Şevki Yıldırım

Şevki Yıldırım

Verem mi var?

Uzman Dr. Cem Şahan gazetedeki köşesinde daha 2 gün önce "Verem  kelimesini  her  duyduğumda ,  kendi de veremden ölmüş şair Muzaffer Tayyip Uslu'nun  “Kan”  adlı şiiri  aklıma  gelir." girişiyle bir yazı kaleme almıştı. Her zamanki gibi okumanızı önerdiğim bu yazının peşine, şimdi Medicana'da görev yapan Dr. Remzi Karşı bir dize attı mailimize.. Aynen şöyle yazıyordu Remzi Karşı:
"Sonra işe giderken dolmuşta
Üç ay önce tedavisini terk etmiş,
Dirençli hasta,
Dışarıdaki yağmuru süpüren sileceklere baka baka
Öksürür,
Öksürür ağzını kapamadan…
Yol uzar,
Trafik sıkışır
Yolcu öksürür…
Siz, aynı yoğun ve ağırlaşmış havayı solurken,
Diğerleri de size katılır…
Olsun siz yine de verem olmazsınız..
Rakamlar öyle söyleyecektir çünkü,
Verem mi var ?..."
(Remzi Karşı)

ÇUKUR

Adamın biri, ıssız bir yolda dalgın dalgın giderken bir çukura yuvarlanmış. Uğraşmış, uğraşmış çıkamayınca "İmdaaaattt" diye bağırmaya başlamış.
Bir doktor geçiyormuş çukurun yanından. Sesleri duyunca, cebinden defteri çıkartmış bir reçete yazıp atmış aşağıya, yürümüş gitmiş.
Adam çığlık atmaya devam ederken bir imam gelmiş çukurun başına. Aşağıdaki adamı görmüş. O da bir kağıt kalem çıkartmış cebinden, bir dua yazıp çukura atmış, yürümüş gitmiş sonra..
Derken bir arkadaşı görünmüş çukurun başında "Hey Hasaaan" diye bağırmış çukurun içindeki "Benim ben..Dışarı çıkmama yardım eder misin?"
Arkadaşı hemen çukura atlamış. "Sen deli misin?" diye çıkışmış imdat çağıran. "Şimdi ikimiz de çukurdayız"
"Doğru" demiş arkadaşı. "İkimiz de çukurdayız. Ama ben bu çukura daha evvel de düşmüştüm ve nasıl çıkılacağını biliyorum.."
Kaçımız acaba kaç arkadaşıımız için çukura atladık hayatta? Çukura atlamak.. Hem de tereddüt etmeden, düşünmeden atlamak!!

Günün Fotoğrafı

BİR SÖZ

Hayat bisiklete binmek gibidir. Pedalı çevirmeye devam ettiğiniz sürece düşmezsiniz.
(Claude)

SORMAK!!

Sıradan insanların göz bağlarını çözmek, küçük çıkarlardan ibaret çorak bir yaşamın görünmez duvarlarını parçalamak ve tüm sömürücülere "Adem babamız toprağı sürer, Havva anamız çıkrık çeviriken sen neredeydin? diye sormak

Karikatür

BİR MEZARDAN

Genç ve hür iken, düşlerim sonsuzken, dünyayı değiştirmek isterdim. Yaşlanıp akıllanınca, dünyanın değişmeyeceğini anladım.
Ben de düşlerimi biraz kısıtlayarak, sadece memleketimi değiştirmeye karar verdim. Ama o da değişeceğe benzemiyordu.
İyice yaşlandığımda, artık son gayretle, sadece ailemi, kendime en yakın olanları değiştirmeyi denedim. Ama malesef bunu da kabul ettiremedim.
Şimdi ölüm döşeğinde yatarken birden farkettim ki, önce yalnız kendimi değiştirseydim, onlara örnek olarak olarak ailemi de değiştirebilirdim.
Onlardan alacağım cesaret ve ilhamla memleketimi daha ileri götürebilirdim. Kim bilir, belki dünyayı bile değiştirebilirdim!

Nostalji

ALKOL!!

Dernek Lokali Açılması ve İşletilmesine İlişkin Yönetmeliği'nin, 'Lokallerde Alkollü İçki Kullanılması' başlıklı 7. Maddesi'nde öngörülen karar ile İlkadım İlçe Kaymakamlığı Samsun kent Merkezi'nde bulunan alkol ruhsatlı dernek ve lokalleri kaldırıyor. Alınan karar ile İlkadım'da bulunan alkol ruhsatlı dernek ve lokallere 60 gün süre tanındı. Bu 60 günün son ermesi ile Samsun'un Irmak Mahallesi sınırları bu işletmelere alkolsüz bölge olarak gösterildi. Konu üzerine dün açıklamada bulunan Bafralılar Haberleşme ve Yardımlaşma Derneği Başkanı Şakir Gönenç, "Danıştay 8. dairesinin bizim lehimize olan bir kararı olmasına rağmen, bize direk burayı kapat diyorlar. İlkadım Kaymakamlığı yönetmeliğe göre, diyor ki dernekleri içkili alanlar içersinde içki satmasına yasak. Müsaade etmiyoruz. Bize, 60'ar gün müsaade verdiler. Bu süre doldu. Gösterilen yerlerde bizlerin yer tutma imkanı yok. İçki içen ve içmeyen insan arasından ayrımcılık yapıyorlar. Biz neden gidiyoruz ki, bizler içki içme ruhsatlarımızı zaten almışız ve Danıştay'ın bizim lehimize olan bir kararı da var. Biz şunu talep ediyoruz; bize düzgün bir yer göstermeleri lazım ve o gösterdikleri zamana kadar da bizim işletmelerimizi kapatmamaları lazım. Bizi kapatmaları bizi yıkar. Haklarımız elimizden alınıyor” demiş. Neler oluyor sizce?

