Treni kaçırmak ve Kuyrukta beklemek

Kara trenin, tarihin seyrüseferi içerisinde evrilerek hızlı trene dönüşmesi çok anormal bir durum değil.. Eskiden ucu yanık olan aşk mektupları da şimdi e- mail"e dönüştü.. Değişiyoruz yani.. Toplum olarak, teknik olarak…
Bazen, teknolojinin  bir şeyleri geçmişin tozlu raflarında bırakarak devam eden zaferlerini sitemli bir kabullenişimiz var..
Keşke yeniden, 'tek okumalık'          e-mailler yerine, ucu yanık mektuplar alabilsek ve keşke hala ıslak raylarda aheste giden tren penceresinden çevreyi seyrederek ulaşsak varacağımız yere..
 Haber doğruysa ve de Allah'tan bir şey olmazsa TCDD Genel Müdürlüğü tesislerinde üretilen  Hızlı Tren, Temmuz ayında ilk kez Samsun'da görücüye çıkacak.
Trenin ismi; '19 Mayıs 1919 Samsun'
Samsun- Çarşamba hattı üzerinde denenecek olan hızlı trenimiz Samsun'un kalkınmasında hızlı bir ivme oluşturacak gibi duruyor. Coğrafi olarak müsait bir bölge olduğu için bu güzergâhın seçildiğini düşünüyorum. Hatta şimdiden bir şeyler yapmaya başlamazsak, yani bu projeye sahip çıkamazsak, testleri Samsun'da bitirip hızlı tren uygulamasının başka bir ile, örneğin Sivas'a kayma tehlikesine dikkat çekmek istiyorum.. Biliyorsunuz ki Samsun bu konuda fazlasıyla muzdarip.. Hızlı trenin bu hızına yetişmek lazım..
Bu treni geliştiren yetenekli arkadaşların özel sektörden gelme oldukları için; bürokrasinin mevzuat hazretleri ile tanışırken bütün enerjilerini tüketebileceklerinden de korku-yorum.. Allah yardımcıları olsun..
* * *  
Kuyruk esastır..
Millet olarak sürekli 12 Eylül öncesine dönmekle korkutulduğumuz

için gazetelerimize düşen Pirinç kuyruklarını görenlerin "neler oluyor, yoksa 12 Eylül öncesine mi dönüyoruz" diye tereddüt ettiklerini görüyorum..  Pirinç stoku ile ilgili haberler çok muhtelif olduğu için ortalık netleşene kadar bu konuyu gündeme taşımaya devam edeceğiz.
Fert ve toplum olarak, kendimizi AB'ye hazırladığımız şu günlerde, bu kuyruklar da nereden çıktı?  Pirinç kuyruğuna razıyız diyelim.. Yarın benzin kuyruğu, yağ kuyruğu da  çıkmasın karşımıza..  Çıkarsa çıksın.. Şu dikkatimi çekti; nasıl da hazırmışız meğer.. Hemen angaje oluverdik.. Hiç gocunmadan sabahın erken saatlerinde yine eski günlerdeki gibi girdik hiç unutamadığımız ve toplumsal bi-linçaltımızda var ve diri olan kuyruklara.. Ve kuyruk üzre devam eden hasbıhallere..
Emeklisini banka kuyruklarındaki kalp krizlerinde kaybeden ve bankanın tuvaletini kullandırmayarak altına 'çişeten' bir toplum ve insan profilimiz var..  Bu toplum, uzun çok uzun yıllarını ve uzun çok uzun yollarını kuyruklar halinde yaşadı.. Kervanların peşinde göç yollarında, devlet kurumlarında, gazyağı, hatta vesikalı ekmek kuyruklarında.. Kolay geçer mi yılların alışkanlıkları?
Ümit edelim ki, bu yılan hikayesine bizden sonrakiler duçar olmasın..
* * *
Yarın akşam Prof. Dr. Nevzat Yalçıntaş, Canik Belediyesi'nin misafiri olarak Samsun'a geliyor..  Saat 20:00'de, Canik Belediyesi Sosyal Tesislerinde, Nevzat Hoca'nın Ortadoğu ve Türkiye konulu  konferansı ilginizi çekebilir..

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Recep Yazgan Arşivi
SON YAZILAR