Yalnızlık…

“Bazen kendim bile kendime kalabalık geliyorum…”
Metin Üstündağ

Kapınızı anahtarınızla açıyorsanız… içinize yaptığınız yolculukları uzatıp duruyorsanız… ve kırlangıçlar göç etmişse boşluklara…

Duvara uzak tuğlalar gibi… aynadaki yüz… kilitsiz anahtar… sahipsiz mektuplar…

“Yalnızlığın mis kokmalı” der Bedri Rahmi Eyüboğlu. Ve “yalnızlığın kadarsın…” 

Herkesin gittiği vakitler… başım ellerimin parantezinde… siyah beyaz bir ekrandan üstüme üstüme gelen bedelsiz renkler… kursağıma takılan hüzünler…

Samsun"a bakıyorum Kalemkaya"dan. Valhalla Ağacı* gibi görünüyor şehir, akşamın alacasında soluk, yorgun siluetiyle… Bir sevgili gibi biraz uzak ama tüm dallarıyla içimde... tüm kollarıyla sarıp sarmalıyor beni. Her ne kadar budasalar da geçmişini… ve yamalarla kapatsalar da daracık sokaklarını… kıyısında köşesinde sevgili beklediğim sessiz salıncağım, ana kucağı gibi…

Nereye baksam mavi düzyazı… yaralı anılarıma tuzlu bir gökyüzü gibi kapanıyor…

Gemiler geçiyor… Gemiler yüreğimden geçiyor… göğsünde uyuduğum gemiler… bir yanı sende bir yanı bende kalan, Turgut Uyar"ın  “içimizden kaldırdığı” saklambaç oynayan gemiler… alıp gidiyor altını çizdiğim özlemlerimi… yalnızlığım bana kalıyor.

"...koştum geldim ta sınırına değin.
burdan ötesi suskunluk, zaman”
…
Melih Cevdet Anday"ın, sevgilisinin gözlerinden uzaklığını anlatmak için yazdığı bu dizeler, küçük bir mektupla gönderdiğim boşluğunu doldurmuyor. İki ateş arasındaki ürkekliğimle kapı aralığında kalıyorum soru işareti gibi. Boşluğunla dolup taşıyorum.

Şükrü Erbaş"ın dizeleriyle ters yüz oluyorum:

“senin uzaklığın
benim dönüp geldiğim;
bu kadar yalın boşluğun tanımı"

Gerçekten bu kadar yalın mı boşluk? Edip Cansever"in  “sonuçsuz, belki"li, kaygan." ve “sevilmemiş” dediği boşluğu alıp gidebilir miyiz taşındığımız yere?

Ludwig Wittgenstein, "üzerine konuşulamayan konusunda susmalı" cümlesiyle bitirdiği eserinde özellikle yarım sayfalık bir boşluk bırakır. Sessizce karşılanıp sessizce uğurlanan ve tüm sayfada sadece beş harf bulunan metin tüm evrende yapayalnızdır.
Bu gün soğuk ve bulutlu hava gibiyim. Hiç, boşluk ve yalnızlık yeterince  kalabalık.   
……………………………………………………………………………………………..
• Valhalla Ağacı: Kuzeyli Adam mitolojisinde Valhalla dağından bakıldığında görünebilen yalnızlık ağacı. Cesur olanların Valhalla ya ulaşmak için tırmanmaya çalıştıkları ve söylentiye göre birçok yiğidin çıkmaya çalıştığı, ancak pek azının başarabildiği; başaramayanların herhangi bir dalında sonsuza dek yalnız kalmaya mahkum edildiği, dallarını ölüm ya da aşkın kırabildiği büyük ağaç.


 

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
2 Yorum
Can Adalı Arşivi

Dil

19 Ekim 2008 Pazar 10:39
SON YAZILAR