Tansu Tekin'in Objektifi

BİR DÖRTLÜK

Şu insanoğlu
Ne buldu! ne beğendi..
Her yerde ve her şeyde
Hep aradığı kendi.

FAZIL HÜSNÜ DAĞLARCA BAKIN NE DEMİŞ..

Açım, çıplağım dersin anlamaz, anlamaz
Anlamaz sorar hala nece dediğin.

BULARDAN SONRA

Hırs: Gözleri karartır.
Nefret: Ömrü kısaltır
Kıskançlık: Aklı azaltır
Ölüm: Bunlardan sonra

ÜVEY EVLAT

Gazetede okuyoruz: "Raylı sistemin hayata geçmesinin ardından yaşanan güzergah tartışmalarına İncesu Çatalçam Taflan Minibüsçüler Derneği de dahil olmuş. Dernek Başkanı Bayram Karabel yaşanan süreçte 'üvey evlat' muamelesi gördüklerini söylemiş"
Sayın Karabel galiba  'Üvey' de olsa önce evlat olmak gerektiğini unutmuş olmalı!

Yurdum İnsanı

VAY CANINA..

"Sağlık Bakanlığı, hastanelerde "gönüllü ajan" projesini hayata geçiriyor. Hastalar bundan böyle, muayene oldukları hastanelerde gözlerine çarpan her türlü olumsuz olay ve durumu "gönüllülük esasına dayalı olarak" Sağlık Bakanlığı'na ihbar edebilecek. Yapılan ihbarlar Bakanlık tarafından değerlendirmeye alınarak, ihbarlar hakkında gerekli işlemler yapılacak.
Sağlık Bakanlığı'nın yapısını değiştirecek olan "Sağlık Bakanlığı ve Bağlı Kuruluşlarının Teşkilat ve Görevleri Hakkında Kanun Hükmünde Kararname" değişikliği ile hastanelerde "gönüllü ajan" projesi hayata geçiriliyor." Haberini okuduk da şaşırdık. Herhangi bir sorumluluğu olmayan ve sağlık hizmetleri sunumu hakkında da bir sağlık çalışanı kadar bilgisi olmayan kişilerin gözlemci sıfatıyla yaptıkları değerlendirmeleri ne derece işe yarar sizce? 112 acili arayanlara dönmesin sakın bu hikaye..

EMİR BALIK MARKET RESTORANT KATKILARIYLA

İstiklal Caddesi üzerinde hizmet veren Emir Balıkçılık katkılarıyla bir bulmaca sunacağız bundan böyle "Soruyu Bilen Balığı Yer" sloganıyla gerçekleştireceğimiz sorularımız YGS deki gibi şifreli olmayacak. Zor olmayacak sorularımızda öncelikli maksadımız size balık yedirmek olacak. Bekleyin lütfen.

PORTRE

Akın Üner."Duyduk duymadık demeyiiiiiin!" diye başladı duyurusuna. Peşinden de "11 Eylül 2011 Pazar günü  Doğu Park sosyal tesislerin bahçesine gelenler, Rumeli mutfağının geleneksel lezzetlerinden tatma fırsatı bulabilecekleri güzel bir gün geçirecekler... Nasreddin Hoca'nın işi gibi, "ye kürküm ye" muhabbeti burda geçerli değil. Üstelik kapıdan girerken kimseye sen kimsin, kimlerdensin de denmeyecek. Diğer bir deyişle sadece mübadillere değil, tüm yurdum insanına açık bir etkinlik bu. Bu sene ikinci kez düzenlenen ve gelecek seneden itibaren gelenekselleşmesi hedeflenen bu etkinlik için dernek yaklaşık 1000 kişilik hazırlık yapıyor. Yani erken gelen, tüm lezzetleri tatma fırsatı bulur. Uzun lafın kısası, 11 Eylül 2011 Pazar günü Doğu Park sosyal tesislerin bahçesine konu komşu, ailece "aç olarak" gelin efendim... Pişman olmayacaksınız!" demişti. O gün ne oldu gidemedik, ama Mübadele Derneği sitesinde de yalnızca Yakakent Haber'de yer alan bir haber okuduk. Akın arkadaşımızı kutyluyoruz çabalarıdan dolayı.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
1 Yorum
Şevki Yıldırım Arşivi
SON YAZILAR