok. Beğenelim- beğenmeyelim, duruşu, net olarak belli olan tek parti MHP. Net şekilde, Büyük Ortadoğu Porejesi'ne karşı olduğu ve Ülkeyi barış süreci adı altında bölmeye çalıştıklarını savunuyorlar.

Tüm bu kargaşa içinde gözden kaçan en önemli olay, Hizbullah'ın Hüda-Par adı altında parti kurarak siyasete girmesidir. Özellikle Doğuanadolu bölgesinde tabanı bulunmakta ve hızla güçlenmektedir. Dicle Üniversitesi'nde meydana gelen olaylarda PKK yandaşları ile çatışmışlardır. Hizbullah, bilindiği üzere Maksist BDP ve PKK ile rakiptirler.

Hizbullah, 1980 yılında Diyarbakır'da kurulduğu iddia edilse de eylemlerine 1985 yılında başlamıştır. Her ne kadar inkar edilmiş olsa da Devletin, bu tarihten itibaren örgüte destek verdiği ve PKK'ya karşı kullandığı bilinmektedir. Eylem biçimleri ve cinayet şekilleri akla durgunluk vericidir. 2000 yılında örgüte büyük darbe indirilmiş ve yönetici ve tetikçileri yakalanmıştır. 2011 yılında Ceza hukukunda yapılan değişik ile 10 yıllık tutukluluk süresi dolan örgüt üyeleri cezaevinden salınmış ve kayıplara karışmışlardır. Bilindiği üzere Hizbullah, İran patentli, sözde İslami örgüttür. Burada gözden kaçırılmaması gereken, Hizbullah her ne kadar PKK ile husumetli olsalar da, sözde barış sürecini desteklemektedirler.

Çünkü; Hem Terörist başı Apo ve PKK, hem de Hizbullah'ın hem fikir oldukları nokta, Gülen Cemaati ve Fethullah Gülen'ne olan güvensizlikleridir. İki örgüt ve bu iki örgütün siyasi uzantıları (Hüda-Par ve BDP) Gülen Cemaatini ortak tehlike olarak görmektedirler.

Burada dikkat edilmesi gereken, Hüda-Par'ın İstanbul başta olmak üzere büyük şehirlerde kendisine taban oluşturma ihtimalinin yüksek olmasıdır. Ortadoğu'daki kargaşa, Suriye'nin durumu ve İran'ın korunma refleksi, Ülkemizi savaş alanına çevirebilir.

Her fikrin siyasal alan içinde mücadelesi doğru ve medenidir. Ancak, Ortadoğu da bu yeni siyasallaşma hareketlerinin arkasında kimler vardır? ve ne kadar geçekçi ve iyi niyetlidirler? Bunu siz okurların takdirine bırakıyorum…

 

Sağlıklı ve genç kalın…..

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
1 Yorum
Şakir KABAKÇIOĞLU Arşivi

AFAK

25 Mayıs 2013 Cumartesi 12:41

AFAK

13 Nisan 2013 Cumartesi 13:17

AFAK

06 Nisan 2013 Cumartesi 13:26
SON YAZILAR